Kovid-19 salgını sonrası dünyanın geleceği TRT World Forum'da tartışılacak

Kovid-19 salgını sonrası dünyanın geleceği TRT World Forum'da tartışılacak
TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Eren, TRT World Forum'da her zaman olduğu gibi bu yıl da dünya gündeminin nabzını tutan konuları tartışmayı amaçladıklarını söyledi.

Ankara

TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, bu yıl "Pandemi Sonrası Dünya'da Uluslararası Düzen ve Değişen Dinamikler" başlığıyla 1-2 Aralık'ta 4'üncüsü gerçekleştirilecek TRT World Forum'u AA muhabirine anlattı.

TRT World Forum'u projelendirdikleri ilk günlerde insanı ve vicdanı merkeze alan bir anlayışla küresel sorunlara çözüm öneren uluslararası bir tartışma platformu olmayı hedeflediklerini belirten Eren, geride kalan 3 yılda bunu beklentilerinin çok ötesinde başardıklarını dile getirdi.

kovid-19-001.jpg

Bu yıl, "Pandemi Sonrası Dünyada Uluslararası Düzen ve Değişen Dinamikler" başlığıyla düzenlenecek TRT World Forum 2020'nin, Kovid-19 salgını nedeniyle çevrim içi gerçekleştirileceğini aktaran Eren, "Her zaman olduğu gibi bu yıl da dünya gündeminin nabzını tutan konuları tartışmayı amaçlıyoruz. Bu ana başlıklarımız arasında, 'pandemi döneminde yayıncılık ve medyanın rolü', 'küresel sağlık sorunlarına ortak çözümler', 'iş ve eğitim sektörünün geleceği' ve bu dönemde 'insani yardım' gibi konular forumda tartışılacak temel başlıkları oluşturuyor." diye konuştu.

Eren, her yıl farklı bir tema etrafında insanlığın ve küresel siyasetin sorunlarına çözüm, sorularına cevap aradıklarını dile getirerek, şöyle dedi:

"Çalışma arkadaşlarım tam 1 yıldır yani geçen yılki forum nihayetlendiği andan itibaren titiz ve yoğun bir çalışma sergileyerek bu yılki foruma hazırlandılar. Başlıklar, sorular, konuşma yapacak uzmanların belirlenmesi, irtibat sağlanması, inanın bunlar büyük çapta nitelikli işler. 200 civarı çok özel, tek tek üzerinde çalışılmış, yüksek profilli, dünyanın farklı coğrafyalarından akademisyen, sivil toplum çalışanı, düşünce kuruluşu uzmanı, siyasetçi, bürokrat, gazeteci TRT'nin tartışma platformunda bir araya geliyor. Küresel anlamda çok ciddi bir karşılığı olan ve medya sektöründe yapılan bu en büyük forumu TRT olarak düzenlemenin gururunu yaşıyoruz."

"Hedefimiz son derece net"

Niyetlerinin ve hedeflerinin son derece net olduğunu ifade eden Eren, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya başta olmak üzere dünya genelinde bir süredir devam eden bir arayış döneminin süregeldiğine değindi. Eren, kendilerinin de bu forumla bu arayışa katkıda bulunmayı, çözüm önerilerinin, yaşananların dünyaya duyurulmasında tercüman olmayı, farklı fikirlerin tartışılabilmesine zemin oluşturmayı amaçladıklarını vurguladı.

Eren, "Bizim bu tavrımız binlerce yıllık medeniyet ve değerler mirasımızdan kaynaklanıyor. İşte bu noktadan hareketle de bu tartışma ortamını dünyaya sunmak bizim değerlerimizle örtüşen son derece kıymet verdiğimiz bir iş." dedi.

