Kudüs Gezisi – 5
Kanuni Sultan Süleyman tarafından Kudüs, el Halil Kapısı’nın üzerine “Lâ ilâhe illallah, İbrahim halîlullah” yazdırılmıştır. Üç dinin ortak atası olan bir peygamber öne çıkarılmaktadır bu yaklaşımla. Burada yaşayan Yahudi ve Hristiyanlar da gözetilmiştir, el Halil Kapısı’nın üzerine “Lâ ilâhe illallah, İbrahim halîlullah” yazılarak. Bu yazının altından geçerek şehre giren hiç kimse bu yazıdan rahatsız olmamış daha şehrin giriş kapısına ve surlara kazınan bu ruh, toplumsal hayata da yansımıştır.
22 Eylül 2017, Cuma günü.
Ve fatihlerin kapısı, el Halil Kapısı’ndayız.
Tipik Osmanlı mimarisindeki kapı girişi, L şeklinde. Kapıdan girdikten birkaç adım sonra sağa dönüp sonra sur içine girebiliyorsunuz. Bu askerlik sanatında Osmanlıya ait bir savunma sistemi.
Kapının iç kısmındaki büyük taş levha dikkatimizi çekiyor. Okuyoruz: “La ilahe illallah İbrahim Halilullah” yazıyor.
Hz.İbrahim alihisselam peygamber, Kuran-ı Kerim’in ifadesi ile son üç hak dinin mensuplarının ortak atasıdır. Biz, Milleti İbrahimdeniz. Hz.İbrahimin aleyhisselam İslam milletinin, tevhid dininin atasıdır. İbrahim Milleti, kandaşlık değildir; bir ulus, bir kavim değildir. İbrahim Milleti, tevhid inancıyla oluşmuş millettir, bir ideal, bir inanç topulumudur. Ne var ki Hz.İbrahim aleyhisselam ne Yahudi, ne Nasara ne de Hıristiyandır. Hz.İbrahim aleyhisselam bütün hak dinlerin ortak atasıdır. Bugün onu anlayıp gerçek anlamdasahiplenen sadece Müslümanlardır; bunu Kuran-ı Kerim söylüyor bize.
Osmanlı bu kapıya bu satırları yazdırdığı zaman ilhamını Kur’an-ı Kerim’den alarak çağlar öncesinden, çağlar sonrasına İbrahim aleyhisselamın mesajını veriyor, ne güzel şey! O peygamber ki Hz Adem’den sonra hem Kabe’yi, hem de Mescid-İ Aksa’yı yeniden inşa etmiştir. Ey kadim peygamber! Selam olsun sana, Ey Hz.İbrahim aleyhisselam.
Kanuni Sultan Süleyman tarafından Kudüs, el Halil Kapısı’nın üzerine “Lâ ilâhe illallah, İbrahim halîlullah” yazdırılmıştır. Üç dinin ortak atası olan bir peygamber öne çıkarılmaktadır bu yaklaşımla.
Burada yaşayan Yahudi ve Hristiyanlar da gözetilmiştir, el Halil Kapısı’nın üzerine “Lâ ilâhe illallah, İbrahim halîlullah” yazılarak. Bu yazının altından geçerek şehre giren hiç kimse bu yazıdan rahatsız olmamış daha şehrin giriş kapısına ve surlara kazınan bu ruh, toplumsal hayata da yansımıştır..
Kanuni, Kudüs şehrine Yahudi ve Hristiyanların sadece bu kapıdan giriş çıkışını sağlayarak bir nevi güvenlik de oluşturmuştır. Gayrimüslimler, Kudüs'e asırlarca sadece bu kapıdan giriş çıkış yapmışlardır. Dolayısı kapıya yazılan bu ifade ile de gayrimüslimlerin sahip oldukları güveninin Allah tarafından bağışlandığı gösterilmek istenmiştir
Bu kitabeden üç yerde yazılıdır. Bunlar;
1.el Halil Kapısı,
2.el Halil Şehri İbrahim Camii,
3.Urfa Halilürrahman Camii..
