İçişleri Bakanı Soylu: Uyuşturucu ölümlerini 941'den 228'e düşürdük
İçişleri Bakanı Soylu: Uyuşturucu ölümlerini 941'den 228'e düşürdük
İçişleri Bakanı Soylu, "Uyuşturucu ölümlerini 2017'deki 941 seviyesinden şu ana kadar 228'e düşürmeyi başardık." dedi.
ADANA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çukurova Kalkınma Ajansı'nda düzenlenen "Bağımlılıkla Mücadele İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, uyuşturucuyla mücadelenin önemine değindi.
- "Bakan Soylu 81 vilayette 112 Acil Çağrı Sistemi'nin tamamını bitireceğiz"
- İçişleri Bakanı Soylu: Uyuşturucu ölümlerini 941'den 228'e düşürdük
- Bakan Soylu, Merhum Yağcı’nın Evine Taziye Ziyaretinde Bulundu..
- FOTO GALERİ ADANAPOST - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adana’da
Bir kazada 228 gencin hayatını kaybetmesi haberine bütün Türkiye'nin sarsılacağını, böyle bir kazanın olmadığını ancak bu yıl 228 gencin uyuşturucu sebebiyle hayatını kaybettiğini belirten Soylu, şöyle konuştu:
"Bu yıl 228 gencimiz, yok yere hayatını kaybetti. Bir kaza sonucu değil ama uyuşturucu sebebiyle bir anda değil ama 9 ayda. Ama sonuçta 228 gencimiz hayatını kaybetti. Uyuşturucu sebebiyle meydana gelen ölümlerin ilk 9 aylık resmi rakamlarıdır. Geçen yılın tamamında bu rakam 941 kişiydi. Ciddi bir irade ortaya koyduk ve ciddi bir azalış elde ettik. İçişleri Bakanı olarak, bu yılın başında bir toplantıda uyuşturucu satıcılarıyla ilgili bir şey söylemiştim, belli çevreler bana tepki gösterdiler. Belki tehlikeyi kendilerine uzak gördükleri için, belki de tehlikenin büyüklüğünü ve özelliğini tam kavrayamadıkları için bizi kıyasıya eleştirdiler. Eleştirebilirler, eleştiri demokrasinin olmazsa olmazıdır. Şunu herkesin çok iyi bilmesini isterim ki uyuşturucu meselesindeki duruşumuz ve kararlılığımız, bu meseleye bakışımız, uyuşturucu satıcısına teröristle aynı muameleyi yapma noktasındaki anlayışımız, dünkünden daha da üst seviyededir. Birçok tedbir aldık, birçok proje ortaya koyduk. Arkadaşlarımız harika operasyonlar gerçekleştirdiler. Mağaralardan okul önlerine kadar, hem karada hem denizde birçok uyuşturucu yakalaması gerçekleştirdiler. Bu gayretlerimizin neticelerinden birisi olarak uyuşturucu ölümlerini 2017'deki 941 seviyesinden şu ana kadar (bu yıl) 228'e düşürmeyi başardık."
Soylu, uyuşturucu konusunun gençlerin hayatıyla ilgili olduğu için, elde ettikleri hiçbir olumlu değişimi yeterli bulmadıklarını vurgulayarak, "Dolayısıyla bu gayretlerimiz, bu kararlılığımız artarak devam edecektir. Kimse kusura bakmasın, bu konuda söylediklerimiz, aldığımız tedbirler, çünkü uyuşturucu meselesi hem bizde hem dünyada çok vahimdir, giderek daha da vahim bir hal almaktadır." diye konuştu.
"Terör örgütleri uyuşturucu satıp silah alıyorlar"
Uyuşturucuda üretimin hem miktarı hem de çeşidinin bir çığ gibi büyüdüğünün altını çizen Soylu, şöyle devam etti:
"Bir kıyaslama olarak ifade etmek isterim. Avrupa Birliği erken uyarı sistemine dahil edilmiş uyuşturucu madde tipi sayısı 670’tir ve bunların yüzde 70’i, altını çizerek söylüyorum son 5 yıl içinde listeye dahil edilmiştir. Yani, sürekli yeni bir uyuşturucu icat ediyorlar. Uyuşturucunun üretimi de artıyor. Daha önce de ifade ettim, 2002'de Afganistan'da haşhaş ekim alanı 17 bin hektardı, ABD oraya barış ve demokrasi götürmek için müdahale etti, artık nasıl bir müdahaleyse, 2017’de ekim yapılan alan 328 bin hektara çıktı. 2016'da 4 bin 800 ton olan afyon üretimi 2017'de 9 bin tona çıktı, yani bir yılda yüzde 63 arttı. Uyuşturucunun kimyası ve üretimiyle beraber dağıtım kanalları da gelişiyor. Özellikle 'darknet'in etkinliği giderek artıyor. Darknet denilen internet ağı üzerinde kripto paralarla yapılan satışların 3'te 2'si uyuşturucu ile ilgilidir."