Pandemi döneminde çalışmaların hiç ara vermeden sürdüğünü aktaran Eren, "Sorumluluklarımızı hiç sekteye uğratmadık. Forum da bizim artık gelenekselleşmeye başlayan, 4'üncüsünü düzenlediğimiz önemli bir markamız ve bu dijital versiyonuyla TRT'nin pandemi dönemindeki önemli işlerinden birisi olacak." değerlendirmesinde bulundu.

"Bu yıl da birbirinden değerli isimleri ağırlayacağız"

Forumda önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da birbirinden değerli isimleri ağırlayacaklarına işaret eden Eren, şu bilgileri paylaştı:

"Biz dahil dünyadaki tüm basın kuruluşlarının üye olduğu Avrupa, Asya ve Afrika yayın birliklerinin başkanlarını pandemi ve medyayı konuşmak üzere bir araya getiriyoruz. İspanya, Bosna, Finlandiya, Pakistan, Somali gibi farklı ülkelerin dışişleri bakanları bu yılki farklı oturumlara konuk oluyor. Stephen Walt, Charles Kupchan, Joseph Nye, John Ikenberry gibi dünyanın en prestijli akademisyenleri forumda konuşmacı olarak yer alıyor. Bu yıl ayrıca Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom'dan, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas'a, İngiltere Küresel Sağlık Direktörü Neil Squires'e, ABD-Çin İlişkileri Ulusal Komitesi Başkanı Stephan Orlins'e, Radisson Ceo'su Federico Gonzalez'e, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Achim Steiner'e, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü İşbirliği Direktörü Jorge Moreira da Silva'ya kadar çok özel konuklarımız var."

Uzmanlar için düzenledikleri yuvarlak masa toplantılarının en çok önemsedikleri çalışmalardan olduğuna değinen İbrahim Eren, bu toplantıların hem katılımcılara çok sesli bir perspektif sunması açısından hem de editöryal içeriklerini ve bakış açılarını zenginleştirmesi açısından önemli olduğunun altını çizdi.

Ana salondaki tartışmalar hep aynı temanın farklı yönleri etrafında şekillenirken, özel toplantıların kendi haber gündemleriyle ilişkili kritik meselelerden oluştuğunu belirten Eren, "Bu yıl da İsrail ve Arap Ülkeleri arasındaki ilişkiden, kardeş ülke Azerbaycan'ın Karabağ'da elde ettiği zafere, 10. yılında Suriye ve Yemen savaşlarına, Libya ve Doğu Akdeniz meselesine, Balkanlara, 10. yılında Arap Baharı'na, Türk dış politikasına kadar pek çok kritik gündem uzmanlar tarafından masaya yatırılacak." ifadesini kullandı.

Uzman Yuvarlak Masa toplantılarında yer alacak konuşmacı ve tartışmacıların en az açık oturumlar kadar özel olduğunu dile getiren Eren, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hajiyev, Birleşik Krallık Kıbrıs Yüksek Komiseri Peter Millett, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, Ürdün Eski Başbakan Yardımcısı Marwan Muasher, Suriye Eski Başbakanı Riyad Farid Hijab, ABD Emekli Türkiye Büyükelçisi Ricciardone, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Genel Sekreteri Asaf Hajiyev, İtalya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Nathalie Tocci, IFRI Türkiye ve Orta Doğu Programı Başkanı Dorothée Schmid, Princeton Üniversitesinden Amaney Jamal gibi pek çok farklı ülke ve kurumdan isimlerin uzman oturumlarında yer alacağına dikkati çekti.

Uzman oturumların tartışmacılarının da en az oturum konuşmacıları kadar kıymetli isimlerden oluştuğu bilgisini veren Eren, tüm detaylara "www.trtworldforum.com" internet sitesinden ulaşılabileceğini anımsattı.

