Kılıçdaroğlu: Teröre karşı mücadele etmek hepimizin ortak görevidir
TBMM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, CHP'nin, Kastamonu'ya "gazilik" ünvanı verilmesi için kanun teklifi hazırlamasından dolayı Kastamonular Dayanışma Derneği Genel Başkanı Remzi Şen ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Emel Tığlı tarafından "İstiklal Yolu kahramanlarını" anlatan bir tablo verilen Kılıçdaroğlu, bütün partilere, Kastamonu için çağrıda bulundu.
Kastamonuluların çalışkan insanlar olduğunu, tarihte önemli yeri bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Kastamonu'nun gazilik unvanını beklediğini, milletvekillerine düşenin de bu hakkı teslim etmek olduğunu bildirdi.
Kılıçdaroğlu, bütün partilere çağrı yaparak, Kastamonu'ya gazilik ünvanı verilmesini istedi.
Ali Topuz'un vefatı
Hayatını kaybeden eski bakanlardan, eski CHP milletvekili Ali Topuz'a Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, Topuz'un, herkesin üzerinde emeği bulunduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, Ali Topuz'u, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda çalışırken daha yakından tanıdığını, Topuz'un, siyasete, insana bakışının, sevgi, huzurla dolu olduğunu, kavgadan uzak, sorunları nasıl çözeriz diye uzun uzun düşünen, kanaatini rahatlıkla söyleyen bir abileri olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, Topuz'un sadece siyasetçi değil aynı zamanda bir yardımsever olduğunu kaydetti.
"Gurur veren tablo"
Kemal Kılıçdaroğlu, bir toplumun hayatında acı günlerin de güzel günlerin de bulunduğuna işaret ederek, sevinçte de tasada da ortak olmaları gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanan İbrahim Çolak ile 69 kiloda Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası'nda dünya şampiyonu olan Busenaz Sürmeneli'yi kutlayarak, teşekkür etti. Kılıçdaroğlu, Türk bayrağının göndere çekilmesinin, İstiklal Marşı'nın okunmasının gurur veren bir tablo olduğunu belirtti.
"21. yüzyılda kabul edebileceğimiz bir olay değil"
Kılıçdaroğlu, terörden çok çektiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaşlımız, çocuğumuz, kadınlarımız, erkeklerimiz öldü terörden. Terörün bir insanlık suçu olduğunu, defalarca dile getirdik. Terörün bir amacı yoktur. Terör insanları yıldırmak, düzeni bozmak için yapılan bir olaydır. CHP olarak herkesin düşüncesini özgürce ifade edebildiği ve düşüncesinden ötürü kimsenin suçlanmadığı bir Türkiye istiyoruz. Kavgadan, şiddetten, baskıdan uzak olalım ama hep beraber bu güzel coğrafyada bayrağımızın altında huzur içinde yaşayalım. İçeride de, dışarıda da terör oldu. Herkes kendine bir isim buldu. Uluslararası terör de buldu. Onların da Türkiye uzantılarını gördük, orada da bedeller ödedik. Gencecik, fidan gibi çocuklarımız, güvenlik güçlerimiz hayatlarını kaybetti. O nedenle teröre karşı mücadele etmek hepimizin ortak görevidir. Teröre karşı mücadele edeceğiz. Terörün bir iç boyutu bir de uluslararası boyutu vardır. Uluslararası boyutuyla mücadele etmede, uluslararası dayanışmanın önemi çok fazladır. Terör örgütünün finans kaynaklarını kesmek, onlara sağlanan mali imkanların önünü kesmek, uluslararası ilişkilerin samimi şekilde yürümesine bağlıdır. Eğer uluslararası ilişkiler bir atlatma mekanizması üzerinde değil de gerçekten de terörün önlenmesi konusunda devletler, topluluklar bir araya gelip mücadele ederlerse terörü hep birlikte sonlandırabiliriz. Çünkü terör örgütlerinin eline silah vermek, mali imkanlar sağlamak ancak belli çıkar gruplarının kullanılmasını sağlamak ve o vesileyle de ülkelerin iç işine müdahale etmek 21. yüzyılda bizim kabul edebileceğimiz bir olay değildir."
