Irak'taki gösteri dalgası ve meçhule yönelme ihtimalleri

Irak'taki gösteri dalgası ve meçhule yönelme ihtimalleri
Irak'ın başkenti Bağdat ile güneydeki bazı illerde, "işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yoksunluğu"nu protesto etmek amacıyla 1 Ekim'de başlayan gösterilerde, hükümetin görevi bırakması talep ediliyor.

Irak'taki gösteri dalgası ve meçhule yönelme ihtimalleri

Irak'ın başkenti Bağdat ile güneydeki bazı illerde, "işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yoksunluğu"nu protesto etmek amacıyla 1 Ekim'de başlayan gösterilerde, hükümetin görevi bırakması talep ediliyor.

İSTANBUL (AA) - Irak'ın başkenti Bağdat ile güneydeki bazı illerde, "işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yoksunluğu"nu protesto etmek amacıyla 1 Ekim'de başlayan gösterilerde hükümetin görevi bırakması isteniyor.

Başkent Bağdat’ta 1 Ekim'de başlayan hükümet karşıtı gösteriler, ülkenin güneyinde ve orta kesiminde Şii nüfusun yoğun olduğu 9 kente yayıldı.

Irak güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanması olasılığı nedeniyle ülkenin batısında ve kuzeybatısındaki Sünni kentlerde ise gösterilere katılım olmadı.

Irak emniyet güçlerinin salı gününden bu yana devam eden gösterilere müdahalesi, biri polis 35 kişinin hayatını kaybetmesine, yüzlerce kişinin yaralanmasına yol açtı.

Göstericilerin ve güvenlik güçlerinin yaralanmasına ve ölümüne neden olan taraflara ilişkin bir bilgi verilmezken, hükümet olaylar için soruşturma komitesi oluşturulduğunu duyurdu.

Hükümetin daha önce görülmemiş ölçüde güvenlik önlemleri alması, yaşanan olayların boyutunu ve ülkenin sonuçları belli olmayan bir kaos sarmalına girme endişesini ortaya koyuyor.

Bağdat'taki hükümet binalarının ve büyükelçiliklerin bulunduğu korunaklı Yeşil Bölge'ye ve Tahrir Meydanı'na giden yolları kapatan hükümet, başkentin Şii nüfusun yoğun olduğu doğu mahallelerinde sosyal medya erişimini engelleyerek otoritesini göstermeye çalıştı.

Ayrıca Savunma Bakanlığı hükümet karşıtı gösteriler nedeniyle kamu kurumları ve diplomatik temsilcilikleri korumak üzere tüm birimlerini alarma geçirdi. Başbakan Adil Abdulmehdi başkentte ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan etti.

Sokağa çıkma yasağı, başkent ve banliyölerinde gösterilerin azalmasını sağladı ancak gösterilerin, ülkenin güney ve orta kesimlerine taşınması olasılığını ortadan kaldırmadı. Böyle bir olasılığın gerçekleşmesi durumunda eylemlerin daha şiddetli bir hal alabileceği ifade ediliyor.

Bu gösterilerde tüm siyasi süreci reddeden, hükümetin düşmesini ve İran’ın Irak’tan çıkmasını isteyen seslerin yükselmesi dikkati çekiyor. Atılan sloganlar ve taşınan dövizler de bunu gözler önüne seriyor.

Gösterileri yönlendiren var mı?

Göstericilerin İran'ı Irak'tan çıkarmaya odaklanması, silahlı grupların yöneticilerinin zihinlerinde protestocular ve Amerika arasında bir bağlantı olduğu görüşünü oluşturdu.

Göstericiler asıl taleplerinin sosyo-ekonomik olduğunu belirtirken ve herhangi bir dış tarafla bağlantılarının olduğunu gösteren bir işaret bulunmazken, İran yanlısı bazı yerel taraflar, göstericiler ile ABD arasında bir bağlantı olduğunu ileri sürüyor.

