Hayrettin Durmuş: Preveze’de Türk Sancağının Yükselişi

Hayrettin Durmuş: Preveze’de Türk Sancağının Yükselişi
Yıllarca Hızır Reis olan Barbaros’a “Dinin hayırlı evladı” anlamına gelen Hayreddin adını cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman vermiştir. Cezayir ve Tunus’un fatihi Hayreddin paşa, Akdeniz’i bir “Türk Gölü” haline getiren Osmanlı’nın Kaptan-ı deryasıdır.

Eski Genel Kurmay başkanlarımızdan birisi Çanakkale’yi ziyaret ettiğinde “mezarların başına varınca şehit seslerini duyar gibi oldum” demişti.

Bu sesi ancak zaferlerini sadece geçmişte yaşanan bir hatıra olarak görmeyip, gönül ve zihin dünyasında kendisini Malazgirt’te, Mohaç’ta, Preveze’de, Sakarya ve Dumlupınar önlerinde bulan, yüreğinde o heyecanı yaşayanlar duyabilirler. Bu sesi duyanlar beri gelsin.

Rüzgârın uğultusuna kulak kabartan, denizin dalgalarına gönlünü kaptıran hisli yürekler Barbaros’un donanmasının Haçlı ateşini söndürmek için Preveze’de deryayı inleten sesini de duyacaklardır elbette.

Dünya tarihinin akışını değiştiren iki büyük amiraldir Oruç Reis’le  Hızır Reis. Nerde bir zulüm varsa Hızır gibi oraya yetişip mazlumları kurtardığı, kol kanat gerdiği, kimsenin ahını yerde koymadığı için Hızır Reis adıyla anılan kahraman, Barbaros Hayreddin Paşa’nın ta kendisidir. Fatih Sultan Mehmet Midilli adasını fethettiği zaman adaya yerleşen Türk sipahilerinden birisi Hızır’ın babasıdır. Yıllarca Hızır Reis olan Barbaros’a “Dinin hayırlı evladı” anlamına gelen Hayreddin adını cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman vermiştir. Cezayir ve Tunus’un fatihi Hayreddin paşa, Akdeniz’i bir “Türk Gölü” haline getiren Osmanlı’nın Kaptan-ı deryasıdır.

Barbaros Hayrettin Paşa’nın ömrü denizlerde geçmiştir. “Deniz üstünde yürürüz/ Düşmanı arar buluruz/ Öcümüz komaz alırız/ Bize Hayreddinli derler” marşının söylenmesi, yazılması sebepsiz değildir. Musa’ya denizde yol açan Allah, Barbaros Hayreddin Paşa’yı bırakır mı? Sırrına erebilirsen su üstüne yazı yazar, denizde yürürsün…

Allah aşkıyla gaza yolunda olan Barbaros deniz seferlerinden dönüşte halkın duasını almak için aynı dikkatle çaba göstermiştir. Kazanlar kaynamış, fakirler doyurulmuş, çocuklar sünnet ettirilmiş, bekarlar evlendirilmiş, düğün dernek kurulmuş, gönüller alınmıştır. Yetimler, öksüzler, dullar, ihtiyarlar, sakatlar, hastalar sevindirilmiş, herkesin yüzü gülmüştür. Uçsuz bucaksız deryada kâfirle cenk edilecektir. Denize duasız dalmak olur mu? Barbaros Hayrettin Paşa’nın yüreği kavi, bileği çelik gibidir. Ancak zaferden zafere koşmasının, Akdeniz’i düşmanlara dar etmesinin sırrı biraz da aldığı dualar hürmetinedir.[1]

Yavuz Sultan Selim’in Cezayir beylerbeyi olarak tayin ettiği Barbaros’u Kanuni Sultan Süleyman Kaptan-ı Derya yapar. Barbaros artık dünyanın en büyük donanmasının başındadır. Andrea Doria komutasındaki Birleşik Avrupa Haçlı donanmasını 28 Eylül 1538’de Preveze’de sulara gömer ve ağır bir yenilgi alır Doria. Bu tarih Akdeniz’in Türk Gölü haline geldiği tarihtir. Preveze; “İslam ordusunun” muzaffer olduğu ve Türk sancağı’nın yükseldiği yerdir…

Beş gün süren ancak beş asra bedel olan, Preveze Deniz Savaşında birbirinden ilginç olaylar yaşanmıştır. Andrea Dorya’nın sadece gemileri değil, böbürlendiği gururu, gücü, kuvveti, her şeyi denizin kat kat karanlık dalgaları arasında boğulurken, Türk’ün bahtı ağarmıştır denizde. Dalgalar selam durmuş, rüzgâr yol vermiştir Osmanoğullarına. Yüceler Yücesi Barbaros’un içten yakarışını duymuş, rüzgâr Barbaros’a uymuştur o gün.  Preveze’de yaşanan en ilginç olay belki de şudur:

Güneyden esen sert rüzgâr düşman gemilerinin işine geliyor ve leventlerimizin maneviyatını etkiliyordu. Bu durumu gören Barbaros Hayreddin Kur’an’dan (Fetih Sûresinden) iki ayet yazdırarak geminin iki yanına astırmış ve rüzgâr dinmişti. Rüzgâr kesilince Dorya’nın gemileri hareketsiz kaldı ve denizde adeta olduğu yere çakıldı. Toplarının menzili kısa olduğundan Türk gemilerine isabet ettiremiyorlardı. Allah’ın yardımı ve leventlerin gayretiyle Barbaros’un donanması Andrea Doria’ın donanmasını perişan etti.

Göklerin ve yerin ordularının sahibi olan Yüce Allah Barbaros’un askerlerine katından şerefli bir zafer vermiş, onları muzaffer kılmıştı Preveze’de…

Unutmayalım ki zaferlerimiz kuru kuruya övünmek, hatıralarla avunmak için değildir… Güçlü Türkiye’nin muhteşem donanmasına, deryaların kaptanlarına selam olsun…

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.