Kadir Çandarlıoğlu: 'Çanakkale Zaferinde Sultan II. Abdülhamid’in rolü..'
Iddiaların aksine Sultan II. Abdülhamid her türlü imkansızlıklara rağmen, çıkmasını kaçınılmaz gördüğü bir dünya savaşı için iktidarının ilk yıllarından itibaren hazırlık yapmaktan geri durmamıştı.
Çanakkale vasıtasıyla devlet merkezini de koruma çabaları Osmanlı klasik döneminin bitmesinden sonra yoğunlaşmıştır. Bilhassa Çanakkale Boğazı’nda 1877-1878 savaşından sonra yapılan hazırlıklar önemlidir. Zira I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesinde yapılan savunma sayesinde Itilaf Devletleri ne denizden ne de karadan Çanakkale’yi geçememişlerdir. Bu durum küresel ölçekte yapılan planları alt üst ettiği gibi savaşın da uzamasına sebep olmuştur.
Çanakkale Boğazı’nı Askeri Bakımdan Güçlendirme Çalışmaları
1 – Boğaz’daki Askerlerin Son Sistem Silahlar Ile Teçhiz Edilmesi Çalışmaları:
Çanakkale Boğazı’ndaki topçu ve istihkâm askerlerinin ellerinden Şinayder marka tüfeklerin Mavzer (Mauser) tüfekleriyle değiştirilmesini isteyen irade 3 Mayıs 1897 tarihinde çıkmıştır. Tophane-i Amire Sevk Komisyonu Reisi Asım Bey, Bandırma vapuruna yüklettiği silahlar ve cephane ile sair âlat ve adevâtı hemen Çanakkale Boğaz Komutanlığı’na göndermiştir. Ilk gelen 800 adet büyük çaplı Mavzer tüfekleriyle cephanesinin teslim alındığı ilmühaberi 9 Mayıs tarihlidir.[1] Dönemin yeni ve etkili silahı olan Mavzerlerin diğer birliklere de dağıtılması işlemine sonraki senelerde de devam edilmiştir.[2]
Çamburnu Tabyası
***
2 – Askerlerin Barınma Şartlarının Iyileştirilmesi:
Yeniden yapılacak koğuşların inşa masrafı 28.562 kuruş olarak hesaplanmış ve 12 Mayıs 1896 tarihinde Sadrazam Rıfat Paşa tarafından arz edilmiştir. Padişahın olumlu iradesi 18 Mayıs’ta çıkarken iktisada riayeti tembih etmesi dikkat çekmektedir.[3]
3 – Çanakkale Istihkâmlarının Güçlendirilmesi Çalışmaları:
Boğazlar’ın savunmasını güçlendirmek için Âsaf Paşa, Bahr-i sefid boğazı inşaat nazır ve müfettişi olarak tayin olunmuş ve Çanakkale Boğazı’yla burada bulunan bütün istihkâmları her türlü saldırıya mukavemet edecek duruma getirmekle vazifelendirilmiştir. Âsaf Paşa’nın 10 Kasım 1880 tarihli raporunda belirttiği hususlar sonraki çalışmaların da istikametini belirlemiştir. Kale-i Sultaniye ve civarında bulunan tabya ve istihkâmların mevkilerine gidilerek ayrıntılı incelemeler yapmıştır. Hangi tabyaların düşmana karşı koyabilecek hale getirilebileceği, hangilerinin asker kuvvetlerinin artırılacağı belirlenmeye çalışılmıştır. Sahillerin hangisine torpil konulması gerekeceği, istihkâm inşaatının Redif askerlerine yaptırılması, oradaki kuvvetlerin nasıl artırılacağı ve öncelik sırasının belirlenmesi hakkndaki görüşlerini bir harita vasıtasıyla arz etmiştir. Buna göre emniyetin süratle sağlanabilmesi için Seddülbahir Kabatepe ve Bolayır istihkâmlarının sol taraflarına, sahilin ve Saros Körfezi’nin bazı yerlerine dinamit barutundan yapılmış sabit torpiller konulması çok lüzumlu bulunmuştur.[4]
Çanakkale Boğazı’nda bulunan istihkâmların çeşitli cihetlerden görünümü…
***
Boğaz’ın her iki yanının savunma gayesiyle takviye edilmesi Birinci Dünya Savaşı’na kadar sürdüğü gibi en kanlı çarpışmalar da bilindiği üzere Çanakkale cephesinde olmuştu. Bu vetirede (süreçte) Boğaz’ın iki tarafındaki siperlerin savunma imkanı ve ateş gücünün artırılmasına yönelik çabaların neticesini görmek mümkündür. Burada objektif bir fikir vermek adına örneklemeye çalıştığımız faaliyetlerin neticelerinigörmek ve göstermek için savaş sırasına ait iki tespiti paylaşmak isteriz. Kale-i Sultaniye mutasarrıfı Fuad Bey’in gizli ve acele ibaresiyle hükümet merkezine gönderdiği 18 Mart 1915 tarihli bir yazısında; “Bugün vasatı saat on bir raddelerinde düşmanın cesim (büyük) on üç sefine-i habiyesiyle (harp gemisiyle) bir hayli torpidolarından mürekkep bir filosu Dardanos, Hamidiye ve Rumeli cihetindeki Mecidiye istihkâmlarına pek şiddetli ateş açarak sekiz saat devam ve şehre isabet eden mermilerden üç yerde ateş zuhur etmiş (çıkmış) ve yüz elli hane muhterik (yanmış) ve üç kişi şehid olmuştur. Henüz malumat-ı resmiye alınmamış ise de düşmanın sefain-i cesimesinden (büyük gemilerinden) üçünün ehemmiyetli surette hasara uğradığı görülmüş ve lehü’l hamd (Allah’a hamdolsun) ateş kesilinceye kadar istihkâmlarımız da hal-i faaliyette bulunmuş olduğu beray-i malumat maruzdur (bilgi için arz edilmektedir).” denilmektedir.[5]
