İyilikte Buluşma, Kötülükte Ayrışma
Kur'an Penceresinden 'İlhad' ve 'Mülhid'
Kur'an ayetlerini bağlamından kopararak keyfi şekilde manalandırmak demek olan 'ilhad' bu iletişim çağında çok daha da tehlikeli hale gelmiştir. Dini konularda yeterli bilgi ve donanıma sahip olmayan her müslümanın 'ilhad' tehlikesine karşı dikkatli olması gerekir. Özellikle Kur'an'dan başka referans kabul etmediklerini beyan edenlerin bu tehlikeye düşme ihtimali herkesten daha fazladır. Buna neden ise güya daha önce kimsenin bulamadığı sadece kendilerinin keşfettigi Allah'a giden 'kestirme bir yol' üzerinde olduklarını sanmalarıdır. Bunların, tek ölçü ve rehber olarak kabul ettiklerini beyan ettileri Kur'an ayetleri ile kendi durumlarını test etmeye ikna edilmedikçe yanıldıklarını anlamaları da mümkün olmayacaktır. Oysa şeytan mü'minleri saptırmak için 'dosdoğru yol' üstünde bağdaş kurup oturmuştur. (Araf/16) Suret-i hakdan gözükerek bize dört bir yanımızdan, özellikle de sağ tarafımızdan yaklaşıp bizi kandırmaya and içmiştir. (Araf/17)
Kur'an'da 'İlhad'
Kur'an'da toplam altı ayette; üçü doğrudan muzari fiil olarak يُلْحِدُونَ , ikisi iftial babından mastar مُلْتَحَدًا ve biri harf-i cerli mastar olarak بِإِلْحَادٍ şeklinde geçen "ilhad" kelimesi ve bunun türevleri arapça (L-H-D= لحد) kökünden gelir. Sözlükte 'ilhad', meyletmek, sapmak, ana kitle ve gövdeden ayrılmak, bilgiçlik taslamak münakaşa etmek manalarına gelir. Nitekim kabrin kıble tarafında fazladan kazılan oyuk kısma 'lahit' denilmektedir. 'İlhad' kelimesinin terim anlamı Kur'an ayetlerini bağlamından koparmak, yaygın kullanımı terk edip en uzak manalarına yönelmek, ayetlerin açık anlamları dışında batıni, gizli manaları olduğunu iddia etmek manasına gelmektedir. İster inkar maksadıyla olsun, isterse dikkat çekip ilgi toplamak kasdıyla olsun bu tür davranışlar 'ilhad' kapsamı içine girer. Günümüzde bu yola tevessül edenler genellikle ya inananları saptırmak ya da dikkat çekip menfaat elde etmek/reyting kasdıyla bunu yapmaktadırlar. 'İlhâd' yapan kişiye 'MÜLHİD' denir. Kur'an-ı Kerim'de 'İlhad' kelimesinin ve bundan türeyen fiil ve isimlerin geçtiği ayetlerin metin ve mealleri aşağıda yer almaktadır:
1-
وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّهُمْ يَقُولُونَ إِنَّمَا يُعَلِّمُهُ بَشَرٌ لِسَانُ الَّذِي يُلْحِدُونَ إِلَيْهِ أَعْجَمِيٌّ وَهَذَا لِسَانٌ عَرَبِيٌّ مُبِينٌ
"Muhakkak biz biliyoruz ki 'şüphe yok ki bunları ona bir beşer öğretiyor' diyerek kendisi hakkında ilhad/bilgiçlik tasladıkları şahsın lisanı a'cemi/yabancı bir dil, bu Kur'an'ın dili ise apaçık bir arapçadır." (Nahl/103)
2-
وَلِلَّهِ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى فَادْعُوهُ بِهَا وَذَرُوا الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي أَسْمَائِهِ سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ .
"En güzel isimler Allah’ındır, O’na o isimlerle dua edin, O’nun isimleri konusunda bilgiçlik taslayarak 'ilhad'a tevessül edenleri bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir." (Araf/180)
3-
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمَسْجِدِ الْحَرَامِ الَّذِي جَعَلْنَاهُ لِلنَّاسِ سَوَاءً الْعَاكِفُ فِيهِ وَالْبَادِ وَمَنْ يُرِدْ فِيهِ بِإِلْحَادٍ بِظُلْمٍ نُذِقْهُ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ
"Doğrusu inkar edenleri, Allah yolundan ve yerli ve yolcu herkes için ibadet mekanı kıldığımız Mescidi Haram’dan insanları alıkoyanları ve orada zulüm ile ilhad yaparak bilgiçlik taslayanı herkesi can yakıcı bir azaba uğratırız." (Hac/25)
4-
اِنَّ الَّذ۪ينَ يُلْحِدُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا لَا يَخْفَوْنَ عَلَيْنَاۜ اَفَمَنْ يُلْقٰى فِي النَّارِ خَيْرٌ اَمْ مَنْ يَأْت۪ٓي اٰمِناً يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اِعْمَلُوا مَا شِئْتُمْۙ اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ
" Şüphesiz ki ayetlerimiz hakkında bilgiçlik taslayıp 'ilhad' edenler bizden gizlenemezler. Bu durumda ateşe atılan mı daha iyidir, yoksa kıyamet günü (huzurumuza) güvenle gelen mi? İstediğinizi yapın! O, yaptıklarınızı görmektedir." (Fussilet/40)
5-
وَاتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنْ كِتَابِ رَبِّكَ لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَلَنْ تَجِدَ مِنْ دُونِهِ مُلْتَحَدًا (27).
