Her yönüyle örnek insan ve örnek Peygamber..
Hz.Muhammed (sav), Allahü Teâlâ?nın yarattığı ve kulluk imtihanına tabi kıldığı insanlara, yine insanlar içinden seçip gönderdiği Hâtem'ül Enbiya ,yani peygamberlerin sonuncusudur.
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: ?(Resulüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.? (1)
?Biz seni ancak (rahmetimizin) müjdecisi ve (azabımızın) korkutucusu olarak bütün insanlara peygamber gönderdik. Ne var ki, insanların çoğu bunu bilmezler.?(2)
Hz. Muhammed (sav), bütün insanlığa peygamber gönderildiği için O, tüm insanlar tarafından hayatın her safhasında önder edinilmesi, ferdî ve ailevî hayatımızda, içtimaî münasebetlerimizde rehber tutulması gereken bir önder peygamberdir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) hepimiz için en güzel örnektir. Bütün yönleriyle ümmetin hayatına örnek olmuştur. İyilikte, yardımda, cömertlikte, infakta, sevgide, mazluma kucak açmada, zalimin zulmüne engel olmakta, ailesine ve ev işlerine yardım etmesinde, ticari dürüstlüğünde canlı örnek abidesi olarak karşımızda durmaktadır.
Kur?ân-ı Kerîm Sevgili Peygamberimizin bizler için ne muhteşem bir rehber olduğunu şöyle açıklar: ?Andolsun , Allah?ın Resülün de sizin için; Allah?a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah?ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.?(3)
O, gerçek bir hayat önderidir. O?nu Rabbimiz seçmiş ve yetiştirmiştir. Hz.Muhammed (SAV), Allah tarafından bütün insanlığın önderi kılındığı içindir ki, beşer hayatının bütün merhalelerini idrak etmiş, insanlığın her sınıfına örnek olacak üstün bir hayat yaşamıştır.
O, bir yetimdi,
O, mukaddes gençliğinden nafakası için sürü otlatan bir çobandı,
O, vefakâr bir eş, şefkatli bir babaydı,
O, doğru bir tacir, emin bir ortaktı,
O, bir mütefekkirdi,
O, insanlığın yolunu aydınlatan bir mürşid ve öğretmendi,
O, varlığını Allah?a yöneltmiş bir abitti,
O, büyük bir hukukçu idi,
O, devlet kurucusu, devlet ve hükümet başkanıydı,
O, büyük bir asker, müstesna bir kumandandı,
O, tek başına beşerî düzenlere baş kaldırmış, İslâm inkılâbını gerçekleştirmiş büyük bir mukaddes inkılapçıydı,
O, mazlumlara hami, zalimlere şedid, suçlulara tavizsiz bir hakimdi,
O, sevgisi, merhameti, affı, tevazuu ile fiilen örnekler vermiş bir ahlâkçı ve bir fazilet şelâlesiydi,
O, insanlığın bütün yoksulları ve muzdariplerine örnek olmak için son derece sade bir hayat yaşamış, devlet başkanı iken hurma lifinden mamul bir yatakta yatmış, yamalı elbise giymiş, yamasını kendi dikmiş, arka arkaya karnını iki defa buğday ekmeği ile doyurmamış, fakat tebliğ ettiği dinin içtimai adalet ilkelerini başarıyla tatbik ve ikamet etmiş bir önder Peygamber?di.
Hz. Peygamber Efendimiz dünyanın en temiz insanıydı. Kirden, pastan ve pislikten hiç hoşlanmazdı. Hastaları ziyaret eder, davet edilen yere giderdi. Emanete hiyanet etmez, Allah?a daima şükredip O?na karşı kulluğunu fazlasıyla yapardı. Alçak gönüllü ve ağır başlı idi. Bir kimsenin evine girmek istediği zaman kapıyı çalar, izin verildiğinde içeriye girerdi. Vardığı yere selâm vermeden oturmaz, gördüğü kimselere selâm verir, ellerini sıkar, hal ve hatırlarını sorardı. Bir meclise vardığında boş olan münasip bir yere otururlardı. Mübarek saç ve sakalını sık sık yıkar, tarar ve güzel kokular sürerdi. Haya, edep, terbiye, cesaret ve şecaat örneği idi. O, hayatı boyunca daima iyinin, hayrın, güzelin yanında olmuş, kötüden, şerden ve çirkin şeylerden de son derece kaçınmıştı.
İşte sevgili Peygamberimiz?in ahlâkı ile ilgili verdiğimiz bu kısa fakat şümûllü bilgiler O?nun: ?Ben ahlâkî faziletleri tamamlamak için gönderildim? (4) hadisiyle, Cenâb-ı Hakk?ın: ?Sen yüksek bir ahlaka sahibisin? (5) ilâhî sözünü ne kadar canlı bir şekilde teyid ve tasdik etmektedir. Tereddütsüz söyleyebiliriz ki, bugün hak, adalet ve ahlâk adına sahip olduğumuz her şey, o fazilet güneşinin eseridir.
Hülâsa: Peygamber Efendimiz bütün kemal ve güzellikleri kendisinde toplamış, ahlâk ve fazilet örneği mübarek ve muhterem bir şahsiyettir.
İslâm dininin kısa zamanda cihan şümûl bir din haline gelmesi ve gönüllere taht kurması, onu tebliğ eden peygamberin ne yüksek ahlâka sahip olduğunu gösterir. Bütün insanlık onun yolunda gitmedikçe istenen huzur ve selâmete erişemeyecektir. Onun için gerek ferd ve gerekse cemiyet olarak huzur, barış ve selâmet istiyorsak onun yoluna toptan girmeli, onun izinde gitmeli ve neslimize bunu aşılamalıyız. Çünkü gerçek mutluluk onun yolundadır.
İşte bizler, ferdî ve ailevî hayatımızı, içtimaî münasebetlerimizi, Rabbimizin seçtiği bu yüce Peygamberin önderliğinde devam ettirmekle mükellefiz.
(1) Enbiya, 21/107).
(2) Sebe Sûresi: 34/28
(3) Ahzap Sûresi:33/21
(4) Ali el-Mütteki, a.g.e. 3/16
(5) Kalem (Nûn) Sûresi: 68/4
Mustafa Yılmaz, 08.04.2010, Perşembe
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.