Korkut Daban: Bitmeyen Ergenlik

Korkut Daban: Bitmeyen Ergenlik
Yazının başlığı sakın sizi aldatmasın. Bugün ergen genç kardeşlerimizden değil aksine siz yetişkin anne ve babalardan söz edeceğim. Neden bitmeyen ergenlik diye soracak olursanız sözü uzatmadan doğrudan kitabın ortasından konuşmaya başlayacağım.

Korkut Daban: Bitmeyen Ergenlik

Yazının başlığı sakın sizi aldatmasın. Bugün ergen genç kardeşlerimizden değil aksine siz yetişkin anne ve babalardan söz edeceğim. Neden bitmeyen ergenlik diye soracak olursanız sözü uzatmadan doğrudan kitabın ortasından konuşmaya başlayacağım.

Akademik çalışma alanım ağırlıklı olarak Genç Ergen Psikolojisi. Bir eğitimci olarak yirmi yıllık meslek hayatımda gerek gençlere gerekse yetişkinlere yönelik çok sayıda seminer ve konferans düzenledim. Bu programlarda binlerce insan ve yüzlerce örnek vakalar ile karşılaştım. Bu programlar benim için çok ciddi bir tecrübe oluşturdu diyebilirim. Her seminerde farklı insan tipleri ve davranış modelleri ile karşılaştım. Toplumun sürekli gençlerden yana yakınıp şikayetçi olduğu bu dönemde ben aksine bir türlü büyümemiş ergen anneler ve babalar ile karşılaştım. Her defasında benzer tablolar diyebilirim. Maalesef anne ve baba olduğundan bihaber veliler gördüm. Bunlar aslında ciddiye alınması gereken iddialar. İşin ilginç tarafı ise bu olumsuz tabloya sahip birçok velinin durumdan haberdar bile olmaması idi. Yani hasta olduğunu bilmeyen veya kabullenmeyen bir hastaya doktor nasıl yardımcı olabilirdi ki?

Bu gözlemlediğim olgunlaşmamış anne ve baba modellerinden hareketle ergenlik döneminde aile içersinde yaşanan sorunlara dair bir durum tespiti yapmak ve çözüm noktasında neler yapılabileceğine dair kafa yormak istedim. Öyle ya hepimiz her şeyden önce bu toplumun bir parçasıyız. Ortada malum Genç Ergenlere karşı toplumdaki tüm yetişkinlerin şikayetçi olduğu ve sitemkar konuşmaların yer aldığı bir süreç var. Ancak buna karşılık çözüm önerisinde bulunan veya çözüme dair el uzatan pek fazla kimse göremiyoruz. Bu alanda uzmanların bile sessiz kaldığına ya da kendilerini topluma dinletme noktasında zorlandıklarına tanık oluyoruz.

Ben bir davranış bilimci olarak uzun yıllardır ergenlik psikolojisi üzerine kafa yormaktayım. Sürekli değişen ve gelişen bir toplumda ergen gençler üzerine çözüm üretmenin zorluğuna bizzat canlı tanığım diyebilirim. Genç Ergenler mi haklı? Yoksa anne babalar mı haklı? Tavuk mu yumurtadan çıkar? Yumurta mı tavuktan çıkar? Misali. Bir türlü cevabı bulunmayan bu tartışma bizi çözümsüzlüğe götürüyor. Açıkçası ben bu tartışmada bir tarafım ve Ergen Gençlerin tarafında olduğumu tüm içtenliğim ile belirteyim. Neden taraf olduğumu anlatınca eminim sizlerde bana hak vereceksiniz.

Yinede bu düşünceme vereceğiniz tepkileri tahmin edebiliyorum! Özellikle genç anne baba profillerinde son yıllarda ciddi bir dirençle karşılaşıyoruz. Ergen çocukları ile iletişim kurmakta güçlük çektiklerini söylüyorlar. Yani 40 yaş ve üstü velilerden benzer tepkiler alıyorum. Daha düne kadar anne ve babasından şikayetçi olan bu veliler, şimdilerde çocukları ile benzer sorunlar yaşıyorlar. Açıkçası kendileri ile çelişiyorlar diyebiliriz. Bu durum bize geçmişten gelen bir tutarsızlığı işaret ediyor. Bu tarz velilerin olgunlaşma sürecinin uzadığına ve çoğu zaman toplum tarafından sorgulanır hale geldiklerine tanık oluyoruz.

Temel problemin ikircikli duygu dünyasından kaynaklandığını pekala biliyoruz. Bir taraftan çocuklarının başına buyruk sözde özgür yaşamalarını savunurken diğer yandan sorumluluk almadıklarına tanık olup öfkeli davranışlar sergileyebiliyorlar. İşte tamda burada iletişim sorunları baş gösteriyor. Örneğin hasta olduğunu ve Genç Ergen ders çalışmak istemediğini söylediğinde çocuğumun sağlığı önemli diyerek kabul eden velinin, karnedeki kötü tablo karşısında Genç Ergen’e göstermiş olduğu tepki doğal olarak çatışmaya neden oluyor.

Kısacası kendi olgunlaşma sürecini tamamlayamamış anne babaların bu konuda sorun yaşamaları kaçınılmaz olacaktır. Bu konuda çözüm olarak tavsiyemiz şu olacaktır. Öncelikli olarak Genç Ergenin her birey gibi sorumluluk sahibi kılınması gerekiyor. Sorumluluk sahibi olduktan sonraki aşama ise ne istediğini ortaya koymaktır. Anne Baba çocuğundan ne istediğini çok net bir şekilde ortaya koymalıdır. Buna karşılık Aile Yapısının kutsallığı sadece sözle değil davranışlar ile Genç Ergenlere hissettirilmelidir. Aile sorumluluk ve aidiyet duygusunu oluşturan önemli bir kavramdır. Bu kavramları anlatmaktan geri kalmamalısınız. Böylece davranışların tutarlılığı ile gençlerin göstermiş olduğu tepkilerin orantılı olacağını göreceksiniz. Son olarak şunu söylemekte fayda görüyorum.

Anne-Baba olarak çocuklarımıza ne veriyoruz ve buna karşılık ne istiyoruz.

Unutmayın siz Ergenlik Dönemini teorik olarak yaşadınız ancak unutmayın çocuklarınız bunu henüz yaşamakta. Yani Empati kurma noktasında anne ve babaların daha makul olması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Hepsinden önemlisi iletişim kanallarını asla kapatmayalım lütfen! Çünkü Evlat candır…

Selam ve dua ile…

Korkut Daban

Adana, 15.11.2019

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.