Mahmut Eraslan: Geziciler ve içimizdeki ezikler..
Yaşanan Gezi Park'ı olayları ve ardı sıra yaşananlar doğrultusunda siyasetçisinden sanatçısına, demokratından aydınlarına, akademisyenlerinden işadamına kadar kalitelerini, kalibrelerini ortaya koydukları, tavır ve tarz vesilesiyle kimin ne olduğu öğrenmiş olduk, gerçek yüzleri bir kez daha ortaya çıktı.
Bunların yanı sıra bir kısım siyasetçi, bürokrat ve gazetecilerin öfke ve düşmanlıklarının sebebi Erdoğan gibi görünüyor olsa da öyle değil aslında.
Dine ve dindar kesime karşı olan bir zümre var, bunlar Adnan Menderesi asmış, Turgut Özal’a suikast düzenlemiş, Türk siyaset tarihine "post modern darbe" olarak geçen 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu bildirisi ile Necmettin Erbakan’a balans ayarı vermişlerdi!
30 Haziran 1997'den 1999 seçimlerine kadar ANAP-DSP koalisyon hükümeti, Bülent Ecevit'in Genel Başkanı olduğu DSP ile MHP ve ANAP koalisyon hükümeti kurulmuştu.
Bir yanda demokrasi, insan hakları, özgürlük söylemleri diğer yanda dindar kesime yeni yasalarla yasaklar getiriyorlardı.
Üniversite öğrencilerine başörtülerini çıkarmaları için ikna odaları kuruluyor, direnenler polisler tarafından coplanıyor, tartaklanıyor, asker anneleri çocuklarının yemin törenlerine tesettürlü olarak alınmıyor, açılmaları isteniyor, TSK mensuplarının kapalı olan eşleri açılmaya zorlanıyor, direnenler yaş kararıyla irtica adı altında ihraç ediliyordu.
Dernek, vakıf, cemaat ve tarikatlara operasyonlar, Müslümanlara gâvur eziyeti yapılıyordu.
İnsanlara kendi yaşam tarzını zorla dayatanlar; şeriatçılar iktidar olursa kadınları zorla çarşafa sokacaklar, el kesecek, tüm hayatımızı kısıtlayacaklar iddiasında bulunuyorlardı.
Tüm algı operasyonları, her türlü baskı ve zulme rağmen vatandaş seçimlerde kararını verdi ve zübük siyaseti yapanların hepsini sandığa gömdü.
Erdoğan önce başbakan daha sonra cumhurbaşkanı oldu, ama şeriat ilan etmedi, kimseye zorla din dayatmadı, kimsenin özel hayatına müdahale etmedi.
Eski günlerin özlemiyle yanıp tutuşan geziciler boş durmuyor, dağ, taş, park, meclis, sokak, ormanlık demiyor ve geziyorlar, tek dertleri gerginlik, kaos kavga...
Yeni bir manipülasyon!
Yeni bir kalkışma, sanal ortamda gerçek tehdit...
Geziciler yeniden işbaşında!
PKK, LGBT, şiddet yanlısı sol örgütler, tefeciler, uyuşturucu mafyaları, hırsızlık çeteleri ve batıdan beslenen misyoner kurye dernek yönetici ve üyeleri…
Sürekli özgürlük ve demokrasi çığlığı atan sokakları karıştırmaktan geri durmayan örgütlerin yanlarında yer alan bir kısım siyasi partiler ve üyeleri…
Ve birde daha düne kadar bizim mahallede İslamcı geçinen bu günün ezikleri(!)
Arzın imarı, neslin ıslahı için yola çıkanlar nefislerine yenik düştü, yolda kaldılar...
İçimizdeki ezikler korkuyor ya yeniden iktidar olurlarsa?
Kazanımlarını ve koltuklarını kaybetmekten korkuyorlar ama korkunun ecele faydası yok.
Eninde sonunda bu dünyaya ait ne varsa zaten kaybedeceğiz.
Ölüm gelecek yaşadığımız hayatın hesabı elbette hepimize sorulacak...
Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeli.
Tavrımızı, duruşumuzu, korkularımızı yeniden kendimizi gözden geçirmeliyiz.
Ya Allah'a onun rızasına dönüp tövbe edeceğiz, ya da nefsimize uyup helak olacağız.
"Azap size gelip çatmadan önce rabbinize yönelip O’na teslim olun; sonra kimseden yardım göremezsiniz." (Zümer-54)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.