Muhalefet Meclis’te terör estiriyor!
CHP, MHP ve HDP’den oluşan muhalefetin Meclis’te kavga çıkarmasını Akit’e değerlendiren Av. Harun Akdere; “CHP, MHP ve HDP, iç güvenlik paketinin yasalaşmasını engellemek için her yolu deniyor. Burada muhalefet sokaktaki terör olaylarını Meclis’e taşıyarak, Meclis’te terör estiriyor” diye konuştu.
Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Yönetim Kurulu Üyesi veAK Parti Konya Milletvekili Aday Adayı Av. Harun Akdere, Akit’e konuştu. Harun Akdere ile“İç güvenlik paketi”olarak bilinen, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nı konuştuk…
MUHALEFET İLE PARALEL YAPI İLGİNÇ BİR ŞEKİLDE YİNE BİRARAYA GELDİLER
Öncelikle “İç Güvenlik Yasa Tasarısı” hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Bu tasarı büyük tartışmalara neden oldu.Bu tasarı bize muhalefetin ve onu cenderesi altına almış görünen paralel yapının yeni bir çatı altında buluştuğunu gösterdi.Muhalefet ile paralel yapı ilginç bir şekilde yine bir araya geldiler. Bu tasarıya karşı çıkışın görünen nedenleri ve bir de arka planı vardır.
Bunlar nelerdir?
- Karşı çıkışların nedenlerinden önce bu düzenlemelere neden bir ihtiyaç duyulduğuna bakmak lazım. Bu yasa ne getiriyor onu görmek lazım. Öncelikle suça karşı etkili ve hızlı müdahaleyi sağlayacak hükümlerin kanun taslağında yer aldığını görüyoruz.Bunu sağlamaya yönelik olarak suç şüphesinin olduğu durumlarda aramanın biraz kolaylaştırılması söz konusu. Buna yönelik maddelerin dışındaki düzenlemeler özgürlükleri genişleten, devlet işleyişini rahatlatan hükümler içeriyor.
Suça müdahalede nasıl bir kolaylaştırma söz konusu?
- Gözünüzde şöyle bir olay canlandırınız. Az ileride toplumsal bir olay var veya gösteri… Gösterici grubun bulunduğu yöne doğru giden bir aracın sürücüsünün hareketleri şüphe uyandırıyor. Mevcut düzenlemeye göre polisin bu aracı arayabilmesi için hakim kararına ihtiyacı var. Bu karar gelene kadar Ortadoğu’da görmeye artık alıştığımız manzarayla karşılaşabiliriz. Getirilen düzenleme ile“El ile dıştan kontrol hariç, kişinin üstü ve eşyası ile aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin aranması”amirin yazılı veya çok acil durumlarda sonradan yazılı hale getirmek üzere sözlü talimatıyla gerçekleştirilebilecek.
SOKAK OLAYLARININ BİTMEMESİ İÇİN KARŞI ÇIKIYORLAR
Bu düzenlemeye neden karşı çıkılıyor?
-Henüz hafızalarda taze olanGezi olaylarıileKobani bahaneli olayları hatırlayınız... Bu olayları sürdürebilmek için araçlarla süreklimolotofkokteyli, havaifişekve benzeri malzemelerin taşındığını biliyoruz. Bu malzemeler açığa çıkarılıp kullanılana kadar polisin müdahale ve elkoyma ihtimali yoktu.Yapılmaya çalışılan düzenleme ile bunlara daha etkin ve erken müdahale imkanı oluşacak. İnsanın aklına ister istemez muhalefetin ve onu güden paralel yapılanmanın artık kanuni yollardan iktidar olma ihtimali görmediği için umudunu sokağa bağlamış olabileceği geliyor. “Sokakta yaşanacak olayların sürdürülebilirliğini sağlamak adına da bu düzenlemelere karşı çıkıyorlar”diye düşünüyorum. Son zamanlarda CHP kanadından gelen sokakta mücadele çağrılarına, Kobani olaylarının Selahattin Demirtaş’ın çağrısı ile başlamasına ve MHP’yi sokağa çekme çabalarına bakıldığında bu kanaatim daha da güçleniyor. Bu paketle Gezi Parkı olayları ile Kobani bahaneli olaylar bir daha yaşanmayacaktır.
