İnfaz düzenlemesi teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı
TBMM
TBMM Genel Kurulunda, AK Parti ve MHP gruplarının ortak hazırladığı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, toplumda büyük bir umutla beklenen infaz yasasını, dünyada eşi görülmedik bir şekilde son derece olağanüstü koşullarda görüştüklerini söyledi.
İnfaz düzenlemesinin, 6-7 ay önce değil, çok daha önce hazırlandığını ancak iktidarın bunu getirmek için fırsat kolladığını öne süren Beştaş, insanlar can derdiğine düştüğünde, can alıcı infaz düzenlemesinin Meclis gündemine getirildiğini iddia etti.
Teklifte, tutuklu ve hükümlü ayrımının yapılmadığını, tutuklulara ilişkin hiçbir düzenlemenin bulunmadığını ifade eden Beştaş, "Oysaki tutukluların tahliyesi açısından Ceza Muhakemesi Kanunu'nda hiçbir engel yoktur. Teklifle üç ayrı infaz rejimi düzenleniyor. Bu teklifte boşalt-doldur taktiği yasaya yedirilmiştir. 90 bin dedikleri hükümlü tahliye olacak, onun yerine AKP'ye biat etmeyenler doldurulacak." dedi.
Beştaş, cezaevinde tutulanların bir bölümünün dışarı çıkarıldığını, bir bölümünün de ölüme mahkum edildiğini, düzenlemenin ayrımcı ve adaletsiz olduğunu ileri sürdü.
"Af kanunudur"
CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, düzenlemenin, infaz değil, af kanunu anlamına geldiğini iddia etti.
İnfaz indirimlerinin, özel af olarak tanımlandığını ve şu anda toplu özel af düzenlemesinin söz konusu olduğunu öne süren Emre, bu nedenle teklifin, Meclis'in beşte üç çoğunluğuyla yasalaşması gerektiğini savundu.
Emre, bir ülkede işsizlik, ekonomik dengesizlik varsa, çoğunluk yoksulluk sınırının altında yaşıyorsa sosyal patlamalar yaşanacağını, suç oranının artacağını iddia ederek, "Böyle düzenlemelerle, bu işin önüne geçemezsiniz." dedi.
İnfazda adaleti savunduklarını, mahkum olan bütün vatandaşların devlete emanet olduğunu belirten Emre, "Cezaevlerindeki bir salgından, kaybedilecek hayatlardan devlet sorumlu olur. Siyasi bir bakış açısıyla bakamayız. Yaşam hakkını savunmak zorundayız. Yapacağımız düzenleme, en azından objektif kriterlere uysun. Yasanın etrafından dolanarak Türkiye'deki adaletsizliği daha fazla derinleştirecek, vicdanları kanatacak bir düzenleme yapmayın." diye konuştu.
"Çağdaş ceza infaz sistemlerinde var olan ilkeleri dikkate aldık"
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Diyarbakır'daki saldırıda şehit olan vatandaşlara Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diledi.
AK Parti ve MHP'nin yaklaşık bir yıllık çalışmayla, milletin sinesinde, vicdanında var olan arzuyu yakalama gayretiyle düzenleme yaptıklarını belirten Özkan, bunu da uygulayıcılarla, akademisyenlerle, yüksek yargı mensuplarıyla görüşerek gerçekleştirdiklerini anlattı.
Özkan, bu kapsamda siyasi parti gruplarını da ziyaret ettiklerini dile getirerek, "Diğer siyasi parti gruplarıyla bir uzlaşma zemini yakalanamayınca AK Parti ve MHP olarak, milletimizin vicdanında karşılık bulacak, olması gereken ideal hukuku ifade eden bir anlayışla kanun teklimizi hazırladık. Bu düzenlemeyi yaparken çağdaş ceza infaz sistemlerinde var olan ilkeleri dikkate aldık." dedi.
Anayasaya aykırılık iddiasını reddeden Özkan, bu iddialarla ilgili Anayasa Mahkemesine gitme usullerinin belli ve yüksek yargının denetimine açık olduğunu söyledi.
Başka ülkelerde de benzer düzenlemeler yapıldığına işaret eden Özkan, "Düzenleme kapsamı dışında bırakılan suçları ifade ediyorum; terör suçları, cinsel suçlar, kasten öldürme, uyuşturucu madde imal, ithal ve ticareti yapan baronlar, aynı şekilde vicdanlarımızı yaralayan kadın cinayetleri ve yine FETÖ’nün itibar suikastlerinde kullanmış olduğu özel hayatın gizliliğine ilişkin suçlar da bu düzenleme kapsamından istisna olarak tutuluyor." diye konuştu.
