İsa Beçik: Köyde Bir Ömür..
Köyde Bir Ömür
Anneannem - Selver Bekar ebem
01.07.1883 Doğumlu ve 15.06.1973 yılında 90 yaşında rahmetli oldu. İki evliliği var. Eşlerinde biri rahmetli olunca ikinci ile evlenmiş ve oda kendisinden önce rahmetli olmuş. Ben dedemi hatırlamıyorum.
Soyadı kanunu çıktığında görevli, ebeme sormuş 'senin soyadını ne yazalım' demiş, ebem de bekar olduğu için "Bekar" yazın demiş ve kayıtlara böyle geçmiştir.
Selver ebem kadın başlıklarından fes kullanırdı. Üzerine yazma ve tülbent bağlardı. Kareli veya desenli şalvar ile uyumlu renk olan mevsime göre gömlek veya güdük giyerdi. Kış mevsiminde abdest almak kolay olsun diye ayağına mesh üzerine lastik ayakkabı kullanırdı. Rahmetli olduktan sonra kıyafet olarak kullandığı eşyaların bazıları bir torunu tarafından muhafaza edildiğini duymuştum.
İki katlı kerpiç evi vardı. Tahta bölme ile ayrılan üst kata içeriden tahta merdiven ile çıkılırdı. Alt kat da bir metre kadar yükseklikte kirevit vardı. Üç basamak merdiven ile çıktığı kirevitin üst kısmında oturur, alt kısmını da kiler olarak kullanırdı. Yine alt katta bacası duvar içinden dama çıkan toprak ocak vardı. Bu ocakta yakıt olarak tezek ve pamuk çubuğu gibi çalı çırpı kullanırdı. Mutfak işlerini burada yapardı.
Evine girildiğinde tavanda asılı olan kurutulmuş bitkilerden dolayı mis gibi kokardı.
Yavaş konuşur, bilgilerini hoş sohbet ile anlatırdı. Herkese hayır duası yapar, nasihatte bulunurdu. Hac farazisini yapamadığı için oğluna vekalet vermişti ve uğurlama yaparken ebem de ihram giymiştir.
Komşu köy Sırınsı (Çakırören) köyünde ikamet eden ebemi, annem ile zamanın taşıtlarından eşek arabası ile ziyaretine giderdik. Bu ziyaretlerimizde okuma yazma bilmeyen ebem, görmüş geçirmiş, ata kültürü, deneyim ve tecrübesini anlatırdı.
*
Ebem den dua gibi aklımda kalanlardan;
-Doğru duvar yıkılmaz, siz doğru olun.
-İhtiyaçlarınızın hepsini Allah'tan isteyin, ayakkabı bağına varıncaya kadar isteyin.
-Nazar boncuğu; bakışı etkiler, nazardan korur, görünen yerinize takın.
-Muska gibi sardığı Kurandan Enam suresini, ayrıca beze sarılı üzerlik bitkisini cebinizde taşıyın.
Çocuklara nasihat ederken sıkılmasınlar diye, yanından eksik etmediği 'pijamalı' dediği pembe renkli çizgili akide şekeri verirdi.
*
Ebem yaş veya kurutulmuş bitkilerden hasta tedavisi için ilaç yapardı. Başarılı olduğu da söylenirdi. Bir seferinde beraber kayışkıran otu toplamıştık. Bu otun ne işe yaradığını ben bilmiyorum ama kayışkıran otunu gördüğüm zaman Selver ebemi hatırlıyorum.
Zamanın tıp doktorları ebemin sağlık tavsiyeleri ile ilgili ününü duymuşlar ve görüşmek istemişler. Aramış bulmuşlar, bir sağlık konferansına davet etmişler. Torununun yardımıyla davete katılmış ve ön sırada ayrılan yerine oturmuş. Konuşulanları dinlemiş. Ebeme de konuşma fırsatı vermişler ve bitkilerle ilgili sağlık bilgilerini anlatmış. Alkışlarla konuşmasını bitirmiş.
Toplantı sonrası köye geldiğinde sormuşlar ne yaptın, ne konuştun demişler. O da "doktorlar makine gibi konuştu, bende kemküm, kemküm bildiğimi anlattım" demiş. Bundan sonra köyde ebeme "kemküm" unvanı yakıştırılmış. O yıllar Sırınsı (Çakırören) köyünde gurur duyulacak unvan olmuştur.
Birkaç sene önce duymuştum, Hastanelerde "Bitkisel Tedavi Poliklinikleri" açılacaktı. Bunu duyunca Selver ebemin faaliyeti aklıma geldi.
*
Ebem, karpuz mevsiminde kahvaltısını karpuz ve cereye basma peynir ile yapardı.
Kuşluk yemeğinde, süte yufka köy ekmeğin doğranması ile yapılan sütlü doğramacı terci ederdi.
Yazı pancarı veya kömeçten 'D' börek, yerli buğday bulgurundan ise sarımsaklı köfteyi pek lezzetli yapardı.
Salatalık tarlasında mahsul satıldıktan sonra tarlada kalan küçük salatalıklar ile cereye basarak yaptığı turşu da çok lezzetli olurdu.
Kış mevsiminde yaptığı çemenin nasıl bir özelliği vardı bilmem ama burcu burcu kokar, çokta lezzetli olurdu.
Pamuk ipliği (tırlık) yapıldıktan sonra, çul çuval dokunmadan iplerin boyanması gerekir. Selver ebem nasıl yapıldığını bilirdi. Bu işlem için bitki kökünden yaptığı boyaların tarifini isteyene de verirdi.
*
Ebem okuryazar değildi ama adlarının bilmezsede; Laborant, Röntgen mütehassısı, Anestezi uzmanıydı, Ürologdu, Fizyoterapistti, Diyetisyendi, Cildiyecidi, Psikiyatrtı, Genetikçiydi kısacası Doktor, Eczacı ve Hemşireydi. Ata kültüründen dolayı bilgisi vardı.
Bilgi, beceri, sevgi, saygı ve cömertlik hepsi vardı.
*
Selver ebeden anlatırken kültür değerlerimiz aklıma geliyor.
Yolda küçük büyüğün arkasında yürürdü.
Büyüklerin yanında küçükler konuşmaz, dinlerdi.
Hanımlar beylerin önünden geçmezdi.
Kapı tokmakları vardı bu da anılarda kaldı.
*
İnsanların ilişkilerini düzenlemek için yazılı veya yazısız kurallar vardı. Değişen teknoloji, gelişen bilim, ekonomi, sanat, kuralların da değişmesine yol açtı.
Koşullar değiştikçe kurallarda, kişilerde değişti.
Sabırlı, sağlıklı, eğitimli ve doğru iletişimli kalınız.
İsa BEÇİK
Not; Fotoğrafta sağ başta oturan Selver
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.