Sadece arama ile ilgili düzenlemeler getirmiyor tasarı…
-Evet, başkaca düzenlemeler de var. Suç şüphelisinin yakalanması ve gözetim altında tutulmasını bazen mağdurun polis gözetiminde korunmasını düzenleyen maddeler de var.
'SOKAKTA KRAL OLMA ÇABASINA ÇALIŞTIKLARINI GÖRÜYORUZ'
Bu maddeler tam olarak nedir?
-Polis, karşısındaki suç şüphelisi ateşli silahlardan sayılan şeylerle saldırı gerçekleştirildiğinde gerekli ölçüde ve etkide güç kullanma hak ve selahiyetine zaten sahip. Şimdi getirilecek hükümlerle en az bu silahlar kadar etkili molotofkokteyli, havaifişek, demir bilye ve sapan gibi diğer şeylerde de bu yetkiye sahip olacak. Sayın Başbakanımızın “Molotof Kemal”nitelemesi yapmasına vesile olan düzenlemedeki konu budur. Aslında sormak lazım Kemal Bey’e “kendim için oy kullanmayı bile beceremedim, oy atamıyorum bari molotof atayım düşüncesinde misin?”diye. Bu düzenlemelere karşı çıkışları incelendiğimizde sandıkta iktidar olma umudu olmayanların sokakta kral olma çabasına sahip olmaya çalıştıklarını görüyoruz.
MİLLETE SÖYLEYECEK SÖZÜ OLMAYANLAR KAOSTAN NEMALANIYOR
Yani muhalefetin artık sandıktan umudunu kestiğini ve sokak olayları ile iktidarı devirmeye mi çalıştığını söylüyorsunuz?
-Bu apaçık ortada zaten. Az önce de hatırlattığım gibi muhalefet sokakta mücadele çağrıları yapar vaziyette. Millete söyleyecek sözü olmayanların kaostan nemalandıkları görülüyor.
Tasarının dinlemelerle ilgili maddeleri hakkında neler söyleyeceksiniz?
-Daha çok istihbari dinlemelere yönelik bir düzenlemedir. Şu anki haliyle herhangi bir yerin polisi veya jandarması, uygun nöbette denk getirdiği bir hakimden bu tür dinleme için izin alıp bu dinlemeyi yapabilir. Sonucu da“Kudüs-Selam-Tevhid” kumpasıyla gördüğümüz gibi devletin kılcallarına kadar uzanan bir dinleme çalışması ile casusluk amacıyla yapıldığı şüphesi olan bir faaliyete dönüşebilir. Bunun yanında bu tür dinlemelerle elde edilen malzemeden Paralel Devlet Yapılanması adlı terör grubunun nasıl nemalandığı çokça konuşuldu ve halen konuşuluyor.
Peki getirilen yenilik nedir?
-Getirilen yenilik ile hem Jandarma hem de Polis istihbari faaliyetleri için yetkiyi, belirlenecek olan Ankara Ağır Ceza Hakimi’nden alacak. Yani bu tür çalışmalar için rastgelelik ortadan kalkacak. Bunun en çok hoca kisveli koca kulağın ve hempalarının işini bozacağı malumunuzdur. Bunun yanında bu tür istihbari faaliyetlerin etkili denetimine yönelik bir düzenleme de söz konusudur. Bu düzenleme ile bu tür faaliyetler devlet kurumları tarafından daha etkili denetime kavuşacak.
'MUHALEFET MİLLETVEKİLLERİ GENEL KURULA UNİFORMALI GELİRSE ŞAŞIRMAYACAĞIZ'
Eylemlerde yüzünü kapatanlarla ilgili İç Güvenlik Yasa Tasarısı’ndaki maddeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Yakında muhalefet milletvekilleri genel kurula üniformalı ve yüzleri maskeli gelirse şaşırmayacağız. Bu kanunla ilgili oturumları sabote etmeye yönelik çalışmaların geldiği boyuta bakıldığında bunun şimdiye kadar olmaması da şaşkınlık vericidir. Yüzünü gizlemek demek, kimliğinin ortaya çıkmayacağından emin olarak suç işlemek demektir...Silahından çıkardığı fişekleri fotoğraflayıp, sosyal medyada paylaşan milletvekili tiplemesini hatırladığımız da“maske ile eylem yapma özgürlüğünü(!)” savunmaları daha bir anlamlı oluyor.
Başka neler getiriyor bu tasarı?