"Türkiye'yi kınamasını kabul etmiyoruz"
Kılıçdaroğlu, daha önceki seçimlerden sonra, koalisyon görüşmelerinde, gerekse daha sonra başbakanların kendisini ziyaretinde veya kendisinin onları ziyaretinde, Türkiye'nin dış politikasının yanlış olduğunu ve 180 derece değişmesi gerektiğini söylediğini aktardı.
İktidarı her seferinde defalarca, yanlış yapıldığı konusunda uyardıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, dış politikada, devletler arası ilişkilerde duygusallıktan uzak, akılcı ve gerçekçi politika izlenilmesi gerektiğini söylediklerini anımsattı.
Kılıçdaroğlu, Suudi Kral öldüğünde Türkiye'de yas ilan edildiğini anımsatarak, Suudi Arabistan'ın Arap Birliğini toplayarak, teröre karşı mücadelede Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni, devletini kınadığını, bunu kabul etmediklerini bildirdi.
"Dost değil düşman kazanan politika"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bugünkü dış politikanın dost kazanan değil düşman kazanan bir dış politika olduğunu savunarak, "Bunun 180 derece değişerek dost kazanan bir eksene oturması lazım." dedi.
Kılıçdaroğlu, Orta Doğu'nun, egemen güçlerin at koşturduğu bir alan olduğuna işaret ederek, defalarca, "Dolduruşa gelip, egemen güçlerin ateşi tutan maşası olmayın. Çünkü ateşi size tutturmak istiyorlar. Ateşi tutmayın. Onların çıkarlarına hizmet etmeyin. Bağımsız, tarafsız, dostane tutumunuzu koruyun, emellerine alet etmeyin" dediklerini anlattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Yeri geldi celallendiler, 'Ey Trump' diye başladılar. Trump bir ayağa kalktı, 'Brunson'u vermezsen görürsün gününü' dedi. Arkasından bir ses, 'Emret Trump' dedi, emrini yerine getirdi, yargı kararı olmaksızın papazı teslim etti. Kimin itibar kaybı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibar kaybı. Zaten onda itibar olsa böyle bir sahneyi hazırlamaz. Eğer bir şey söylediysen arkasında duracaksın, arkasında duramayacağın sözleri etmeyeceksin, yutamayacağın lokmayı ağzına almayacaksın. Kalkıp, ey Trump diye başlayıp, bir süre sonra emret Trump diye gelirsen farklı bir tablo çıkar. Şimdi şakacı Trump'a geldik. Trump, aklına gelen her şeyi söylüyor, bizimki 'Trump şaka yapıyor' diyor. Nasıl şaka yapıyor hep beraber göreceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Trump kadar aşağılayan başka bir dünya lideri çıkmamıştır. Bütün bu saldırılara, ağır laflara karşı tek kelime söz etmeyen bir iktidarla da Türkiye karşı karşıya gelmemiştir. İlk kez bunların döneminde oluyor."
'"Fetih'ten söz edene ağzınızı bıçak bile açmıyor"
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin AK Parti'li yetkililerin "savaş" tanımını kullandığını ancak başkaları bu ifadeyi kullandığında tepki gösterildiğini söyledi.
"Savaş" tanımını kullananlara yönelik soruşturma başlatıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Senin bakanın, yardımcın 'savaş' dedi. Onunla ilgili harekete geçen, bir şey söyleyen var mı? Hayır, yok. Suriye politikası, hanedana göre mi değişecek? Adamına göre mi söylem alacak? Birisi 'savaş' dediği zaman soruşturma, öbürü 'savaş' dediği zaman büyük bir sessizlik. Bu çifte standart. Beyefendi kalkıyor Suriye'nin fethinden söz ediyor. TDK sözlüğüne baktım, 'Fetih, bir ülkeyi ya da bir kenti savaşarak ele geçirme, alma.' diyor. Bir ülkenin en tepe noktasındaki koltuğu işgal eden bir kişi nasıl olur da Suriye'de fetihten söz eder? Bir kişi 'savaş' dedi diye soruşturma açıyorsunuz, 'fetih'ten söz edene ağzınızı bıçak bile açmıyor. Bu çifte standart neden?" diye konuştu.