Asaibi Ehli Hak Hareketi Genel Sekreteri Kays el-Hazali, yeni gösteri dalgasından kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, salı günü başlayan gösterilerin siyasi amaçlı olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistin-İsrail sorununa "çözüm bulmak" amacıyla hazırladığı "Yüzyılın Anlaşması" olarak nitelenen planla bağlantısı bulunduğunu savunmuştu.

Tahran'a mesafeli olduğu bilinen Sadr Akımı lideri Mukteda es-Sadr'a bağlı Sairun Koalisyonu da hükümetin hizmet, ekonomi ve siyasi alanda hiç bir başarı elde edememesine rağmen gösterilerin koalisyonu temsil etmediğini açıkladı.

Irak halkının geçim şartlarının ağırlaşması, hükümetin temel hizmetlerinin, güvenlik, askeri, ekonomik ve hizmet kurumlarının içini oyan yolsuzlukla mücadelesinin kötü olması, gösterilerin en önemli gerekçesi olarak gözüküyor.

Gösteriler, Başbakan Abdulmehdi'nin kurduğu hükümetin karşılaştığı en tehlikeli sorun olarak belirtiliyor. Abdulmehdi, krizi aşmak için düzenlediği Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında gösterilerde şiddet kullanılmasını kınayarak, vatandaşları ve kamu mallarını korumak ve göstericilerin taleplerini yerine getirmek için gerekli tedbirleri alma sözü verdi.

Bazı uzmanlar, Irak hükümetinin tepkisinin abartılı ve ABD gibi bazı ülkenin ve uluslararası örgütlerin medyasında öne çıkmasına neden olduğunu düşünüyor.

Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Başbakan Abdulmehdi ve Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi, dün düzenledikleri üçlü zirvede gösterilere karşı görüş birliğine varamadı.

Cumhurbaşkanı Salih ve Meclis Başkanı Halbusi, ayrı ayrı yaptıkları yazılı açıklamada, göstericilerin güvenlik güçlerine ve kamu malına saldırmadan barışçıl gösteri düzenleme hakkına sahip olduğunu belirtti.

Başbakan Abdulmehdi ise açıklamasında, hükümetin biriken birçok sorunu kökten çözmeye önem verdiğini ve barışçıl gösteri yapma hakkını kullanan göstericiler arasında ayrım yapmadığını ifade etti.

ABD'nin Irak üzerindeki etkisi

Cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanının yaptığı toplantının ardından yapılan açıklamada, göstericilerin taleplerini değerlendirmek üzere bir komisyon kurulacağı açıklandı. Bunun yanı sıra kapsamlı bir diyalog başlatılarak sosyal güvenlik kanununun uygulamaya konulacağı kaydedildi.

Olaylar, güvenlik güçleri ve göstericilerin tutumlarına bağlı olarak zaman zaman şiddetlenirken, Irak üzerinde etkili olan İran ve ABD gibi güçler tarafından takip ediliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Irak’taki olaylara ilişkin yaptığı açıklamada tüm tarafları sükunete davet etti.

ABD ve İran arasında mayıs ayında başlayan gerginlik sonrasında Irak, bu iki ülkenin çekişme alanı haline geldi. İran ülkede kendisine yakın milis kuvvetler aracılığıyla Bağdat ve Basra’da konuşlanan ABD güçlerini tehdit ediyor.

Irak’ta 5 ila 8 bin arasında askeri bulunan ABD, İran’ın tehditleri nedeniyle ordu mensupları, diplomatik temsilcilikler ile şirketlerinde çalışanların akıbetinden endişe ediyor.

Ülkenin istikrarsızlığa ve otorite boşluğuna sürüklenmemesi için çaba sarf eden ABD, 2009 yılında imzaladığı Stratejik Çerçeve Anlaşması gereğince hareket ediyor.

ABD, Irak konusunda yalnızca kendi vatandaşları, personeli ve ekonomik çıkarları konusunda endişesinin yanında, Yemen’de Husilerin 2014 yılında yaptığı gibi, İran’ın başkent ve güvenlik güçlerini ele geçirme ihtimalinden çekiniyor.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.