Kasketçilikle geçen yarım asır
DİYARBAKIR - FİKRET KAVGALI
Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde tarihi Saraykapı yanındaki küçük dükkanında müşterilerine hizmet sunan kasketçi Remzi Kağar, mesleği sürdüren son ustalar arasında bulunuyor.
Henüz 10 yaşındayken tanıştığı kasketçilikte yarım asrı geride bırakan Kağar, ilerleyen yaşı ve ürünlere talebin azalmasına rağmen mesleğini ilk günkü heyecanla yürütüyor.
"Gece gündüz çalışırdık, yine de talebi karşılayamazdık"
Kağar, AA muhabirine, mesleğin son temsilcilerinden biri olduğunu söyledi.
Kasketçiliğin yaklaşık 40-50 yıl önce en parlak dönemini yaşadığını, o tarihte resmi kurum personeli ile asker şapkası üretimi de yaptıklarını anlatan Kağar, "Asker, öğrenci, gardiyan, bekçi ve polis şapkası yapardık. O zamanlar çok yoğunduk, gece gündüz çalışırdık, yine de talebi karşılayamazdık. Okulların açılmasına yakın şapkaları yetiştirmek için 2-3 ay aralıksız çalışırdık. Her dükkanda 5-10 kişi çalışırdı." dedi.
"Erkekler başı açık gezmeye utanırdı"
Bir dönem şapkasız gezmenin toplum tarafından çok yadırgandığını dile getiren Kağar, şunları kaydetti:
"Herkesin kafası kapalıydı. Başı açık olanların şahitliği kabul edilmezdi. Herkes başını örtmek zorundaydı. Başı açık olanlar ayıplanırdı. Erkekler başı açık gezmeye utanırdı. Ama artık erkekler şapka takmıyor. Genç müşterimiz hiç yok. Bazen geçmişi konu alan film ve tiyatro oyunları için şapka alan var. 1960-1970'li yılların canlandırıldığı filmler için Yeşilçam'a kasket gönderiyorum. Bugüne kadar Avrupa, ABD ve Japonya'ya ürettiğim şapkaları gönderdim. Dünyanın birçok ülkesine şapkam gitmiştir. Almanya'da Türkler çok olduğu için oraya çok gönderdim. Gelip nostalji için alan da var."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.