Soylu, 271 kilogramlık bonzainin ana maddesini bir operasyonla ele geçirdiklerini belirterek, "Bu ana maddeden, 500 veya bin kilo civarında bonzai üretimi yapılabiliyor bir kilosundan. Neredeyse 300 tona yakın bonzainin Türkiye'ye sevkiyatını arkadaşlarımız engellediler." bilgisini verdi.
Yasa dışı göç ve küresel terörün, uyuşturucu ticaretiyle doğrudan etkileşim halinde ve dağıtım için uygun koşullar yarattığına işaret eden Soylu, "Terör örgütleri uyuşturucu satıp silah alıyorlar. Özellikle PKK, Avrupa'daki uyuşturucu ticaretinin yüzde 80'ini elinde tutuyor ve örgütün uyuşturucudan elde ettiği gelirin yıllık 1,5 milyar dolar civarında olduğu değerlendiriliyor. Biz yaptığımız hemen bütün örgüt baskınlarında, mağara imhalarında mutlaka uyuşturucuya rastlıyoruz. Bazen fıçılar içinde bazen başka şekillerde. Hani amiyane tabirle 'toptan ve perakende' ama bir şekilde mutlaka buluyoruz. 3 bin metre rakımda ele geçirdiğimiz mağaralarda, Avrupa'nın göbeğinde üretilmiş uyuşturuculardan sevkiyata hazır halde buluyoruz. " ifadelerini kullandı.
Soylu, Türkiye'nin Avrupa’dan gelen sentetik uyuşturucunun Ortadoğu’ya geçiş güzergahında yer aldığına değinerek, "Ortadoğu’dan gelen doğal uyuşturucunun, afyonun, esrarın Avrupa’ya geçiş güzergahında. Bunun önemli bir miktarı da ülkemizde kalmaya çalışıyor. Biz bu işin coğrafi olarak en kritik yerinde bulunuyoruz. Doğal bir dezavantajımız var. Dolayısıyla uyuşturucu meselesi de bizim doğal olarak tedbir almamız gereken bir mesele olarak karşımızda durmaktadır." diye konuştu
"Uyuşturucu operasyon sayımız yüzde 29 arttı"
İçişleri Bakanlığı olarak bütün kolluk birimleriyle ciddi bir mesai harcayarak "uyuşturucu ile mücadelede kıyam halinde" olduklarını aktaran Soylu, "Uyuşturucunun ülkemiz sınırları dışında yola çıktığı andan, sokak satıcılarına ulaşıncaya kadar ulaşabildiğimiz bütün süreçlerini takip ediyoruz." dedi.
Soylu, sahada ortaya koydukları çalışmalar sonucunda ciddi başarılara imza attıklarının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen yılın ilk 10 ayına göre bu yılın ilk 10 ayında uyuşturucu operasyonu sayımız yüzde 29 artmıştır, tutuklu sayısı ise yüzde 8,5 artışla 19 bin 466 olmuştur.
Geçen yılın ilk 10 ayına göre bu yılın ilk 10 ayında uyuşturucu operasyon sayımız yüzde 29 artış yaşanmıştır. Tutuklu sayımız ise yüzde 8,5 artışla 19 bin 466 olmuştur. Geçen yılın ilk 10 ayına göre eroin yakalamalarında yüzde 32,5, kokain yakalamalarında yüzde 40, ecstasy yakalamalarında yüzde 59'luk, sentetik ecza yani bilinen adıyla uyuşturucu hap yakalamalarında yüzde 132'lik bir artış elde ettik. Sadece ilk 10 ayda, torbacıların elinde taneyle satılan captagon tabletlerden 15 milyon 821 bin 96 adet ele geçirdiğimizi ifade edersem, öyle zannediyorum ki sahadaki mücadelemizin boyutları hakkında kamuoyunun zihninde daha net bir fotoğraf oluşturabiliriz. Özellikle torbacı dediğimiz sokak satıcılarına karşı da ciddi bir çalışma içindeyiz. Bu yıl gerçekleştirdiğimiz 19 bin 466 tutuklamanın 16 bin 603 kişisi sadece sokak satıcısıdır. Yani uyuşturucuyu doğrudan gençlerimize, çocuklarımıza satan, onlarla temas eden insanlardır. Bu anlayış doğrultusunda hem okul çevrelerinde hem de genel olarak sokaklarımızda uyuşturucu konusunda steril bir alan oluşturmaya çalışıyoruz."
