İrfan Küçükköy: Medeniyetler Çatışması Ve İslam (4)

İslam ülkelerinin sömürge olarak paylaşılması için, Yirminci asırda, Batı devletleri iki defa topyekün kapışmıştır. Milyonlarca insanın öldürüldüğü iki Dünya Harbini, Birinci Dünya Savaşı öldürülen sayısı, yedi milyon, (1914- 1918) ve İkinci Dünya Savaşı, öldürülen sayısı, yetmiş milyon (1939- !945) yapmıştır. Bu iki büyük kapışma, Batı Devletleri’nin hegemonyalarını sürdürmek için neler yapabileceklerinin yakın tarihte iki delilidir.

Halen bu hegemonyanın etkisi, hatta fonksiyonu bütün gücüyle sürdürülmektedir. İkinci Dünya Savaşının galipleri arasında gizli anlaşmalar yapılmış (Yalta Konferansı), ülke ülke Dünya paylaşılmıştır. Tabii ki ihtilaflı bölgeler, ülkeler ve devletler olacaktır. Bu paylaşımın dışına çıkan devletler ve hatta milletler, kontrol edilemez hale gelirse, bütün güçleriyle saldırıya uğrayıp imha edilmektedir. Son örnekleri, Irak, Libya, Suriye. Bu ülkeleri ve liderlerinin başlarına gelenlerdir. İkinci Dünya Savaşının bitiminden bu yana onlarca savaş bu paylaşımı sürdürme projesi içinde tutulmaktadır.. Kolay anlaşılır bir örnek arz edeyim. Orta Afrika ülkesi Çad’da bir takım iç problemler çıktı. ABD yetkilileri bu konuyu Çad ülkesindeki taraflarla görüşmedi, sanki Çad ülkesinin sahibi Fransa imiş gibi, ki öyle Fransa ile görüştü. Cezair meselelerini Fransa ile görüşüyor. Hala Suriye meselelerini Fransa ile görüşüyor.

Uluslararası büyük paktlar, Batılı Devletlerarasındaki büyük paylaşmayı sürdürmek üzere dizayn edilmiştir. Bu paylaşımda yazıya dökülmemiş bölgeler NATO, SEATO, CENTO gibi paktlarla ABD’ye bırakılmıştır. Paktlar dağılmış ama hegemonya sona ermemiştir.

Bütün bu uzun yorumu, ülkeler arasındaki büyük anlaşmayı aşmanın zor, çok zor olduğunu ortaya koymak, bu arada ortaya çıkan milli çıkışları doğru yorumlamak için ifade ettim.

“Medeniyetler Arasında Diyalog” ve “Medeniyetler Arasındaki Çatışma” sloganları bu anlayışla değerlendirmek gerekir.

Şu gerçeği yöneticilerimizin hiç aklından çıkarmaması gerekir. Batı devletlerinin İslam ülkeleri üzerinde politika üretmelerinin temel faktörü işte budur. Bu gerçeği küçümsememek gerekir. İslam ülkelerindeki zenginliklerin ele geçirilmesi veya elde tutulması. İslam ülkelerindeki petrol, doğal gaz, başka tabii zenginlikler sürdükçe Batı devletlerinin iştihası sürecektir.

İslam ülkelerindeki uyanış hamlelerini bastırmanın silahı olan Medeniyetler Arasında Diyalog veya başka bir versiyonu olan Medeniyetler Arasında Çatışma sloganı devam edecektir. Sömürgeciler iştihalarını bu sloganlar ile maskelemektedirler. Bu sloganlar temel ideolojiler değil, sadece sloganlardır.

Türkiye ile İspanya arasında bir zamanlar sürdürülen Medeniyetler arası Diyalog faaliyetleri ne sağlamıştır. Sonuç havanda su dövmektir. Şimdilerde telaffuz bile edilmiyor.

yazının devamı..

Kaynak: