İrfan Küçükköy: Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık’tan bir hatıra
Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık’tan bir hatıra
Bir Hatıra
Büyük Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık’ın
D.V. İslam Ansiklodesi Ziyareti
Ben, Şer’iyye Sicilleri’nde görev yaparken Prof. Dr. Halil İnalcık bey, Türkiye'ye geldikçe, Şer'iyye Sicilleri Arşivi uzmanlığına uğrardı. Kendisi ile zaman zaman sohbet ediyordum. Kendisinin Avrupa İslam Ansiklopedisi ilim kurulunda olduğunu söyleyince, ben de Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi teşebbüsünü anlattım. O da görmeyi ve yöneticilerle görüşmeyi arzu etti. Genel Müdür, Ahmet Gürtaş beye durumu, hocanın isteğini naklettim O da araba gönderip bizi aldırdı. Ansiklopediye birlikte gittik. Daha sonra bana ifade etti. Gürtaş beyin nezaketine hayran kalmış.
İlk önce Ansiklopedi Kütüphanesini yetersiz buldu. Görev Yapmakta olduğu ABD Chicago Üniversitesi’nde beş milyon kitabın bulunduğunu söyledi ve zenginleştirilmesini istedi. Gürtaş bey, kitap alımlarının süratle sürdüğünü, kısa zamanda büyütmek istediklerini söyledi. Nitekim öyleydi. Her ülkeden yığınla kitap getirtiliyordu. Ben daha sonra Ansiklopedi’de Kütüphane ve Dokümantasyon Müdürü olarak görev yaparken, Yurt dışından getirilen kitapları yerleştirmeye yetemiyorduk. Esasen o günkü yapısıyla yerimizde yeterli değildi. Kitap paralarını karşılamak için Diyanet vakfı yetkililerini ikna etmek de zor oluyordu. Şimdi Bu kütüphane Türkiye’nin en zengin kütüphanelerindendir.
Halil İnalcık hoca, ilmi çalışma tekniği üzerine de bilgi sordu. Gürtaş bey, ilim kurullarını, başkanlıklarını anlattı. Her maddenin sipariş öncesi ve sonrası geçirdiği işlemleri anlattı. Daha sonra bu görevde müdür olarak ben bulundum. Bir madde hangi akademisyene sipariş edileceği ilgili ilim kurulunda kararlaştırıldıktan sonra, Kütüphane ve Dokümantasyon müdürlüğüne intikal ediyordu. Biz kartutekslerden (o zaman bilgisayar yoktu) çıkarıp, temel kaynakları ekleyerek, ulaşması zor ise, bazı kaynakların fotokopileri ile bilim adamına gönderiyorduk. Hazırlanıp gelen yazıları, önce ilmî redaksiyon için bir başka akademisyene gönderiyor, incelemeden sonra bize dönen maddeyi, tekrar bilim kuruluna havale ediyor, sonra yazım tekniği için ilgili teknik kurula aktarıyorduk. Oradan gelen yazılar ilim kuruluna tekrar havale ediliyor, onayı çıkan maddeler yayınlanmak üzere arşive yerleştiriliyordu. Yeterli görülmeyenler, ya tashih etmesi için gerekli notlarla sahibine geri gönderiliyordu veya başka bir ilim adamına yeniden sipariş ediliyordu. Gürtaş bey bu teknik seyir üzerine Halil İnalcık hocaya kısa bilgi verdi, çok beğendi.
Halil İnalcık hoca, kaynaklar üzerinde ısrarla durdu. “Avrupalı ilim adamları kaynaklara çok önem verirler” dedi. Kaynaklara bakarlar, yetersiz görürlerse, ellerinin tersi ile iterler” diye ilave etti. Gürtaş bey kaynaklar ve kaynakların çıkarılması konularında bilgiler arz etti. Maddeler tespit edilirken bin temel kitabın tarandığını, önce beş yüz bin madde tespit edildiğini, sonra seleksiyondan geçirildiğini, maddelerin sınıflandırıldığını, madde sayısının yirmi beş bin civarına indirildiğini, daha sonra ekleneceklerle otuz bin madde civarına ulaşılabileceğini anlattı. Halil İnalcık hoca, ikinci el kaynakların dipnota geçmemesi konusunda ısrar etti. Ahmet bey, birkaç kartuteks getirdi, hocaya gösterdi. Hoca çok beğendi.
Halil İnalcık hoca, ilk görüşme esnasında Ansiklopedi’nin sahibi kim demişti. Biz de “Diyanet Vakfı” dedik. O, “onu sormuyorum. Ansiklopedi işi zordur. Sırtlanmak gerekir. Kim sırtlanıp götürecek” demişti. Ben de bu konu da, Ahmet Gürtaş beyin yeterli ve yetenekli olduğunu ifade etmiştim. Ahmet bey, gülümseyerek geçiştirmişti. Yol dönüşümüzde Halil İnalcık hoca, bana genel müdürü yetenekli gördüğünü, bu işi başarabileceğini söyledi.
Bu ziyaretin kuruluş anında Ansiklopedinin temel prensiplerinin oluşmasında etkili olduğu kanaatindeyim.
Her ikisinin de saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.