"Rabbının kitabından sana vahyolunanı oku; O’nun sözlerini değiştirecek yoktur. O’ndan başka gidilecek bir bilgiçlik kaynağı bulamazsın." (Kehf/27)
6-
قُلْ إِنِّي لَنْ يُجِيرَنِي مِنَ اللَّهِ أَحَدٌ وَلَنْ أَجِدَ مِنْ دُونِهِ مُلْتَحَدًا (22)
"De ki: 'Beni kimse Allah’a karşı savunamaz ve ben O’ndan başka gidilecek bir bilgiçlik kaynağı bulamam" (Cin/22)
Bir 'İlhadi' Meal Örneği
Âl-i imrân Suresi 96-97. ayetlerinin bir 'ilhadi meal'ini dikkatinize sunmak istiyorum: "Şüphesiz, insanlar için bereketli ve âlemlere yol gösterme olarak konulan ilk ev Mekke’dekidir. Onda apaçık alâmetler/göstergeler; İbrâhîm’in görev yaptığı yer [eğitilip, yetiştirilip ortak koşmaya karşı ayaklandığı yer] vardır. Ve oraya kim girerse güvende olmuştur. Ve yoluna gücü yeten herkesin Beyt’i/ilâhiyat eğitim merkezini kastetmesi, ilâhiyat eğitimi için oraya gitmesi Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim de gerçeği örtbas ederse, bilsin ki, şüphesiz Allah bütün âlemlerden zengindir." (Tebyinül-Kur'an-İşte Kur'an)
Ayetlerin Doğru Meali
"Gerçek şu ki, insanlar için yapılmış olan ilk ev, âlemlere bir hidayet ve bir bereket kaynağı olan Mekke’deki evdir. Orada apaçık deliller, İbrâhim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Gücü yetenin o evi ziyaret etmesi yani haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim bu hakkı inkâr ederse bilmelidir ki, Allah âlemlerden müstağnidir."
Her mü'minin bildiği bir ibadet şekli olan ve dilimize namaz olarak geçmiş olan 'salat'a 'destek olmak' veya 'eğitim ve öğretim faaliyeti', oruca 'karşılıklı olarak kendini tutmak ve susmak', hacca 'ilahiyat eğitimi' anlamını veren ve dinin ana çizgisinden ayrılan bu ilhadi tip, türünün en şeytani ve en tehlikelisidir. Medya imkanları ile dini konularda 'uzman' olduğu havasını veren bu bu tipler, malesef çoğunluğu mühendis ve hukukçulardan oluşan nice okumuşları kurdukları tuzağa düşürmüşlerdir. Daha önce başta namaz olmak üzere ibadetlerini büyük bir coşkuyla ifa eden nice gencimiz bu tiplerin iğfal ve ifsadıyla ibadetlerini terk etmiştir. Bununla da kalmayıp ellerine verilen 'tekfir ve şirk' kılıcıyla ile sağa sola saldırmaya başlamışlardır. Belirli tv kanallarında düzenli proğramlar yapma imkanları da bulan bu 'mülhid' tiplerin arkasında hangi güçlerin olduğu doğrusu merak konusudur.
'Sadece Kuran'
Hak sözlerle batıl emeller peşinde koşma imkanı ve ihtimali var ise 'tek ölçü ve rehber Kur'an olsun' sözünden daha uygun bir slogan bulunamaz. Öyle ki bu sözün büyüleyici cazibesi ve güzelliği uygulanabilir olup olmadığını düşünmeye en büyük engeldir. Unutmayalım ki Kur'an'ın bize olan rehberliği ondan anladıklarımız veya ona dair bize anlatılanlar ile sınırlıdır. Kur'an'dan anladıklarımız ya da Kur'an'a dair bize anlatılanları 'tek ve mutlak doğru' olarak kabul etmedikçe veya bunları başkalarına dayatmadıkça sakınca teşkil etmez. Fakat bilgi ve donanım eksikliğimiz bizi büyük bir 'aldanış' içine düşürebilir. En büyük aldanış da Allah ile aldanıştır. (Lokman, 33; Fatır, 5; Hadid, 14)
Allah ile aldananların Kur'an ile aldanmaları işten bile değildir. Unutmayalım ki her türlü aldanışa karşı Allah'ın yardım ve desteğine ihtiyacımız var. Allah'ın yardımına kavuşmak için de duaya... Her gün defalarca tekrar ettiğimiz bir dua var. İhtiyacımız olmasaydı bize öğretilmeyecek bir dua:
اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَۙ
صِرَاطَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْۙ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ
"Bizi dosdoğru yola ilet!.. Nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil!.." (Fatiha/6-7)
Örnek İhtiyacı
İnsanların doğru yolda sebatla yürüyebilmesi için güzel örneklere ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç ayetlerle sabittir. Kur'an'da kendilerine niğmet verildiği beyan edilen ve bize örnek gösterilen dört sınıf insan vardır. Bunlar; nebiler, sıddıklar, salihler ve şehitler. (Nisâ/69) Uyulması gereken örneklerin en güzeli hatemül-enbiya olan Muhammed aleyhisselamdır. (ali imran/31, ahzap/21)
Allah bizleri dosdoğru yolda sebatla yürüyen ve niğmete kavuşanlardan eylesin.
H. Ali Erdoğan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.