TRT Genel Müdürü Eren, "Web sitesine kayıt olan herkes bu sene hem açık oturumlara hem paralel oturumlara hem de sanal fuaye alanına erişim sağlayacak. Aynı zamanda açık oturumlarımız sosyal medya hesaplarımızdan takip edilebilecek. Geçtiğimiz yıl 2 binden fazla kişinin katılım gösterdiği TRT World Forum, bu sene sanal gerçekleşecek etkinlikte daha kalabalık bir katılım bekliyor. Ayrıca oturumlar TRT hesaplarından takip edilebilecek." diye konuştu.

"Dijital ortamda gerçekleşecek"

Forumun bu yıl Kovid-19 salgını nedeniyle dijital ortamda gerçekleştirileceğini hatırlatan Eren, şunları kaydetti:

"Benim sevdiğim bir söz var. 'Şans, fırsatlara hazırlıklı yakalanmaktır.' Herkes, her sektör derinden etkilendi bu süreçte. Pandemi dönemi öncesi uyguladığımız stratejiyle bu dönemde hareket edemezdik. Bu nedenle Türkiye'de ilk vakanın görülmesinden önce durum değerlendirmesi yapıp neredeyse her işimizi revize ettik, az sayıda da olsa bazı işlerimizi sessize aldık. Ulusal ve uluslararası çoğu etkinliğin iptal olduğu bu ortamda biz zoru seçtik, geleneksel hale gelen TRT World Forum'u dijital bir ortamda sürdürme seçeneğinde karar kıldık."

TRT World Forum 2020'nin, dijital ortamda benzer çevrimiçi organizasyonlardan çok daha farklı gerçekleşeceğine dikkati çeken Eren, forumun bu haliyle eşsiz bir tecrübe sunacağını düşündüklerinin altını çizdi.

İbrahim Eren, "Çevrim içi etkinlik sektöründe alışılagelmiş formatların aksine TRT World Forum, artırılmış gerçeklik teknolojisi kullanılarak tasarladığımız oturumlarla dijital etkinlik sektöründe yeni bir kilometre taşı olacak. Politikadan sanata zengin içeriği ve dijital fuaye alanında yer verilecek olan sanal sergi ve film odaları ile katılımcılara etkileşimi yüksek bir etkinlik deneyimi sunuyoruz." görüşünü dile getirdi.

Dünyanın nabzını tutan bu tür bir organizasyondaki uygulamaların, benzerlerine kıyasla son derece yenilikçi olarak nitelendirilebileceğine vurgu yapan Eren, "Networking odaları ve VIP tartışmalar da bu seneki forumda yer alacak diğer teknolojik yenilikler olacak. Katılımcıların gerçek bir etkinlik deneyimi yaşayacağı bu programda geçtiğimiz yıllarda sadece uzmanların katılabildiği özel kapalı oturumları isteyen herkesin izleyebileceği bir şekilde sunuyoruz." dedi.

İbrahim Eren, 2017 yılından bu yana gerçekleştirdikleri forumların katılımcılarından ve konuşmacılardan bugüne kadar olumlu dönüşler aldıklarını belirterek, "Türkiye'de gerçekleşen bu denli büyük bir etkinliğin parçası oldukları için hep memnuniyetlerini dile getirdiler. Birçoğu ile de hala iletişimimizi sürdürüyoruz ve fikir alışverişinde bulunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Her forumdan sonra hem açık hem de kapalı oturumlarda tartışılan, ortaya konulan fikir ve sonuçları üzerine rapor, kitap ve video gibi materyaller hazırladıklarını ifade eden Eren, bunları hem internet sitesinde paylaştıklarını hem de katılımcılara ulaştırdıklarını bildirdi.

Birçok katılımcının da bu materyallerden kendi çalışmalarında faydalandığını belirttiğini aktaran Eren, sözlerine şöyle devam etti:

"Bunun yanı sıra bu toplantıların çıktılarıyla kendileri de akademik literatüre katkıda bulunuyorlar. Bu toplantılar bizim vizyonumuzu zenginleştirmesi anlamında hem bize, hem de katılıp dinleyen herkese muazzam katkılar sunuyor. Katılımcıların farklı sektörlerden, farklı coğrafyalardan geldiği düşünüldüğünde bu çıktıların tüm dünyaya öyle ya da böyle farklı araçlarla ulaştığını söyleyebiliriz."

