Hizbullah'a "Mumcu'yu öldürdüm" CV'si!

Hizbullah'a "Mumcu'yu öldürdüm" CV'si!
Önceki gün katledilişinin 18. yıl dönümünde andığımız Uğur Mumcu'nun katillerini yakalayıp sorgulayan ekipte yer alan eski polis şefi, İzmir Bağımsız...


Önceki gün katledilişinin 18. yıl dönümünde andığımız Uğur Mumcu'nun katillerini yakalayıp sorgulayan ekipte yer alan eski polis şefi, İzmir Bağımsız Milletvekili Recai Birgün, cinayete ilişkin çarpıcı bilgiler verdi...

Mehmet Çetingüleç'in haberi

Uğur Mumcu'nun katillerini yakalayıp sorgulayan ekipte yer alan eski polis şefi, İzmir Bağımsız Milletvekili Recai Birgün, operasyona ilişkin çarpıcı bir bilgi verdi.

Birgün, bazı kişilerin Hizbullah'a girmek için gönderdikleri özgeçmişlerine "Uğur Mumcu'ya suikast yaptım" diye yazdıklarını söyledi.


Mumcu operasyonu sırasında Ankara'da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü yapan, daha sonra Ecevit'in uzun süre koruma müdürlüğünü üstlenen Recai Birgün'ün bu konuda TAKVİM'e yaptığı açıklama şöyle:

Hizbullah bilgisayarından çıktı

"1999 yılında İstanbul'da Umut Operasyonu yapıldı. Hizbullah'ın bilgisayarı çökertilmişti.
Bilgisayardan çıkan bir özgeçmişte 'Ben Uğur Mumcu'ya suikast yapanlardan biriyim' diyordu. O bilgiye dayanarak polis operasyon yaptı. Mumcu'nun katili olduğunu söyleyen kişi ve arkadaşları yakalandı. Mumcu'nun katil zanlılarını önce İstanbul sorguladı.

Sonra bize teslim etti. Biz gidip onları İstanbul'dan alarak Ankara'ya getirdik. Üç gün boyunca sorguladık. Sanıklardan biri önemli bir itirafta bulundu. 'Ben size bir şey söyleyeyim, devrim yapın, dedi. Suçlu bu kişiler değil, dedi.


İtirafçının verdiği bilgilerden hareketle Ankara'da başka birini takibe aldık. O kişinin grup lideri olduğunu ve suikastı yönettiğini öğrendik. Aydınlıkevler'de evi olan, taksicilik yapan o kişi Ferhan Özmen'di. Daha sonra cinayeti itiraf etti ve halen hapiste. Ferhan Özmen'den eminiz. O konuda bir sıkıntı yok. Çok fazla delil var. Zaten kendisi de itiraf etti. Pasaportundan İran'a çok giriş-çıkış olduğu da görüldü."

Sıcak takip

"Ferhan Özmen'i 2 gün kovaladık. İstihbarat 'Sincan'daki şu telefondan görüşüyor diyor. Biz gidiyoruz. Telefon daha sıcak. Birkaç saniye farkıyla kaçmış. Telefon ya avize aşağı düşmüş ya da yeni görüşülmüş oluyordu. Telefonla adamlarına talimat verdi. Talimatlarda malzemelerden kurtulun, dedi. Ertesi gün Sincan'da bir ormanlık araziye atılmış vaziyette sözünü ettiğim o kasalar dolusu silah ve patlayıcıları bulduk."

Silahların kıyaslaması

Recai Birgün, Mumcu operasyonu sırasında tarlaya atılmış olarak bulunan silahlarla, Ergenekon operasyonu sırasında arazide, denizde ya da gömülü olarak bulunan silahlar arasındaki farkı şöyle anlattı: "Mumcu operasyonunda ele geçirdiğimiz silahların seri numaraları silinmişti. Bunlar NATO silahlarıydı. Türkiye'nin her yerinde gömülü olan, ülkenin işgal edilmesi halinde halkı örgütlemek için kullanılması düşünülen silahlar. Bunlar Rus işgaline karşı Amerika'nın verdiği silahlardan. "Şimdi Ergenekon operasyonları sırasında bulunan silahların seri numaraları var. Yani kayıtlı silahlar. Gölbaşı yolunda çıkanlar Güneydoğu'dan gelen kaçak silahlar. Denizden çıkanların da seri numaraları var."

Takvim

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.