İsmet Özel: 'Nasıl kapitalizmi dışarda bırakıp..'

İsmet Özel: 'Nasıl kapitalizmi dışarda bırakıp..'
Bakmaklar’dan Partizan’a

Türkler millî varlıklarını şiire değil de, sair milletlerin cümlesi gibi kapitalizmin şu veya bu safhasına, merhalesine borçlu olsalardı, bu gün dünyada ne yapılacak iş kalmış olacaktı, ne söylenecek söz. Nasıl kapitalizmi dışarda bırakıp millet meselesini tetkik mümkün değilse, insan zihninin şiire borcunu bilmeden Türk’ü zikretmek de mümkün değildir. Türk şiirinin kıvama kavuştuğu yer neresi bilindiyse Türklerin millî davalarına sahip çıktıkları yerin de orası olduğu bilinmiştir. Vukuatın bu yüzüyle ben dünya şartlarının Türk varlığı tesiri altında ne şekle girdiği meselesine geldim. Şairliğin bana biçilmiş kaftan olduğu hissi bu meseleyle birlikte oturdu içime. Arabayı atların önüne koştuğu nispette ciddiye alınan “Batı tesirindeki Türk edebiyatı” benden önce millî hayatın dışa doğru bir temayül tespit veya icat edilerek gerçekleşebileceğinin ağulu avuntusuyla yaşıyordu.

Avunmayı reddedip şiiri dile kendi terazisiyle dolamayı seçen ben okurlarını çözülmüş sırrın üzüntüsüne çağıran dünyadaki yegâne şair olmanın yanı sıra, poetikasını şiir sahasına peşinen getiren şair olmakla temayüz ettim. Bu güne kadar çağrımı umursayan çıkmadığı gibi, neyi ölçü bildiğime nazar atfeden de olmadı. Hangi sırdı çözülen ve ne idi İsmet Özel poetikası?

Sırrın çözülmesi niçin huzur, gurur, avuntu vermeyip üzüntüye sebep olsundu?

Şairin ne yaptığının bilincine varışı şiirin şiirliğini izale etmeyişindeki hikmet neydi?

Nasıl olmuştu da benim yazdıklarım Türk şiirini Türk tarihiyle kesişme noktasına getirmişti?

Daha yayına ilk giren şiirlerimden itibaren “İsmet Özel’in dili küf kokuyor” denilmişti. Sual etmenin nezaketi, giderek letafetiyle soru sormanın hırpalayışı, giderek kesafeti arasındaki farkı görerek kör düğümü çözmeğe koyulmuştum. Farkı görmeme yeteneğimin yetmeyeceğini biliyordum. Gösteren Allah idi. Benim yazdıklarımda esoterik bir hususiyet varsa bunu yazdıklarımın ilk satırından itibaren ölüm sonrası tınısına ait bir kayda bağlamak lâzım. Ha sual, ha soru diyen, sual ve soru ibareleri arasında fark görmeyen burnu büyüklerin yazı ve söz hayatındaki hükümranlığına ben esas itibariyle son verdim.  

Neyle yaptım bunu?

www.istiklalmarsidernegi.org.tr/

 

İstiklal marşı derneği, İsmet Özel, 12 Nisan 2017

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.