Kovid-19'u yenip göreve dönen 2 doktor hastalıkla savaşmayı sürdürüyor
- Destegül: "Sağlık çalışanlarının en büyük kaygısı, hastalığı yakınlarına bulaştırmak"
- Bektaş: "Yoğun bakımdaki hastalar nefes alamıyor ve kaybettiğimiz hastalar birkaç gün öncesinde bunu seziyorlar. Gerçekten kötü bir durum, oksijen düzeyleri çok düşük seyrediyor"
ADANA (AA) - İSMİHAN ÖZGÜVEN - Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele ederken yakalandıkları hastalığı atlatıp görevlerine dönen Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Dilek Destegül ve Kardiyoloji Asistanı Dr. Ayşe Sümeyye Bektaş, yaşadıkları zorlu süreci anlattı.
Kovid-19'a yakalanan kişileri hayata bağlayabilmek için Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde fedakarca çalışan doktorlar Destegül ve Bektaş, yakalandıkları hastalığı atlatıp tekrar görevlerine döndü. İki doktor, virüse karşı kazandıkları zaferin ardından Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Kovid-19 tanılı hastalara nefes olabilmek için çalışıyor.
- Pfizer, Kovid-19 aşısının acil kullanımı için ABD Gıda ve İlaç Dairesine başvuruda bulundu
- Dr. Songül Özer: Bu maskelere dikkat!
- 'İlk defa ölmekten korktum'
- Sağlık Bakanlığından Kovid-19 'PCR' testi için farklı tarife uygulayan kuruluşlara yaptırım
- worldometers.info/coronavirus
- Kovid-19 salgını televizyona ve haber kanallarına ilgiyi artırdı
- Türkiye'nin koronavirüs tablosu ağırlaşıyor
- Dünya genelinde Kovid-19 tespit edilen kişi sayısı 58 milyon 494 bini geçti
- Türkiye'de son 24 saatte 6 bin 17 kişiye Kovid-19 tanısı konuldu, 139 kişi hayatını kaybetti
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Dilek Destegül (38), AA muhabirine, eylül ayında hastalık belirtisi göstermesinin ardından yaptırdığı testinin pozitif çıktığını söyledi.
Hastalığın, kendisinde halsizlik ve ateş belirtilerine neden olduğunu anlatan Destegül, evinde karantinada kaldığını ifade etti.
Destegül, yaklaşık 10 gün boyunca halsizliğinin sürdüğünü, bu dönemde en büyük sıkıntısının ise 11 ve 8 yaşındaki iki çocuğuyla arasına mesafe koymak olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Eşim de doktor. Eşim ve iki çocuğumun sonucu negatif çıktı. Eşim doktor olduğu için çalışmak durumunda kaldı. O süreçte eve herhangi birisi gelip bana yardımcı olamadı. Ben çocuklarıma bakmak durumunda kaldım. Kendimi maske takarak, onlarla ayrı odalarda yatarak izole etmeye çalıştım. O işin psikolojik boyutu gerçekten zordu. En büyük sıkıntıyı orada yaşadık, ne yapacağımız şaşırdık ama çok şükür bu süreci kazasız belasız atlattık. Sağlık çalışanlarının en büyük kaygısı, hastalığı yakınlarına bulaştırmak. Kendimizden de tabii ki korkuyoruz ama en büyük sıkıntı 'Anne babamıza, eşimize, çocuğumuza bizden dolayı Kovid-19 bulaşır mı?' en büyük kaygıyı burada yaşıyoruz. Üç hafta boyunca çocuklarımla birbirimize sarılmadık, dokunmadık."
Çocuklarının bu süreçte çok zorlandığını belirten Destegül, "Onlar benim için ağladılar, korktular, endişelendiler. Ben daha çok onların kaygılarını gidermeye çalıştım ama birbirimize mesafe koymak, onların bana dokunamaması çok zordu hatta karantina süreci bitip testim negatif geldiğinde çığlıklar atarak çok sevindiler, birbirimize sarıldık ve o gece beraber yattık. En zor kısmı onlardan uzak durmaktı." diye konuştu.
Destegül, hastalığa tekrar yakalanma kaygısı taşıdığını ve tedbirlere uymaya özen gösterdiğini ifade ederek, "Her nöbetimde 3-4 hasta entübe ediyorum ve bu hastalığın mutlaka bana uğrayacağını tahmin ediyordum, sadece bu kadar erken beklemiyordum." dedi.
- "Kötü bir süreçti"
Kardiyoloji Asistanı Dr. Ayşe Sümeyye Bektaş da serviste müdahale ettiği bir hastanın pozitif çıkması üzerine kendisinin de Kovid-19'a yakalandığını dile getirdi.
Evinde karantinaya girdiğini belirten Bektaş, şunları kaydetti:
"Üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları, nezle gibi burun akıntısı, öksürük ve halsizliğim ile tat ve koku kaybım oldu. İki hafta semptomlarım sürdü. Koku kaybım üç hafta sürdü. Sonrasında yavaş yavaş toparlanmaya başladı ve halen tam olarak düzelmedi. Üç ay geçmesine rağmen maalesef eskisi gibi tat ve koku alamıyorum. Kötü bir süreçti, tek başımaydım. İnşallah tekrar gelmez. Yoğun bakımdaki hastalar nefes alamıyor ve kaybettiğimiz hastalar birkaç gün öncesinde bunu seziyorlar. Gerçekten kötü bir durum, oksijen düzeyleri çok düşük seyrediyor. Az çok başlarına ne geleceğini biliyorlar. 'Ben öleceğim galiba' diyorlar ve gerçekten birkaç gün sonra hastayı maalesef kaybediyoruz."
Sürecin giderek daha da zorlaştığını vurgulayan Bektaş, herkesten tedbirlere uymasını istedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.