"2017-2018 eğitim ve öğretim yılı 9 uygulama gerçekleştirildi"
Soylu, 2017-2018 eğitim ve öğretim yılı içerisinde "Çocuk ve Gençlerin Korunmasına Yönelik Denetim Uygulamaları" ismiyle farklı tarihlerde 9 uygulama gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Tüm illerde gerçekleştirilen bu çalışmalarda 160 bin 156 personelle 90 bin 260 okul çevresi, 56 bin 563 okul servis aracı ve okul çevrelerinde bulunan 142 bin 993 iş yerinin kontrol edildiğini belirten Soylu, "Burada sadece uyuşturucu araması yapmıyoruz. Alkolden sigaraya bütün zararlı alışkanlıkların, terör örgütü propagandası gibi bütün suç unsurlarına ilişkin bir denetim ortaya koyuyoruz." diye konuştu.
Soylu, 762 okula Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğunda, Savunma Sanayi Başkanlığı aracılığıyla ASELSAN tarafından, bin okula da valilikler tarafından güvenlik kamerası takılması ve KGYS entegrasyonu çalışmalarının devam ettiği bilgisini vererek, şöyle devam etti:
"Operasyonların yanı sıra geçtiğimiz dönem bilinçlendirme ve eğitim faaliyetlerimize de devam ettik. Toplum destekli polislik kapsamında 2017 yılı içerisinde 8 bin 608 okulda toplantılar yaptık. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasında bir protokol imzaladık. Protokol kapsamında, polis sorumluluk bölgesinde 22 bin 829, jandarma sorumluluk bölgesinde 4 bin 6 güvenlik personeli, 81 ilde toplam 26 bin 835 güvenlik personeli, öncelik durumuna göre kategorilere ayrılmış okullarımızda görev yapacaktır ayrıca diğer tüm okullarda yaklaşık 20 bin 'güvenli eğitim koordinasyon görevlisi' ile okullarımızın hem asayiş hem de uyuşturucu noktasında daha güvenli hale getirilmesi sağlanacaktır. Tabii ki bu saha sonuçlarının oluşmasında, gerek jandarmadan, gerek emniyet birimlerimizden, sahil güvenlikten arkadaşlarımızın çabasının payı çok büyüktür. İllaki vatandaşımızın da gayreti, çabası, yönlendirdikleri, müracaatı, ihbarı en önemli süreç olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak bunun da ötesinde bu işin temelinde ciddi bir irade ve planlı çalışma, proje üretimi ve anlayış farkı söz konusudur. Her şeyden önce, Sayın Cumhurbaşkanımızın uyuşturucu ile mücadelede gerek ortaya koydukları irade, gerekse talimatları ve destekleriyle bizleri yönlendirmeleri, sahada elde ettiğimiz sonuçlar ve elde edeceğimiz sonuçlar açsından çok önemli paya sahiptir."
Metruk binaların yıkımı
Bakan Soylu, uyuşturucuyla ve terörle mücadelede Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bulundukları hiçbir müracaattan elleri boş çıkmadıklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle Narkotim projesini sahiplenmesi ve 100 günlük eylem planına dahil etmesi neticesinde projemiz Allah'a şükürler olsun 81 ilde kurumsal olarak teşkilatlanmasını tamamladı. Teknik kabiliyetler ve kapasite kullanımı ve geliştirilmesi konusunda arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürmektedir. Bu önemli bir adımdır. Zat-ı devletlerine de buradan ayrıca şükranlarımı iletmek isterim. Uyuşturucuyu üretiminden son kullanıcıya ulaşımına kadar her noktasında takip ediyoruz. Mesela önemli dağıtım ve kullanım alanlarından birisi de metruk binalarla ilgili uzun zamandır çalışıyoruz. Ülkemizin genelinde 60 bin 503 metruk bina tespit etmiştik. Bunların 20 bini yıkılmıştır, geri kalanı için de hukuki süreçler devam etmektedir. Buradan tüm belediye başkanlarımıza, valilerimize, kaymakamlarımıza sesleniyorum. Ya bu metruk binalar ehlileştirilmelidir, ya da bir gece ansızın bu binalar yıkılmalıdır. Sağına soluna bakmayın. Ben bunu her toplantıda ifade ediyorum. Sadece uyuşturucu açısından değil, bu metruk binalar şehrin asayiş ve güvenliği açısından da büyük bir tehlike. Bu hepimizin sorumluluğudur. Bunların derhal yıkılması, genelgelerimizle desteklenen bir süreçtir."