Terör tanımının yumuşatılmasına asla izin vermeyeceklerini vurgulayan Özkan, "PKK, FETÖ, YPG, DHKP-C, DEAŞ gibi terör örgütlerine, propagandayı suç kapsamı dışında bırakalım isteniyorsa, biz bunların sonuna kadar karşısındayız." değerlendirmesinde bulundu.
Görüşmelerde TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Yılmaz Tunç, milletvekillerinin, teklife ilişkin sorularını yanıtladı.
Tunç, toplumsal hassasiyeti dikkate alarak birçok suçun bu kanun teklifinde kapsam dışı bırakıldığını hatırlatarak, "Terör suçlarını siyasi suç olarak nitelendirmek doğru değil." diye konuştu.
HDP'nin "anayasaya aykırılık" iddiasında bulunulan önergesinin komisyonda reddedildiğini vurgulayan Tunç, "Bu teklif, anayasaya uygun bir teklif." ifadelerini kullandı.
Teklifin, bir af düzenlemesi olmadığına işaret eden Tunç, "Bu, bir genel af değil. Özel af da değil. Türk Ceza Kanununun 65. maddesinde belirtilen özel afla da bağdaşmayan bir teklif. Bu teklif, koşullu salıverme ve denetimli serbestlik sürelerinde değişiklik yapan infaz düzenlemesi." diye konuştu.
Genel af ile özel affın karıştırıldığını dile getiren Tunç, genel affın cezayı tüm sonuçlarıyla ortadan kaldıran bir müessese, özel affın ise cezanın bir kısmını tüm sonuçlarıyla ortadan kaldıran bir müessese olduğunu belirtti.
Teklife bakıldığında cezayı tüm sonuçlarıyla ortadan kaldıran bir tek maddenin olmadığına dikkati çeken Tunç, "Koşullu salıverme sürelerindeki bir değişiklik cezayı ortadan kaldırmaz. Koşullu salıverme süresinde hükümlü suç işlediği takdirde o ceza tekrar geriye gelir. Denetimli serbestlik kurallarını ihlal ettiğinde yeniden cezaevine girer. Afta böyle değildir. Bu müesseseyi af ile karıştırmamak gerekir. Bu, koşullu salıverme ve denetimli serbestlik süreleriyle alakalı bir husustur." değerlendirmesinde bulundu.
"Yazı şiddeti teşvik ediyorsa suçtur"
Tunç, terör suçlarına ilişkin gelen sorulara, "Terör suçunu, devlete karşı işlenen suçlar olarak ifade edebiliriz, ama terör suçu sadece devlete karşı işlenen bir suç değildir, millete, insana, yaşam hakkına karşı işlenen bir suçtur. Bugün 5 masum vatandaşımızı teröre şehit verdik. Yaşam hakkının ihlalidir." karşılığını verdi.
"Darbe suçlarının hedefinde devlet var gibi görünür ama hedefinde millet vardır." diyen Tunç, şöyle devam etti:
"Eğer siz, darbeciyi kaleminizle desteklerseniz, o kalem bir silahtır. O kalem, tanktır. O kalem, darbecinin silahıdır. Yazı gibi görünebilir, düşünce açıklaması gibi görünebilir ama o düşünce açıklaması değildir. Düşünce açıklaması şiddeti teşvik ediyorsa, açık ve yakın tehlike kriterlerini ihlal ediyorsa, elbette ki dünyanın bütün demokratik hukuk devletlerinde korunmaz, suçtur. Oradaki yazı eğer şiddeti teşvik ediyorsa, o bütün hukuk düzenlerinde yasaktır, suçtur. Ceza mevzuatında bunun yeri vardır."
İnfaz paketinin "koronovirüs" nedeniyle mi getirildiği yönündeki bir soruya Tunç, şu yanıtı verdi:
"Hayır, bu kanun teklifinin kamuoyundaki tartışmaları, koronavirüs salgınından çok önce başladı. 2018 yılında MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın ceza indirimiyle ilgili bir teklifi vardı. Daha sonra bu teklif, kamuoyunda tartışıldı. MHP ve AK Parti birlikte kalıcı bir infaz düzenlemesi noktasında çalışmalar gerçekleştirdiler. Daha sonra böyle bir teklif gündemimize geldi."
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, Meclis Başkanvekili Levent Gök maddelere geçilmesini oylamaya sunacağını söyledi. Bu sırada HDP yoklama talebinde bulundu.
Bunun üzerine Gök, toplantı yeter sayısı bulunamadığını belirterek birleşime ara verdi. Verilen aranın ardından da yeter sayı bulunamaması üzerine Levent Gök, birleşimi 9 Nisan Perşembe saat 14.00'te toplanmak üzere kapatı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.