"Milli birlikten, beraberlikten söz etmemiz lazım"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Millet İttifakı'na yönelik açıklamalarına ilişkin de Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye nerede, bu Beyefendi nerede? Türkiye'de gencecik fidan gibi çocuklarımız cephede mücadele ediyor, bu Beyefendi Millet İttifakı'nı nasıl dağıtırım, onunla uğraşıyor. Kendi, koltuğu, sarayın çıkarı peşinde. Hayatımda böyle bir devlet yönetimiyle hiç karşılaşmadım. Nasıl bir anlayıştır? Nasıl bir akıldır, mantıktır? Milli birlikten, beraberlikten, Türkiye'nin çıkarlarından söz etmemiz lazım. Beyefendi kalkmış 'Nasıl koltuğumu korurum' diye uğraşıyor. Al koltuğu başına çal kardeşim. Millet İttifakı için 'Milletten nasibini almamış.' diyor. Milletten nasibini almayan sensin. Biz Ankara, İstanbul, Antalya, Adana, Mersin'i aldık."
Kılıçdaroğlu, herkesin milli politika çerçevesinde hareket etmesi, bir partinin çıkarları üzerine milli politika oluşturulmaması gerektiğine işaret etti.
Hükümetin dış politikada yanlışlar yaptığını ve yapmaya devam ettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Kendi çocuğunu askere göndermezsin, garibanın çocuğunu askere gönderirsin." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin, "Yurtta barış, dünyada barış." söylemine sahip olmasına rağmen dış politikada yalnız kaldığını savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dost bildiği ülkelerce de yalnız bırakıldığını ileri sürdü.
ABD Başkanı Donald Trump'ın sosyal medya paylaşımlarına da değinen Kılıçdaroğlu, "Günün 24 saati, saat başı bir tweet atıyor. Bizimkiler de izliyorlar, korkudan bir şey de söylemiyorlar. Nasıl bir devlet yönetimidir bu? Bunlar ülkenin çıkarlarını kesinlikle düşünmüyorlar. Onların özel çıkarları ülke çıkarlarının üstündedir."
İşsizlik rakamları
"İktidara göre Türkiye'nin iki önemli sorununun plastik poşet kullanımı ve araçlarda sigara içilmesi" olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Bu memleketin başka sorunu mu kalmadı? Akıl var, mantık var." ifadelerini kullandı.
TÜİK'in işgücü istatistiklerine göre bu yılın temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre işsiz sayısının 1 milyon 65 bin arttığını belirten Kılıçdaroğlu, "Sarayda işsiz kalan var mı? Sarayda oturan ailelerin çocukları işsiz mi? Onlar işsizliğin ne olduğunu biliyorlar mı? Bir babanın işsiz kalması halinde evde yaşanan dramı biliyorlar mı? Bu memlekette hala binlerce çocuk yatağa aç giriyor, ondan haberi var mı? Saraydakilerin asla haberi yok. Onlar ayrı, millet ayrı dünyada yaşıyor." eleştirilerinde bulundu.
"Adreste vakıf yok"
Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından şehit yakınları için toplanan paraların ne olduğunu uzun süredir sorduklarını, Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfının kuruluşunun Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsattı.
Vakfın adres bölümünde sadece Ankara yazdığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"309 milyon lira toplanmıştı. Ne oldu bu para? Vakıflar Genel Müdürlüğünün 13 Temmuz 2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ilanı. Yönetim kurulu boş. Kim bu vakfın yönetim kurulu? Saray olunca boş oluyor galiba, malı götürdüler herhalde. Sormuştum, yine soruyorum; bu vakfın adresi niye yok? Ankara'da milyonlarca insan yaşıyor. Her insanın, her vakfın, her derneğin bir adresi var. 15 Temmuz Şehit Gaziler Vakfının adresi niye yok? Parayı yürüttüler, ondan mı? Vakıflar Genel Müdürlüğünün internet sitesinde vakıfların telefon numaraları, adresleri var ama Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfının telefon numarası, tebligat adresi yok. Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfının adresi telefonla soruldu, arkadaşlar verilen adrese gittiler, böyle bir vakıf orada yok. Vakıf Yönetim Kurulu niye yok, mal varlığı neden 10 milyon lira, para nereye gitti?"
Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da "sivil darbe" yapıldığını öne sürerek, "Vatandaştan 'şehitlere, gazilere yardım yapacağız' diye toplanan paraların hesabının verilmediği bir dönemdeyiz. Ama sarayda oturanlar sanmasınlar ki biz bunu unutacağız. Sonuna kadar, kuruşu kuruşuna bunu takip edeceğiz. Benim 15 Temmuz şehit ve gazilerine verdiğim söz bu." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.