Malazgirt Zaferi Edebi Eserlerde Daha Çok Yer Almalı

Malazgirt Zaferi Edebi Eserlerde Daha Çok Yer Almalı
“IV. Tarihî Roman ve Romanda Tarih” sempozyumunda; Malazgirt Zaferinin arka planı, seyri, siyasi ve sosyal sonuçlarının yanı sıra Türk ve dünya edebiyatına, tarihi romanlara yansıması, roman ve tarih ilişkisini konuşacağız”

Malazgirt Zaferi Edebi Eserlerde Daha Çok Yer Almalı

“IV. Tarihî Roman ve Romanda Tarih” sempozyumunda; Malazgirt Zaferinin arka planı, seyri, siyasi ve sosyal sonuçlarının yanı sıra Türk ve dünya edebiyatına, tarihi romanlara yansıması, roman ve tarih ilişkisini konuşacağız”

Günümüz Türkiye’sinde; Tarihi romanlar, edebiyatın en popüler eserleri arasında yer almaya başladı. Peş peşe yapılan baskılar, yayın sonrası günlerce devam eden tartışmalar, eserlerin filim ve dizilere konu olması tarihi roman ve romana konu olan kişi, olay ve mekanları da gündeme getiriyor.

Türkiye Yazarlar Birliği, bilim adamları, akademisyen ve tarihi roman yazarlarının konuşmacı olarak katıldığı ilmi toplantılar düzenleyerek tüm bu sürecin değerlendirildiği ve çözüm önerilerini gündeme taşıyan bilgi şölenleri düzenliyor.

TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, 19-21 Ağustos 2019 tarihlerinde Malazgirt’te düzenlenecek “IV. Tarihî Roman ve Romanda Tarih” sempozyumu öncesinde tarihi roman konusunda sorularımızı cevaplandırdı.

-“Tarihi Roman Romanda Tarih Bilgi Şölenleri” Türkiye Yazarlar Birliği’nin gelenekselleşen ve büyük ilgi gören faaliyetlerinden biri. Bu faaliyette neyi amaçlıyorsunuz?

Ülkemizde kültür sanat, edebiyat alanında her zaman ilkleri başaran; yapılmayanı yapan, hatırlanmayanı hatırlayan, konuşulmayanı konuşan ve kadim değerlerimize 41 yıldır sahip çıkan Türkiye Yazarlar Birliği Türk dili ve edebiyatı alanında da takdire şayan çalışmalar yapıyor.

İşte bu faaliyetlerimizden biri olan; ilkini Topkapı Sarayı’nda, İkincisini Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlediğimiz “Tarihî Roman ve Tarihte Roman” bilgi şölenlerinin üçüncüsü Selçuklu başkenti Konya’da yapmıştık.

Şölenlerdeki amacımız; Tarih ve roman, tarih ve edebiyat, tarih ve sinema, tarihi gerçeklik ve sanal gerçeklik konuları başta olmak üzere, tarihî hadiselerin sinema ve edebiyata uyarlanmasında yaşanan sorunlar, tarihî romanların yazımında tecrübenin paylaşımı gibi konuları gündeme getiriyoruz.

Şimdi de, “Tarihî Roman ve Tarihte Roman” bilgi şölenimizin dördüncüsünü; 19-21 Ağustos 2019 tarihlerinde Malazgirt Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Malazgirt Kaymakamlığı’nın katkıları ve Türk Tarih Kurumu iş birliği ile Malazgirt zaferinin 948. Yıldönümü hatırasına gerçekleştireceğiz.

Bu toplantının düzenlenmesinde emeği geçenlere, tebliğlerle katkıda bulunan değerli ilim ve fikir adamlarımıza teşekkür ediyorum şükranlarımı sunuyorum

Konu başlıkları belli mi? Zaferin hangi yönünü değerlendireceksiniz?

Türk İslam dünyasında olduğu kadar bölgemizde de önemli sonuçları olan ve Selçuklu Devleti’nin temellerinin atılmasına kadar giden bir süreci içine alan Malazgirt Zaferinin elbette konuşulacak bir çok yönü var.

Bilgi şöleninde; savaşın Selçuklu ve Bizans arka planı, seyri, siyasi ve sosyal sonuçlarının yanı sıra Türk ve dünya edebiyatına, tarihi romanlara yansıması, roman ve tarih ilişkisi de konuşulacak.

Ülkemizin farklı üniversitelerinden konunun uzmanı akademisyenler ve önemli tarih araştırmacılarının konuşmacı olarak yer alacakları sempozyum oturumları hamasetten uzak, ilmî hassasiyetler doğrultusunda gerçekleştirilecektir. Bu arada şunu da ifade etmek istiyorum; yapılan konuşmalar, sunulan tebliğler sempozyumun ardından kitaplaştırılarak araştırmacılara kaynak oluşturacak, kalıcı bir referans kaynağı meydana getirilecektir.