"Uyuma" ve "açık kapı" uygulamaları
Uyuşturucuyla mücadelenin, vatandaşların da aktif olarak katılımına ihtiyaç duyulan bir konu olduğunu kaydeden Soylu, "Vatandaşımızın uyuşturucu ile ilgili bildirimlerini, görüş ve önerilerini, uyarılarını daha sağlıklı ve hızlı bir biçimde alabilmek için 'uyuma' isimli bir mobil telefon uygulaması geliştirdik." dedi.
Uygulama hakkında bilgi veren Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Vatandaşlarımız bu uygulamayı cep telefonlarına indiriyorlar, sisteme kaydoluyorlar, sonrasında uyuşturucu konusundaki bildirimlerini buradan gerçekleştirebiliyorlar. Bugüne kadar bu uygulamamız 21 bin 878 vatandaşımız tarafından indirilmiş olup 2 bin 199 ihbar gerçekleştirilmiştir. Henüz çok yeni bir projedir. Ben buradan vatandaşlarımızdan bu konuda duyarlı olmalarını, bu uygulamayı telefonlarına indirmelerini ve uyuşturucuyla ilgili şahit oldukları olayları buradan ilgilere bildirmelerini tekrar rica ediyorum. Aynı şekilde, valiliklerimizde ve bazı kaymakamlıklarımızda kurduğumuz 'açık kapı' birimlerimiz aracılığıyla da uyuşturucu konusunda bildirim veya şikayetleri alabiliyoruz. Bugüne kadar uyuşturucu madde ile ilgili 'açık kapı' birimlerimize toplam 648 başvuru yapılmıştır ve bunlardan 449 tanesi olumlu, yani, günlük konuşma diliyle söylersek 'altından bir şey çıkan' başvurulardır. Yani bu sistemleri geliştirdiğimizde, kullanma alışkanlığı arttığında, uyuşturucu ile mücadelede deyim yerindeyse bir 'üçüncü göz'e sahip olmuş olacağız. Bir taraftan 'uyuma', bir taraftan 155 ve 112 ihbar hatlarımız, diğer taraftan 'açık kapılarımız' diğer taraftan özellikle bu birimler... Keza, uyuşturucu ile mücadele eden personelimizde uzmanlaşmaya da ayrı bir önem veriyoruz. Geçtiğimiz temmuz ayında bin arkadaşımızı özel eğitime tabi tuttuk, bunlara sertifika verdik ve ülke genelinde uyuşturucu ile mücadele konusunda bu arkadaşlarımızı görevlendirdik. Uyuşturucu ile mücadelemizde elbette ki daha birçok projeyi titizlikle takip ediyoruz. 'Narkonokta', 'narko afiş', 'narko tır', 'narko rehber' gibi daha çok eğitim ve bilinçlendirme odaklı faaliyetlerimizin yanı sıra esas itibarıyla bakanlığımızca hazırlanan 'Uyuşturucu ile Mücadele Uygulama Politikası' çerçevesinde bu konudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
"Onlar baron değildir balondur"
Soylu, uyuşturucuyla mücadelede bir anlayış ve strateji değişikliğinin söz konusu olduğunu vurgulayarak, "Politikamızı, izleme, baskı, farkındalık ve eğitim olarak özetlemek mümkündür." ifadesini kullandı.
