İrfan Küçükköy: İnternet Vaizleri

İrfan Küçükköy: İnternet Vaizleri
“Müftü, beni Dolmabahçe Camisinde Cuma vaazları için görevlendirdi. O camide siyasiler Cuma kılıyorlar. Vaiz heyecanlanır da yanlış şeyler söyler, basında problem olur diye. İki sene vaaz yaptım. Nice siyasiler gördüm.

İlk vaaz kürsüsüne çıktığımda on sekiz yaşımda idim. Yirmi iki yaşımda resmî vaiz oldum. Afyon’da vaizim. Cemaatten biri bana şöyle söyledi. “ Hocam, İstasyon caddesinde sosyeteler ikamet ediyor. Onlara çatsanız, suçlasanız ilgi artar.” Ben dedim ki “ onlar camideler mi?” “Yok, onlar camiye gelmezler” “Madem yoklar, dinlemeyecekler, niye haklarında konuşayım” cevap “ Falan vaiz onlar hakkında konuşuyor da çok ilgi çekiyor” Demek ki vaizlikte ilgi çekmek için birilerini taşlamak şart. Osmanlı zamanından kalma hocalardan heyecanlı konuşma yapan hocaları, yaşlı hocalardan dinlerdim. İstanbul Şehzade camisinde heyecanlı bir vaiz varmış. Konuşma esnasında o kadar heyecanlı konuşurmuş ki sarığı başından cemaatin arasına fırlarmış. Getirip başına giydirirlermiş. Kaç sene Şehzade camisinde Cuma vaazları yaptım. Seçkin bir cemaati vardı. “Hangi sahabe hangi ayeti dinledi de Müslüman oldu” konulu bir seri vazettim. Doğrusu konu beni heyecanlandırıyordu. Cemaatten sevdiğim biri yanıma geldi. “Hocam, bu konuları bu cemaat anlamaz. Biraz sosyeteye çatsanız, cemaat heyecanlanır” dedi. Demek ki cemaatin anlayışını genişletmek önemsiz, heyecanını artırmak önemli.

“Müftü, beni Dolmabahçe Camisinde Cuma vaazları için görevlendirdi. O camide siyasiler Cuma kılıyorlar. Vaiz heyecanlanır da yanlış şeyler söyler, basında problem olur diye. İki sene vaaz yaptım. Nice siyasiler gördüm.

“Problem çıkmasın” diye düşünerek olmalı, Müftü, özel tembihle Askeri Levazım Camisinde vaaz etmeye beni görevlendirdi. Kürsüden ihale kazanan büyük zenginleri, resmî elbiseli albayları, yarbayları görürdüm. Heyecanlı vaazları ile şöhretli vaizleri görevlendirmezdi, belki de çekinirdi.

Bütün bunları niye yazdım. İnternet vaizleri türedi. Çoğu da bir cemaatin sözde medrese okumuşları. Heyecanlı vaazlar yapıyorlar. Birilerine çatarken kürsüden dışarı fırlayacaklar. Yanlış gördükleri hocaların isimlerini anıp İlahiyat Hocaları düşmanlığı aşılıyorlar. Açıktan “İlahiyat hocaları” diye diye. Kimsede ses yok. Karşı görüş cılız, gür ses yok. Bu da böyle bir dönem. Her gün böyle sahte vaiz bir kaç kişi çıkıyor. Resmî vaiz değil. Ben vaizim demiş, vaiz olmuş. İnterneti, YouTube’u sardılar. Hayra alamet görmüyorum.

yazının devamı..

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.