***
Ikinci olarak cephede görev yapan savaş muhabirlerinden Schrazy’in Amerika basınının Istanbul muhabiri Damon’a gönderdiği 19 Mart tarihli telgrafını aktaralım: “bir Fransız harp gemisi yanmış, bir Ingiliz harp gemisi yaralı, diğer üç müttefik gemisi de istihkâmların menzili haricine çıkmaya mecbur olmuşlardır. Söz konusu istihkâmlar susturulamamışlardır. Istihkâmlardaki asker zayiatı azdır. Yedi saat devam eden Boğazı zorlama harekatının ve müthiş top ateşinin sonucu budur. Türk tarafının ateşi de şiddetli olmuştur. Müttefik donanmasının öğleden önce saat 11.30’da ilk gülleyi Çanakkale üzerindeki dağa atarak başladığı ve toplam 14 geminin bombardımanı hakikaten müthiş bir hal almıştır. Gazete muhabirlerinden oluşan heyet, infilak eden mermilerin tesiriyle yanan şehrin haricinde bulunan tepenin yakınlarına da mermi düşmeye başlayınca Çimenlik istihkâmına sığınmışlardır. Saat bir buçukta Ingilizler ateşlerini her iki sahilde Hamidiye, Çimenlik, Dardanos Mecidiye ve Rumeli istihkâmlarına yönelttiler. Patlayan mermilerden ve müdafaa eden Türk bataryalarının mukabelesinden hasıl olan velvele o derece büyük idi ki muhabirler bir müddet hiçbir yere melce (sığınak) bulmaya muvaffak olamadılar. Muhabirler nihayetinde istihkâmlara karşı son sistem en büyük bir muharebe sahnesini temaşa edebilecek muvafık bir nokta buldular. Lakin bazı defalar duman o kadar yoğunlaşıyordu ki ufku tamamıyla örterek Türk istihkâmlarını görülemeyecek derecede kapatıyordu. Bununla beraber dumanın dağıldığı zaman Türk istihkâmlarının hasara uğramamış bir halde olduğu görülüyordu. Türk istihkâmlarının ateşinin seri ve dakik olmasına rağmen müttefiklerin ateşi bazen uzun bazen kısa idi.”[6]
Çanakkale’de müstahkem mevki Kurmay Başkanı Selahaddin Adil Paşa’nın anılarında da aynı tasviri görmek mümkündür.[7]
Hakikaten büyük kısmı II. Abdülhamid döneminde yapılan yenileme ve güçlendirme çabaları hem düşmana büyük zarar verdirmiş hem de siperlerdeki asker kaybını en aza indirmiştir. Nitekim Selahaddin Adil Paşa da 18 Mart günü tabya ve istihkâmlardaki kaybın makul seviyede kaldığını berlitmektedir.[8]
*
Gelibolu Mülkiye Mektebi Idadisi
***
Gelibolu Daire-i Askeriyesi
***
Gelibolu’da vaki Iskele Camii Şerifi’yle kemerin ve Karantinahanenin kara tarafından alınmış resmi
***
Gelibolu Iptidaiye Mektebi
***
Gelibolu’da Namazgâh nam mahalde kâin Deniz fenerinin resmi
***
Gelibolu Hükümet Konağıyla Adliye ve Jandarma Daireleri ve Telgrafhanesinin resmidir
***
Gelibolu, konak ve teferruatının görünüşü
***
Gelibolu sancağında bulunan Askeriye hastanesinin manzarası
.
**********
.
KAYNAKLAR:
.
[1] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Mütenevvia Evrakı, 162/193, 7 Zilhicce 1314-9 Mayıs 1897 tarihli irade, Tophane-i Amire müşiri Zeki Paşa’nın işlemin tamamlandığını padişaha göstermek için arz ettiği tarih 13 Safer 1315-14 Temmuz 1897’dir.
[2] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Mütenevvia Evrakı, 268/135 Tophane-i amire müşirinin yazısı 20 Ramazan 1322 tarihlidir.
[3] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Irade Tophane, 4/30, 1313 Z. 6, Bir Mecidiye 20 kuruş değerinden hareket edilmiştir.
[4] Âsaf Paşa’nın 7 Zilhicce 1297/29 Teşrin-i evvel 1296 10 Kasım 1880 tarihli raporu, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Perakende Askeriye, 4/81.
[5] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye 3. Şb. 4/37, Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri, cild 1, Ankara 2005, sayfa 45.
[6] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Hariciye, Matbuat, 1123/8. 21 Mart 1915. Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri, cild 1, Ankara 2005, sayfa 66-67.
[7] Selahaddin Adil Paşa, Çanakkale Cephesinden Mektuplar-Hatıralar (Yayına hazırlayan: Muzaffer Albayrak), Istanbul 2007, sayfa 42.
[8] Selahaddin Adil Paşa, Çanakkale Cephesinden Mektuplar-Hatıralar (Yayına hazırlayan: Muzaffer Albayrak), Istanbul 2007, sayfa 44.
Tafsilat için bakınız;
Prof. Dr. Cezmi Eraslan, II. Abdülhamid’in Çanakkale Savunması, Yitik Hazine Yayınları, Istanbul 2014
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.