İrfan Küçükköy: Necmettin Erişen’i Anlamak
Necmettin Erişen’i Anlamak
Çok yakın olmayanların Necmettin Erişen’i anlamaları zordur. Yüksek inançlı bir dâvâ adamı olarak düşünebilirler. Bu tabii ki doğrudur. Onun 1965- 2011 arasında geçen kırk altı senesinin en yakın şahidi bendim. Onu yakın tanıyan herkes davası için hayatını vermeye hazır fedai olduğu kanaatine varırlar ve öyle idi. Kederli bir öğrenci ile birlikte ağlayabilirdi. Aç, çıplak birini görse cebindeki son parayı verip açı doyurur, cebinde otobüs parası kalmadığı için şehrin kenarında olan evine yaya gidebilirdi. Kaç defa şahit oldum. Herkes içten olabilir, onun gibi dertli öğrenci ile birlikte ağlayamaz. İşini gücünü unutup ilk tanıdığı bir hastanın elinden tutup hastane hastane dolaşamaz. Bir Çingene çocuğunu görüp, sümüklü çocuğun elini, yüzünü silip, cebindeki son kuruşla şeker alıp veremez.
Her öğrencinin abisi değil, babası anası idi. Dertli bir öğrenciyi saatlerce dinleyip, çare olup, çare bulup teskin edebilirdi. Öğretmenliğini yaptığı Üsküdar Ticaret lisesinin baba hocası idi. Öğretmen maaşından artırdığı para ile öğrencilerin hazırladığı “Yalansız Dünya” kitabını bastırıp parasız dağıtabilmişti. Bu öğrencilerine verdiği ruhtu.
Birkaç cümlesi ile Cemil Meriç gibi bir kültür adamına, Cemil Meriç’in ifadesiyle yön veren oydu. ABD zenci Müslümanların temsilcisi Elmondir Abdelkader ile görüşüp, boksör Muhammed Ali Clay’ı Türkiye’ye davet ettiren o idi. Tabii ki daha sonra bende dost olmuştum. Necip Fazıl aleyhine laf edene yumruk atıp, yumruğu ölümsüzleştiren o idi. Hayat hikayesinde bunların çoğunu yazdık, arkadaşlarımız yazıyor. Mitinglerin hem organizatörü, hem Hatibi o idi. Konferansların hem organizatörü, hem de hatibi o idi. Bunların her birine yüzlerce sayfalar yazılır.
Ancak bunların hepsinden farklı bir yönünü belirteyim. O, hayatı boyunca doğruya rehber olan, yanlışlardan sakındıran bir yüksek mübelliğdir. Emr-i bil maruf, Nehy-i anil münker onun hayatı halinde idi. Her gün onlarca kişiyle muhatap olup, onlara güzel şeyleri ulaştırır ve çirkin olumsuz şeylerden korurdu. Şöyle ifade edeyim. Onun rehberliği ile hak yolu bulanları, sayıp yazabilseydik, ciltlerle kitap olurdu. Rehber olduğu kişileri yan yana dizebilseydik, öyle zannediyorum ki orta büyüklükte bir şehir oluştururdu. Onun söylediği etkili bir iki cümlenin, benim saatlerce ilmi hüviyetli konuşmamın önüne geçiverdiğinin kaç defa şahidiyim...
Necmettin Erişenle yakın hatırası olan bütün arkadaşlarımdan yazılar yazıp, Hacı Ali Bozdam’a veya Muzaffer Yıldırım’a ulaştırmalarını rica ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.