-Tarihi roman yazarlarının mizacı, olaylara, insanlara bakışı ve dünya görüşünün esere de yansıdığı bir gerçek. Tarihi romanlar ne derece objektif olabilir? Bunun bir sınırı var mı?

Tarihin aktarımında edebiyatın büyük bir rol oynadığını, yazarın, yaşananı ve yaşanmış olayları, bu olayların kahramanlarını, karakterlerini yer ve zaman bildirerek bazen kurgu bazen de gerçeklik üzerinden okuyucuya aktardığını biliyoruz.

Şu bir gerçek ki; tarih insanlık tarihiyle başlar. Tarih araştırmacıları ve tarihi roman yazarları için tarih bitmez tükenmez konu, olaylar, mekan ve tarihi kahramanlarla doludur. Her yazardan, her sanatkârdan bu olgu ve olayları olduğu gibi aktarması zaten beklenemez. Çünkü, sıkıcı ve anlamsız bir metin kimsenin dikkatini çekmez. Dolayısıyla; Yazar mutlaka kendi dünya görüşüne ve mizacına uygun seçmeler yapar, onu yorumlayarak, edebi bir metin haline getirip okuyucularına sunar. Burada önemli olan tarihi olayları ideolojik yaklaşımların dışında tutmaktır.

-Özellikle tarihi romanların bir misyonu olmalı mı?

Ülkemizde son yıllarda çok sayıda tarihi roman yayınlanıyor, filim ve diziler çekiliyor. Tüm bu yayınlar vatandaşlarımız tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Bu yapımlardan özellikle dizilerin duygulara hitap etmekten ziyade mesaj verme amacı taşıdığını düşünüyorum. Dolayısıyla evet tarihi romanların da bir misyonu olmalı. Bu misyonun içinde; tarihi her yaştan Türk insanına sevdirmek, tarihin doğru ve iyi anlaşılmasına katkı sağlamak, tarihin derinliklerinde unutulmuş kişi, olay ve kahramanları genç kuşaklara anlatmak yer almalıdır.

Diğer önemli bir konu; Gençlerimizin tarihimizi yeteri kadar bilmediği hep eleştiri konusu olarak gündeme geliyor. Bir çoğunda, tarih bilinci var ama geçmişi bugünle kıyaslayarak, sebep sonuç ilişkisi kuracak kadar tarih bilgisi yok. Tarih eğitiminde, örgün öğretim yanında okul dışı okumalar ve yapılan araştırmaların da önemi büyüktür. Tarihi heyecan ve sürükleyici olaylar eşliğinde öğrenmek daha kalıcı ve etkili olur diye düşünüyorum.

Dolayısıyla; gençlerimizin tarihimize, tarihi gerçeklerimize ilgi ve merak duymaları için tarihi romanlara büyük görev düşüyor. Malazgirt Zaferi edebi eserlerde daha çok yer almalı.

- Tarihin değiştirilemeyecek gerçeklerini düşündüğümüzde; Romancılardan ya da televizyon dizilerinden tarih öğrenilebilir mi?

-Tarih izlenerek ve tarihi roman okunarak da öğrenilebilir. Bu alanda yapılan belgeseller ve tarihi vesikalara dayanan önemli eserler var. Burada önemli olan, esere konu olan kişi ve olayların hamasete varmadan, isteyerek ya da istemeyerek tarihi gerçekleri ters yüz edecek şekilde olmamasıdır. Uzmanların da üzerinde olumlu görüş bildirdiği tarihî bilgi ve belgeler ışığında hazırlanan her roman her dizi ya da filim bana göre tarihi öğretebilir.

Bugün ülkemizde televizyonlarda yayınlanan tarihi diziler var. Bir çok yapım yıllarca izlenme rekorları kırıyor, yani insanlarımız tarihe, tarihte olup bitenlere, kahramanların hayatlarına meraklı. Diğer yandan, Türk edebiyatında çok önemli tarihi roman yazarlarımızın aradan geçen yıllara rağmen hâlâ ilgiyle okunan eserleri var.

Tüm bu yayınlar objektif kriterlere dayalı, tarihimizin arka planına ışık tutacak ve geçmiş dönemlerin daha iyi anlaşılmasına yönelikse zaten insanlarda merak duygusunu uyandırıyor. O merak, araştırmayı da beraberinde getiriyor.

Mahmut Erdemir

www.tyb.org.tr

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.