Korkut Daban: Kaybettiklerimiz; Diğergamlık
Davranış Bilimleri Uzmanı Korkut Daban: Kaybettiklerimiz; Diğergamlık
Son günlerde köşemde yazmış olduğum yazıların içeriğiyle ilgili sizlerden çok sayıda övgü ve yorum almanın vermiş olduğu motivasyon ile bugün benzer bir hususu kaleme alma gereği duydum.
Neredeyse her dost meclisinde ve sosyal ortamlarda aynı konuları konuşur olduk. Sabah akşam sohbetlerin ortak başlıkları ve şikayetler adeta fotokopi kağıdından çıkmış gibi birbirinin aynısı neredeyse.
Deyim yerindeyse bir dokun bin ah işit.
İşim gereği sürekli olarak gezen ve farklı sosyal çevrelerde bulunan biriyim. Kurumsal Davet üzerine gittiğim Seminer ve Konferanslar başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinin toplantıları ve her yerde herkes şikayetçi.
Şikayetlerin en başında toplumsal çözünme ve toplumsal deformasyon, yani yıpranma geliyor. Peki, yıpranmanın merkez üssü neresi derseniz onun cevabı da net bir şekilde ortaya çıkıyor. AİLE.
Asırlardır bu kadim coğrafyanın en güçlü ve değerli yapı taşı olan Aile Müessesesi her geçen gün kan kaybediyor. Ve bu öyle dehşet verici bir kayıp ki her geçen gün telafisi neredeyse imkansız bir şekle bürünüyor.
Düne kadar Aile üzerinden alınan ve hayata geçirilen kararlar bugün yerini Batının Kültür Emperyalizmiyle yerini Bireyselciliğe ve daha ötesi Hodgamlık kavramına bıraktı.
Hodgamlık kavramını ilk defa duyanlar için açıklama yapma gereği hissediyorum. Hodgam kelime anlamı itibariyle Yalnızca kendini dert edinen, bencil. Kendini düşünen, kendi gamını çeken, diğergâm olmayan. Kendini beğenmiş. Başka bir deyişle Anadolu Medeniyetinin irfanlarından olan Diğergamlık kavramının tam tersi bir anlayış.
Açıkça söylemek gerekirse Hodgamlık kavramı, kadim Anadolu Kültürüne ve İslam Ahlakına tam anlamıyla zıt bir anlayış. Daha çocuk yaşlarda bize ekmeğimizi paylaşmayı öğreten bir kültürün mensubu olduğumuzu unutmayalım.
Anadolu Medeniyetinde Diğergamlık esastır. Yine İslam dininin bu konuda çok net ve kesin hükümleri yer almaktadır.
Kendin için istediğini başkaları için istemediğin, kendin için istemediğini başkaları için istediğin müddetçe mümin olamazsın ve Komşusu aç olduğu halde kendisi tok yatan kimse bizden değildir meâlindeki hadisler ve daha birçok prensipler, diğergâmlığın tam mânâsıyle İslâm ahlâkının özünü teşkil ettiğini gösterir.
Elinde ki son lokmasını kardeşiyle paylaşmaya inanmış ve yaşamış bir medeniyetin mirasçısı olmak gurur duyulacak bir husus. Çanakkale Savaşında ölmek üzere olan ağır yaralı Mehmetçik, kendisine vurulması gereken ağrı kesici iğneyi başka bir yaralı askere vurulmasını önerecek kadar Diğergam.
O askeri yetiştiren annenin eli ve ayakları öpülür. Eminim Cennette o annelerin ayakları altındadır inşallah. Bugün yedikçe semiren ve hatta çoğu zaman aşırı yemekten hazımsızlık yaşayan bir nesille karşı karşıyayız.
Hani hep diyoruz ya, bize ne oldu böyle diye?
Cevap her zaman olduğu gibi sorunun için de. Biz neyi ihmal ettik, neleri eksik yaptık? Hangi aroma eksik kaldı? Bunu bence toplumun tüm kesimleri gayet iyi biliyor. Ne zaman ki Biz kavramından Ben kavramına geçtik, işte orada mücadelede geride kaldık.
Kişisel menfaatlerin toplumsal menfaatlerin önüne geçtiği milletler kaybetmeye hatta yok olmaya mahkumdurlar.
Genel olarak topluma baktığınız vakit temel ihtiyaçların çoğunun sahip olduğunu görebilirsiniz. Lüks Hayata imrenme ve müsriflik en büyük gaflet diyebiliriz. Özet olarak maddi anlamda birçok şeye sahip Ademoğlu iç dünyasında fakir ve maalesef huzursuz.
Çünkü ne giydiği, ne içinde yaşadığı, ne yediği ne de içtiği onu tatmin etmiyor. Maddi anlamda gerçekleşen doyum manevi açlığı kapatamıyor. Ve bu öyle bir açlık ki ne yaparsanız yapın yeri dolmuyor.
Bakın önümüz kış. Size kolay bir emsal verebilirim. Dünyada her dönemde yardıma muhtaç insanlar olmuştur ve olmaya devam edecektir. İhtiyaç sahibi bir insanın elini ve yüreğini ısıtmaktan daha yüce ne olabilir. Bazen bir eldiven, bir bot veya bir mont çok bela def edebilir.
Çıkın Fil Dişi Kulelerinizden sokaklara inin bir zahmet. O vakit sizi gerçek anlamda maddi manevi tatmin edecek manzaralara tanık olacaksınız. Oturduğunuz yerden insanlık adına ağlamak ve üzülmek samimi bir duruş değildir.
Son olarak Rabbim cümlemizi Münâfikûn Suresinde olduğu gibi, Her birinize ölüm gelip, “Rabbim! Ne olur bana azıcık daha süre tanısan da gönüllü yardımlarda bulunsam ve iyi kişilerden olsam!” diye yalvarmadan önce size verdiğimiz rızıklardan başkaları için de harcayın. Hayırlı kullarından eylesin inşallah.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.