Hayri Bostan: Cemal Turgay ile röportaj

Hayri Bostan: Cemal Turgay ile röportaj
03 Şubat 2018 Cumartesi İzmit Fevziye Camiinden ebediyete uğurladığımız Cemal Turgay ile 1998 yılında İzmit’te çıkardığımız Ahenk Dergisinin 2. Sayısı için bir röportaj yapmıştım.

hayri-bostan--cemal-bostan.jpg

Hayri Bostan'ın Cemal Turgay ile röportaj

 

03 Şubat 2018 Cumartesi İzmit Fevziye Camiinden ebediyete uğurladığımız Cemal Turgay ile 1998 yılında İzmit’te çıkardığımız Ahenk Dergisinin 2. Sayısı için bir röportaj yapmıştım.

O röportajı okuyucularımızla paylaşıyor, kendisini rahmet ve saygıyla yâd ediyorum.

HAYRİ BOSTANEfendim! Önce okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?

CEMAL TURGAY: 1929 yılında İzmit’te doğdum. İlkokulu Necatibey İlkokulunda, ortaokulu İzmit Ortaokulu’nda okudum. 1949’da fotoğrafçılığa başladım. Askere gittim. Dönünce esas meslek olarak fotoğrafçılığa başladım. Birçok kişisel sergiler açtım. Birçok ortak sergilere katıldım. Muhtelif derecelerde yirmi altı ödül aldım. Evliyim. İki çocuğum, üç tane de torunum var. Şu anda emekliyim. Mesleğimi oğlum sürdürüyor.

HAYRİ BOSTANİsterseniz önce fotoğrafçılık serüveninizle başlayalım. Bir sanat ve meslek olarak fotoğrafçılığa nasıl başladınız. Sizde unutulmaz izler bırakan anılarınız vardır şüphesiz. Bunlardan okuyucularımızla paylaşmak istediklerinizden örnekler verebilir misiniz?

CEMAL TURGAY: 1929’da İzmit’te doğdum. İlkokulum Necatibey İlkokuluna giderken yolumun üstünde olan, büyük usta foto Fahri SEYREK’in vitrinin önünde duraklar, dakikalarca, bir gül goncası üzerindeki su damlasıyla, arka planında İzmit Körfezinde mehtap olan genç kız fotoğrafını seyrederdim Yıllar sonra beni fotoğraf sanatına itecek bu olayı hiç unutamam... 1949’da profesyonel fotoğrafçılığa başladım. İlk zamanlar geçim için sürdürdüğüm mesleğimde yavaş yavaş fotoğraf makinemin vizöründe başka dünyalar görmeye başladım. Birçok başarılı çalışmalarım ve aldığım ödüllere rağmen, vaktiyle İzmit fotoğraflarından oluşan belgesel bir çalışma yapmamış olmanın üzüntüsünü hep duyarım. İzmit, tarihi yapıları, sokakları ve de insanlarıyla ne güzel ve ne kadar zengin bir fotoğraf hazinesiydi… Ne yazık ki bütün bunların kıymetini kaybolduktan sonra anladık.. Daha doğrusu anlamaya başladık. Ne yazık!..

HAYRİ BOSTAN: Anladığımız kadarıyla İzmit’in en eski yerlilerindensiniz. Gerek eski bir İzmitli olarak ve gerekse fotoğrafçı gözlemci olarak İzmit’in kentsel değişimi hakkında neler söylersiniz?

CEMAL TURGAY: İzmit, Türkiye’nin birçok illerinde olduğu gibi sanayileşmenin verdiği özenti ile daha doğrusu cazibe ile büyük bir göç altında kaldı. Büyümek, önem kazanmak güzel bir şeyde belki; ama İzmit buna hazırlıksız yakalandı. Özenle korunması ve saklanması gereken tarihi ve güzel görünümlü kent dokusu çirkin betonlaşmayla yok oldu gitti ne yazık.

HAYRİ BOSTANToplu konut alanındaki Yahya Kaptan, Yuvam İzmit, Akçakoca ve benzeri gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu tür şehircilik yirmi-yirmi beş yıl öncesinden başlamış olsaydı tarihsel dokunun korunması ve düzensiz gecekondulaşmanın önlenmesi açısından İzmit’imizin şansı nasıl olurdu?

CEMAL TURGAY: Toplu konut alanında, Yahya Kaptan, Yuvam İzmit, Akçakoca ve Akarca konutları bundan on beş - yirmi yıl öncesi düşünülüp uygulansaydı, tarihsel 5 dokunun korunması ve düzensiz, sağlıksız gecekondulaşma belki önlenebilirdi.

HAYRİ BOSTANBELSA Plaza’nın yapılışı sizce isabetli olmuş mudur?

CEMAL TURGAY: Geçmiş yıllarda yapılan bir çirkinlik abidesi olan Merkez Bankası, Ana Üs Komutanlığı (eski Ruhban okulu) bahçesine yapılan defterdarlık binası, Saray Bahçe istinat duvarlarına yapılan sıra dükkânlar ve onun üzerindeki yapı, Saat kulesinin dibine yapılan kafeterya ve en son BELSA Plaza... Keşke bunların hiçbiri oralara yapılmasaydı.

HAYRİ BOSTANTren yolunun değiştirilmesi, fuar alanın da yapılan yenilikler, büyük alış-veriş merkezlerinin açılışı sizce ne tür gelişmeler.

CEMAL TURGAY: İzmit, 1950’lerde yapılan, o zamanki adı E-5 karayolu ve arkasından yapılan demiryolu projesi ile çirkinleşmenin en büyük yarasını aldı.

HAYRİ BOSTANGüncel olması nedeniyle sormamıza müsaade ederseniz, SEKA Fidanlığının otomobil fabrikası yapılmak üzere Koç Holding’e verilmesi (hibe edilmesi) hakkında neler söyleyeceksiniz?

CEMAL TURGAY: Bir balık cenneti olan İzmit Körfezi bu aşırı büyüme ve yeterli arıtma sistemlerinin olmayışı nedeniyle kirlendi ve içinde yaşam bitti. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de Başiskele ’deki SEKA Fidanlığının Ford Fabrikasına verilmesi, artık küçük bir marangoz atölyesini dahi kaldıramayacak durumda olan Körfez’e yapılabilecek en büyük fenalık ve ihanet olmuştur. Hem de veriliş şekliyle doğal kaybın yanı sıra onurumuz da kirlendi.

HAYRİ BOSTANFotoğrafçılığınıza dönmek ve sormak istiyorum: Bir hobi olarak fotoğrafçılıkla ilgilenenlere, bir sanat olarak fotoğrafçılığa ilgi duyanlara neler önerirsiniz?

CEMAL TURGAY: Gençlerin sahip oldukları birçok tutkuları, spor, müzik, resim sanatlarının yanı sıra fotoğrafı da sevmelerini bir sanat olarak fotoğrafla ilgilenmelerini çok isterim elbet. O küçücük makine birçok anılarını taşıyacak ve saklayacağı gibi, aynı zamanda fotoğrafın da ne kadar güzel, gizemli, sihirli bir sanat, zevkli bir uğraş olduğunu göreceklerdir.

www.ulukanal.com / yazının devamı..

 

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.