Mahmut Eraslan: 'Ey! Kavmim..'

Mahmut Eraslan: 'Ey! Kavmim..'
Allahın yeryüzüne düzen vermek istediği eller; YİNE (HALA) cemaat, aşiret, mezhep, koltuk, lider kavgasında…Gelse İbrahim(as); Allah aşkı için sormaz mı bizlere, söylemez mi hiç bir şey?

Biraz tefekkür edelim, biraz çıkalım şu içinde bulunduğumuz ortamlardan. Bir kuş bakışıyla bakalım dünyaya… Kuran perspektifiyle…

Bir muhasebe yapalım geçmiş kurbanlarımızı ve bu kurban biraz daha yakın olsun İbrahim(as) bize…

Bize verilen mesajı, bizim yapmamız gerekenleri, ertelediklerimizi bir gözden geçirelim. Bilgimizi, bilgimizin amele dönüşünü, zihin yapımızı bir revizyona sokalım bu bayram…

Okurken, dinlerken, yazarken, konuşurken ön yargıdan uzak, anlamaya, anlamlandırmaya çalışalım hayatı, yakın bir ruh hali ile…

 

Ey! Kavmim

Bir çok ülkede ateşe, puta, ineklere, lidere, makama kul olan, birbirini sömüren ülkeleri işgal eden insanları köleleştiren, itaat etmeyenleri öldüren,  karayı, denizi, havayı kirleten, atom, kimyasal denemeleri tam bir kaos…

Allahın yeryüzüne düzen vermek istediği eller; YİNE (HALA) cemaat, aşiret, mezhep, koltuk, lider kavgasında…

Gelse İbrahim(as); Allah aşkı için sormaz mı bizlere, söylemez mi hiç bir şey?

 

Ey! Kavmim

Allah size kitap göndermedi mi? Onu okumadınız mı?  Peygamber gelmedi mi size?

Biz peygamberlerin tevhid mücadelesini duymadınız mı? Elinizin altında teknoloji var. Bu kadar bilgi bolluğun da, hiç duymadınız mı? Ölüm ve ötesini, hesabı, cenneti, cehennemi…

Bunlardan habersiz gibi, gaflet içindesiniz. Bu tapmakta olduklarınızda neyin nesi?” dese;

Ne olacak cevabınız? “Biz atalarımızı, babalarımızı bunlara tapar bulduk. Sen çağına geri dön” mü diyeceksiniz?

Çıkıp gelse İbrahim(as); kırmaz mı tüm bu putları? Asmaz mı baltasını Buda’nın boynuna?

“Kim yaptı?” sorunuza, demez mi yine; “O’na sorun. Büyük olana…”

Demez mi? Belki akleder de iman edesiniz diye…

 

Ey! Kavmim

Aklımı seçersiniz, yoksa kurban etlerinizi pişirecek dev ateşe kibrit atarmısınız İbrahim’i yakmak için?

Bayramın ikinci günü şehrin en büyük camisine gidip,  Cuma hutbesi için çıkmaz mı hutbeye, başlamaz mı yine tevhid derslerine?

Medyamıza karışmaz mı, basın mensupları dinlemez mi hiç olmazsa haber yapmak için İbrahim’i?

 

Medyamızın patronları davet etmez mi “Bu kurbanı yorumlamak en çok size yakışır” diye?Yoksa konuk alıp, akıl hocalarınızla sıkıştırır mısınız; “Koyun mu,  tavuk mu?” diye…

 

Ey! Kavmim

Dönüp sormaz mı; Irak’ta, Afganistan’da, Çeçenistan’da,Doğu Türkistan’da, Afrika’da,Suriye’de,Arakan’da Filistin’deki koçları?

Burada ki yiğitlerin kimlere, ne için kurban verildiğini sormaz mı?

 

Ey! Kavmim

Mutlaka soracağı, dinleyeceği ve söyleyeceği çok şey olurdu İbrahim’in(as)

Bir evlat olarak, put yapıp satan bir babanın dönüşümü için çektiği sancıyı…

Hacer’ini o ıssız çöle bırakıp dönerken, içine akıttığı gözyaşını…

Bir baba olarak, İsmail’i kurban verirken, içindeki fırtınayı, acıyı…

Allah yolundaki aşk ateşinin, nemrutların yangınlarını nasıl söndürdüğünü…

Elbette anlatacağı, vereceği çok mesajı olurdu.

 

Ey! Kavmim

Bir içselleştirebilsek İbrahim’in davasını…

Daha çok pratik edebilirsek İslam’ı…

 

yazının devamı..

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.