muhammed emin: önemine binaen..

muhammed emin: önemine binaen..
.. onun için bir müslüman olarak; medyanın dikkate alınmasını ve bu konuda yapılması gerekenleri hiç vakit kaybetmeden, ivedilikle yapılması gerektiğini düşünüyorum.

kitle iletişim araçları ve sosyal medya ile ilgili bundan tam bir yıl önce bir yazı yazmıştım. takip edenler hatırlayacaklardır.. o gün her ne kadar bir çok hususun altını çizmişsem de, bu gün,  belki bazı önemli bulduğum taraflarını tekraren yazmak ve bazı belirtmediğim  yönlerini de bu arada hatırlatmak istiyorum...

modern dünyada insanlar üzerinde müessir, 4 büyük güçten bahsedilir. bilişim çağı diye tabir edilen bu çağda, her ne kadar 3 erk (yasama, yürütme, yargı) diye tabir edilen güce ilaveten medya (basın-yayın, iletişim araçları) 4. güç olarak nitelendiriliyorsa da, şahsen ben askeri kuvveti, polisiye gücü, üniversiteleri ve medyayı 4 kuvvet (güç) olarak niteliyorum. diğer üç gücün hangileri olduğundan ziyade,  bu gün medyanın önemli bir güç olduğu hususunun altını çizmek istiyorum. her ne kadar medya için 4. kuvvet deniliyorsa da üzerinde yaşadığımız türkiye gibi, siyasal hayatına başka güçler ve hakim paradigma tarafından sık sık müdahale edilen ülkelerde,  medya, çoğu zaman diğer güçlerin önüne geçebilmektedir. onun için bir müslüman olarak; medyanın dikkate alınmasını ve bu konuda yapılması gerekenleri hiç vakit kaybetmeden, ivedilikle yapılması gerektiğini düşünüyorum.

evet.. medya; latince medium kelimesinden çoğul olarak türemiş bir kelimedir ve günümüzde yazılı veya görsel-işitsel bütün kitle iletişim araçlarının ortak tabiridir. internetin hayatımıza girmesiyle açılan iletişim ve paylaşım platformlarının bütününe de sosyal medya tabiri denilmeye başlandı.

yaklaşık bir asırdır, geçmişin kalemi kuvvetli, düşünce ufku geniş, yaşadığı ülkeye ve içerisinde bulunduğu topluma faydalı olma kaygısı taşıyan bazı büyüklerimiz, o dönemden günümüze kadar ki süreçte, yazılı neşriyat (gazete, mecmua, bülten...)'ı kullandılar. önceleri sadece yazılı olan neşriyata bir süre sonra sesli ve görüntülü (radyo ve televizyon) denen araçlar da katılmıştı.. ancak bu araçlar devletindi ve devletteki (laik) hakim gücün istediği yayını ve propagandayı yapıyordu. ...taa ki, 1992 yılından itibaren devlet harici (özel) radyo ve televizyon kurumlarının açılması ile inanç ve düşünce de yayın hayatına sesli ve görsel olarak girmiş oldu.  derdi ve davası inancını yaymak ve yaşatmak  olanlar için bu çok önemli bir gelişmeydi. yaşayarak temsil ettiğimiz inancımızı kitlelere topluluklara anlatabilmek için adeta bulunmaz bir fırsattı.. gel zaman git zaman derken.. her köye, sonra  her eve, belki her odaya giren radyo ve tv yayınları, günümüzde internetin hayatımıza girmesiyle önce bilgisayarlarımıza, sonra da telefonlar aracılığıyla herbirimizin cebine girdi. üstelik sadece radyo ve tv yayınları olarak değil, internet siteleri, web tv kanalları, paylaşım siteleri, haber portalları, kişisel sayfalar, bloglar ve daha neler neler...! çok önemli, etkin ve müessir olan medya gücü artık doğum yapmış ve geniş bir aile olmuştu...

işte geldiğimiz bu noktada, derdi ve çabası inancını yaşamak ve inancın yaşandığı bir toplum inşaa etmek olan her mü'minin elini taşın altına koyma vakti geldi de geçiyor bile.. medya/meydanı  boş bırakmamak gerekiyor. bu müessir gücü planlı ve proğramlı bir şekilde kullanmak için akl-ı evvel abiler, ehil ve ehliyet sahibi kişiler, kanaat önderleri, islam davasında kendisini bir nefer olarak gören mü'minler... insanlık sizi bekliyor.. elimizden hiç düşürmediğimiz internet ağlı telefonlarımızı, süfli arzularımızı, şöhret hevesimizi, dedi-kodu merakımızı gidermek için değil..! hak ve hakikatin tercümanı, zalimlere karşı mazlumların ve mustez'afların gür sesi, ila-i kelimetullah'ı yaymak için kullanmalıyız. kutsallarımızın ve inandığımız değerlerin itibarsızlaştırılması maksatlı yapılan yayınlara karşı, fake hesapların, trollerin, bilimum müfterilerin menfi algı operasyonlarına karşı islam davasının mensupları olarak vazifemize müdrik olmalıyız. ''içinizden hayra çağıran,iyiliği emredip kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun. işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (al-i imran 104)''.  inancımızı doğru ve açık ifade eden plan ve proğramlı yayınlara  ihtiyacımız var. bu konuyu her fırsatta dile getireceğime ve üzerime düşeni yapacağıma ahdediyorum..

yazının devamı..

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.