El Halil Kapısı girişinde Bayram Çavuş ve arkadaşlarının kabirlerini de ziyaret etik. Osmanlı’nın bu yüreği İslam aşkıyla dolu mimar ve ustalarına, hıçkırıklar arasında dualar gönderiyoruz. Bayram Çavuş, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Haremin surlarını yapan usta. Kendisine bunun karşılığında ne istediği sorulmuş. Bayram çavuş ve arkadaşları “hiçbir şey istemiyoruz, öldüğümüzde bizi buraya gömün kafi” demişler. Ve öldüklerinde fatihlerin giriş kapısı olarak bilinen el Halil Kapısı’nın sağ yanına gömülmüşler. Ruhları şad olsun.
Hicri 636 yılında İslam Ordu'su 13 bin Ordu ile yola çıkar Kudüs'e gelene kadar 3 bin şehit verir, Kudüs Patriği şehrin anahtarını Hz Ömer'e teslim edeceğini söyleyince Hz.Ömer’in radiyallahü anh gelmesini İslam Ordusu bekler , şehrin güneyinde yer alan Tekbir Dağı’nda Ubeyde bin Cerrah komutasındaki İslam Ordu'su ve Hz.Ömer radiyallahü anh tekbir getirirler ve şehre, Şehr-i Kudüs’e bu kapıdan girerler. Hz Ömer radiyallahu anh ile başlayan bu gelenek takip eden müslüman fetihlerinde de aynen uygulanmış ve Kudus’e, Fetihlerin Kapısı olarak hep bu kapıdan El Halil kapısından girilmiştir. El Halil Kapısı’ndan şehre girilince önümüze geniş bir meydan gelir. Bu meydan Hz Ömer meydanıdır. Adil devlet adamı olarak tarihe geçen Hz.Ömer radiyallahu anh.
Günümüz dünyasında ileri demokrasi, çağdaş dünya, batı medeniyeti diyoruz hep, oysa günümüz dünyasında ileri demokrasiye sahip olan ABD, çağdaş ve modern batı medeniyeti tüm dünyayı kana buluyor; her yan zulüm ve her yer ateş altında.. İslam alemi, gün geçmiyor ki çağdaş ve modern ülkelerin zulümü altında, kan ve gözyaşı dökmesin. Modern dünya denilen Hristiyan aleminin “Medeniyet götürdük!” dedikleri her yerde kan ve gözyaşı var..
İslam tarihi öyle mi, elbette hayır! Bunu bu gün Fetihlerin Kapısı, El Halil Kapısında çok net görüyoruz; İslam Medeniyeti fethettiği toprakları, ülkeleri, şehirleri gerçekten fetih ile beraber burada yaşayan şehrin ahalisin de gönüllerini fethettiğini görüyoruz. Kudüs işte en büyük örnek olarak karşımızda elhamdülillah. 14 asırlık İslam medeniyetinde her zaman göğsümüzü gere gere iftihar edebileceğimiz şanlı bir geçmişimiz var bizim. Batılılar bu kapının açıldığı yön itibari olarak Yafa şehri yönüne doğru olduğu için Yafa Kapısı derler.
El Halil Kapısı’ndan Hristiyan mahallesine giriyoruz, son derece temiz ve geniş bir meydan ile çarşı var.. Çarşıları gezerek Hz.Ömer Cami’ne doğru yol alıyoruz..
Kadim Kudüs, dört mahalleye ayrılmış. Bu Hz.Ömer radiyallahu anh döneminden beri gelen bir fiili durum.
1.Müslüman Mahallesi ,
2.Hristiyan Mahallesi ,
3.Yahudi Mahallesi ve
4.Ermeni Mahallesi
olarak kadim Kudüs dörte taksim edilmiş.
Biz şu an Hristiyan mahallesindeyiz..
Mahmut Doğan
Ulu Kanal
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.