"Dijitalleşme açısından ateşleyici bir etki yaptı"

Hiç kimsenin beklemediği ve daha önce tecrübe etmediği bu olağanüstü süreçte, bireylerden kurumlara herkesin görünmeyen bir düşmanla mücadele etmek durumunda kaldığı salgın döneminin, TRT için dijitalleşme atılımı açısından bir bakıma ateşleyici bir etki yaptığına dikkati çeken Eren, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, pandemiden çok önce TRT'nin ana hedeflerinden birini dijitalleşme olarak zaten belirlemiştik. Buna göre altyapı yatırımlarımızı yönlendirmiştik. Bu sebeple pandemi sürecine kolay uyum sağladık diyebilirim. Çünkü zaten dijitalleşme bizim eksenimizdi. Biz sadece bir yayıncı olmaktan öte, bu çağın yayıncısı olmanın bu çağda hem ayakta kalmak hem başa güreşmek hem de geleceğe yürümek noktasında dijitalleşmenin önemini çoktan kavramış ve buna göre yürümeye başlamıştık. Pandemiyle birlikte ise bahsettiğim ufkumuz zaten var olduğundan hızlıca işlettiğimiz süreçlerle organizasyonlarımızın tamamını dijital platformlara taşıdık. Böylece hem paydaşlarımızın hem ekip arkadaşlarımızın hem toplumun sağlığını ilgilendiren bir sorunu çözdük, hem ulusal ve uluslararası marka işlerimizin sürdürülebilirliğini sağladık hem de prestijini artırdık."

"Önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz"

TRT'nin bugün sahip olduğu enstrümanlar ve farklı bakış açılarıyla küresel çapta ses getiren bir marka haline geldiğine değinen Eren, sürdürdükleri proje ve farkındalık kampanyalarıyla Türkiye'nin kamu yayıncısı olarak medya araçlarıyla toplumu ilgilendiren temel meselelere dikkat çekmeyi, toplumu güçlendirmeyi önemli bir sorumluluk olarak gördüklerini söyledi.

Eren, "medya algısı"nın gücünü toplum ve insan yararına projelerle değerlendirerek gerek Türkiye'de gerekse uluslararası mecralarda hem ülkenin sosyal farkındalık alanındaki temsiliyetine katkı sunmayı hem de TRT olarak sahip oldukları sorumluluğun gereğini yerine getirmeyi kıymetli bulduklarını anlattı

TRT'nin uluslararası platformlardaki varlığını insanlığa, barışa, refaha ve adalete hizmet ederek sürdürmeyi de önemsediklerini vurgulayan Eren, şöyle dedi:

"TRT World'ü kurarken izleyicilerimizi, 'küresel vicdana sahip dünya vatandaşları' olarak tarif ettik ve insanı hikayenin merkezinde gördük. Biz, el attığımız her konuda ve var olduğumuz tüm mecralarda pozitif değişimin öncüsü olmayı hedefliyoruz. Dünyadaki tüm kamu yayıncıları az ya da çok bu çalışmaları yapıyor. Bizim yaptığımız çalışmalar ise artık dünyanın her yerinde çok konuşuluyor, çok örnek oluyor, bol bol ödül alıyor. Bu Türkiye'de yaşayan herkesin gururlanacağı bir gelişme. Bu anlamda Türkiye'nin ve TRT'nin dünyaya açılan yüzü olan TRT World Forum, TRT'nin bütün platform ve yapımlarında olduğu gibi 'Özü Sözü İnsan' sloganını şiar edinmeye ve insanlığın ahvaline dair fayda üretmeye önümüzdeki yıllarda da devam edecek."

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.