Kurtarıldığında kitaplarını soran lise öğrencisi enkazdaki bekleyişini kaydetmiş
- Hatay'ın Antakya ilçesinde depremde yıkılan 5 katlı apartmanın enkazından 63 saat sonra çıkarılan 19 yaşındaki Gürkan Öztürk'ün cep telefonuyla yığınların arasında çektiği görüntülerde, "genç yaşta ölmek istemediğini" söylediği anlar ve duvara taşla vurarak kurtarma ekipleriyle haberleşmesi de yer aldı
- Destici, asrın felaketinden etkilenen Adana'da incelemelerde bulundu
- WEB TV ADANAPOST - Destici, asrın felaketinden etkilenen Adana'da incelemelerde bulundu
- Adana İl Sağlık Müdürü Nacar'dan hastanedeki depremzede çocuklara ilişkin açıklama
- Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, Tufanbeyli’de depremzedeleri ziyaret etti
- Milli Savunma Bakanı Akar: Adana'da
- Depremden etkilenenlere yardımlar sürüyor
- WEB TV ADANAPOST - Depremden etkilenenlere yardımlar sürüyor
- İncirlik Üssü'nden Türk ve yabancı ülke askerlerinin dayanışmasıyla depremzedelere yardım
- Öztürk:
- "Dışarıdan bağırdıklarında taşla iletişime geçmeye çalıştım. Babam, 'Ses ver, yaralıysan taşı 1 kere, değilsen 2 kere vur' diyor. Ben de dediklerini yapıyorum"
ADANA (AA) - ABDULLAH DOĞAN - "Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay'ın Antakya ilçesindeki 5 katlı apartmanın enkazından 63 saat sonra çıkarılan lise öğrencisi Gürkan Öztürk'ün yığınların arasında beklediği anlar, çektiği görüntülerde yer aldı.
Ürgenpaşa Mahallesi Altınevler Sitesi'nde, ders çalışmak için gittiği ve yalnız kaldığı dedesinin evinde depreme yakalanan 19 yaşındaki Öztürk, enkaz altında kaldı. Gencin annesi, babası ve kardeşinin bulunduğu evlerinde ise ilk depremde hasar oluşmadı.
Gözlerini yığınların arasındaki yaşam boşluğunda açan öğrenci, yaşadığı anları cep telefonuyla kaydetti.
Öztürk'ün molozlarla kaplı dar bir alanda sadece eli ve kolunun görüldüğü videosundaki ilk sözleri, "Depremin içinde kaldım. Allah'ım sen bana yardım et, inşallah herkes iyidir. Genç yaşta ölmek istemiyorum." oldu.
Artçı sarsıntıları da enkaz altında hisseden Öztürk, görüntüde duygularını şöyle dile getirdi:
"Arkadaşlar neredeyse içeride 40 dakika oldu, şu anda sanırım bacak kısmından boşluk açabildim, elimin ucuyla ileriye doğru kazdım, ne olur ne olmaz yatak kısmı çökmesin diye içini taş doldurdum. Alttan bir soğuk hava hissediyorum, sanırım bir delik açtım nefes alabileceğim. Bakalım bu depremden kurtulabilecek miyiz? Ayrıca bu depremden kurtulursam sanırım hayattaki şeylerin kıymetini daha iyi bileceğim. Daha seveceğim bir sürü insan var. Başta annem, babam, kardeşlerim, hepinizi çok seviyorum. Siz korkmayın, inşallah dışarda üzülmüyorsunuzdur. Dışarda ne yapıyorsunuz bilmiyorum ama umarım çok fazla bir şey olmamıştır. Sadece 3-5 eski binaya bir şey olmuştur."
- Duvara taş vurarak babasıyla haberleşti
Görüntülerde, kendisini kurtarmaya gelenlere sesini duyurabilmek için eline geçen taşları duvara ve demire vuran genç, babası Ertuğrul Öztürk'ün sesini duymasıyla büyük sevinç yaşadı.
Sağlık durumu ve bulunduğu ortama ilişkin bilgileri, babasının yönlendirmesiyle taşları 1 veya 2 kez duvara vurarak veren Öztürk, enkazda kurtarma ekiplerinin işini de bu iletişim yöntemiyle kolaylaştırarak 63 saatin ardından kurtarıldı.
Ambulansa taşınırken acil servis ekipleriyle yaptığı sohbette "enkazda ders kitaplarının kalmasına üzüldüğünü" söylemesiyle dikkati çeken Gürkan Öztürk, gerekli tetkiklerin ardından ailesiyle Adana'nın Ceyhan ilçesindeki amcasının evine yerleştirildi.
- "Kendimi 2-3 gün daha bekleyecek şekilde hazırladım"
Lise öğrencisi Öztürk, AA muhabirine, şiddetli sarsıntıyla büyük korku yaşadığını söyledi.
Depremi hissetmesiyle "yaşam üçgeni" oluşturduğunu aktaran Öztürk, "Enkazda kaldım. Dışarıdan ses alamıyorsunuz. İki gün yağmur olmuş fark edemiyorsunuz. Geceyi soğuk havadan anlayabiliyordum. Kendime hava delikleri açtım. 20-30 saat boyunca beton kırdım. Kendimi, 'bulamazlar, ulaşamazlar' diye 2-3 gün daha bekleyecek şekilde hazırladım." ifadelerini kullandı.
Öztürk, inanılmaz bir süreç yaşadığını dile getirerek, "Zaten nefes darlığım da var. Hani nasıl bir süreç derseniz, çok inanılmaz bir şeydi. Bu duyguyu tarif edemiyorum. Korku desen değil, kaygı desen değil. Sadece dışarıda başkaları seni seviyor ya hani onlar için çıkasım geliyor." dedi.
- "Kafamı telefona yaslayarak uyuyordum"
Enkaz altında farklı duygular yaşadığını anlatan Öztürk, şunları kaydetti:
"Allah'tan telefonum var, kafamı telefona yaslayarak uyuyordum. İçeride sürekli baygınlık geçiriyor, kendi kendine konuşuyorsun. Enkazda 45-50 kişi varmış gibi konferans veriyordum. Dışarıdan bağırdıklarında taşla iletişime geçmeye çalıştım. Babam, 'Ses ver, yaralıysan taşı 1 kere, değilsen 2 kere vur.' diyor. Ben de dediklerini yapıyorum. 'Sağlık durumun iyi mi?' diye soruyor, taşı yanımdaki demire vuruyorum."
Enkazdan çıkma anı ve sonrasında olanları hatırlamadığını belirten Öztürk, ailesine kavuştuğu için büyük mutluluk yaşadığını sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.