Bakan Süleyman Soylu, "uyuşturucu baronları" ifadesinin bir özendirici tabir olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Burada çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü bir taraftan uluslararası bir meseleyle, bir taraftan da kendi ülkemize çöreklenmek isteyenlerle karşı karşıya olduğumuzu ve bunu da bir vesileyle tanımlarken, tabirler kullanırken de meseleyi bir uyuşturucuyla mücadele meselesi olarak görmemiz lazım geldiğinin altını çizmek isterim. Onlar baron değil balondur ve o balonları teker teker söndürmeye kararlıyız. Sokak satıcısını nasıl kovalıyorsak, ona mal temin edeni, o mala aracılık edeni, üreteni, bir şekilde bu işe bulaşan herkesi de aynı kararlılıkla takip ediyoruz. Hazır yeri gelmişken bir bilgi eksikliğini de gidermek isterim. Çünkü şöyle bir söz söyleniyor, 'Sokak satıcılarını alıyorlar, acaba bu (uyuşturucu baronları) denilen baronlarla bir şekilde mücadele ediyorlar mı etmiyorlar mı?' diye. Yani bunu sorgulamakta aslen akli bir iş değil de... 2017 yılında örgütlü şekilde uyuşturucu ticareti yapan gruplara dönük olarak 70, 2018'in on ayında ise şu ana kadar 68 operasyon yapıldı. 2017 yılından itibaren örgütlü uyuşturucu ticaretine bulaşmış üye ve yönetici seviyesinde 5 bin kişiye işlem yapıldı, halihazırda örgütlü uyuşturucu ticareti ile ilgili 26 operasyon dosyası üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Örgütlü dediğim, uyuşturucuyu satanların en tepe noktasına kadar ulaştığımız. Bunun kolay bir iş olmadığını söylemek isterim. Gelişmiş ülkelerde iki narkotik polisi, 'bu adam bu uyuşturucunun sahibidir' dediği andan itibaren orada başlar meseleye. Bizde ise dosyaları iyi şekilde tekamül ettirmek lazım."
"Bu kadar çaba, küçük de olsa, bir 'aferin'i hak eder"
Uyuşturucuyla mücadeleyi sulandırmak isteyenlere tepki gösteren Soylu, "Bu kadar rakam, bu kadar çaba, küçük de olsa, bir 'aferin'i hak eder. Bunu siyasi rakip olarak bize diyemiyorsa bile en azından sahada bu mücadeleyi veren kolluk güçlerimize, jandarmamıza, polisimize, sahil güvenlik personelimize söylemekten erinmemelidir. Bugün bu toplantıyı 81 il valiliğimizde eş zamanlı olarak gerçekleştiriyoruz." dedi.
Sokak satıcılarıyla mücadelenin önemine değinerek, bu meselelerle karşı karşıya kalan ailelerin sosyal dramlarının da kendilerini ilgilendirdiğini belirten Soylu, "Bir anne çaresiz, toplumsal dramla karşı karşıya. Buna kim el atacak, kim bunun derdiyle dertlenip çare oluşturmaya çalışacak? Uyuşturucu kullananların rehabilitasyonuyla ilgileniyoruz da bu ailelerin rehabilitasyonuyla, travmalarla... İşte bu kurulların en önemli görevlerinden bir tanesi de budur. Bu çok önemli bir meseledir." ifadesini kullandı.
"Türkiye'yi uyuşturucu güzergahı belirleme anlayışı, medeniyetimize karşı bir terörizmdir"
İçişleri Bakanı Soylu, oluşturdukları kurulların sorumluluklarını anımsatarak, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"ABD'nin 5 bin, 10 bin, 15 bin tır silahı PYD'ye vermesi neyse, oluşturduğu terörizm neyse, çok net söylüyorum Türkiye'yi bir uyuşturucu geçiş güzergahı, bir hedef güzergah olarak belirleme anlayışı aynıdır, nesillerimize ve medeniyetimize karşı bir terörizmdir. Biz bunu hak ediyor değiliz, böyle bir millet değiliz. Bu masanın etrafındaki insanlar biraz daha sözlerini ulaştırabilecek insanlardır. Sözlerini acil çağrı merkezleri dışında kimseye ulaştıramayacak insanların çığlıklarına biz daha fazla ses vermek ve onlara çözüm üretmek zorundayız. Her şeyi devlet yapamaz. Devletin yapabilecekleri bellidir ama bir araya geldiğimizde her şeyi yapabilme kabiliyetine sahip olabiliriz. Bugün benimle beraber bütün bakan yardımcısı arkadaşlarım da Trabzon, Balıkesir, Eskişehir ve Ardahan illerimizde bu toplantılara katılıyorlar. Bugüne kadar hem operasyonel anlamda hem de koordinasyon anlamında güzel işlere imza atan bu kurullarımız, önümüzdeki dönemde de bağımlılıkla mücadelede bu çizgilerini daha yüksek bir noktaya taşıyacaklardır."
Muhabir: İbrahim Erikan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.