-Şiddet içerikli toplumsal olaylar nedeni ile oluşan zararlar için rücu müessesini güçlendiren düzenlemeler mevcut. Çoğu zaman bu zararın asıl failinin geç ortaya çıkması nedeni ile zamanaşımı sorunu ile karşılaşılabileceği için bu sürenin uzatılması da tasarıda yer almakta.Özellikle Gezi olaylarında vandalizmin ülke ekonomisine ne denli büyük bir zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Bu tür zararları verenlerin bunu ödemek zorunda kalacaklarını bilmesi bir kez daha düşünmelerini sağlar belki de... Bu yasaya karşı çıkan muhalefet vekillerine “iyi vazgeçelim bu düzenlemeden ama tek şartla bu zararı siz ödeyeceksiniz”demek lazım…
CUMHURBŞAKNIMIZI DİKTATÖR OLARAK YARGILAMAK İSTİYORLAR
İç Güvenlik Yasa Tasarısı’na karşı CHP, MHP ve HDP’den oluşan muhalefetiyle, paralel yapısıyla buna karşı olmalarının altında ne yatıyor?
- Çok yakın zamanda iki önemli darbe girişimi ve iki önemli toplumsal olaylar dönemi yaşadık. 17 – 25 Aralık darbe girişimleri, Gezi olayları ve Kobani bahaneli gösteriler. Bunların yanında paralel yapı bağlantılı medya organlarının ve kimi Baroların “otoriterleşme olduğu” söylemleri, bununla eşzamanlı olarak Pensilvanya’da mukim kişinin “tiran, Hitler” lafları... Bence aslında amaçlanan Pensilvanya’dan yönetilen örgütün hâlâ bu ülke yönetimini ele geçireceğine inanması nedeniyle bunun zeminini koruma çabası. Bu söylemlerle ve toplumu bu şekilde germe çabalarıyla yarın bir gün gerçekleştireceklerine inandıkları darbe sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızı ve onun davasına inanmış yol arkadaşlarını Lahey Adalet Divanı’nda savaş suçlusu bir diktatör olarak yargılatmak istiyorlar. Bunun içinde algı operasyonlarına devam ediyorlar.
'DÜN 28 ŞUBAT'A DİRENENLER BUGÜN DE DARBECİLERE KARŞI DİMDİK DURMAKTADIR'
Gerçekten buna inanıyorlar mı?
- Görünen o... Ama asla başarılı olamayacaklar. Hangi çatı altında birleşirlerse birleşsinler bu millet bunlara asla geçit vermeyecektir. Dün 28 Şubat’ta direnenler bugün de darbecilere karşı dimdik durmaktadır.
Bu noktada son dönem meclis kavgalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Meclis’te yaşanan kavgalara dikkatle baktığımızda muhalefetin sürekli iktidar vekillerini ajite ettiğini daha sonra da “saldırıya uğradık” diye mağdur edebiyatı yaptığını görürüz. CHP, MHP ve HDP, iç güvenlik paketinin yasalaşmasını engellemek için her yolu deniyor. Burada muhalefet sokaktaki terör olaylarını Meclis’e taşıyarak, Meclis’te terör estiriyor. Bu kavgaya kışkırtmanın nedenini de az önce anlattığım gibi iktidarın gittikçe sertleşen bir tutuma sahip olduğu, iktidar mensuplarının meclisi baskı altına aldıkları ve çalışamaz hale getirdiği algısını oluşturmak. Konuya böyle baktığımızda Paralel Yapının oluşturmaya çalıştığı manzara ile muhalefetin çabalarının benzerlik gösterdiğini görüyoruz.
Uyuşturucu konusu?..
- Ceza Kanunu temelde “gibilere” kapalı şekilde düzenlenir. Getirilen düzenleme ile son zamanlarda gündemde yer tutan bonzai gibi yüksek bağımlılık oluşturan “sentetik kannabinoid ve türevleri” olan uyuşturucuların daha ağır cezalara bağlanması söz konusu. Bir de uyuşturucu
maddelerin kullanıldığı yere göre ceza miktarını artıran bir düzenleme var. Sen çıkacaksın “uyuşturucu okullara kadar girdi” yaygarası yapacaksın, sonra bunun müeyyideye bağlanmasına karşı da aynı yaygaracı tutumu meclise taşıyacaksın. Elbette seni “bonzai” sıfatıyla hatırlar bu millet.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.