Hayati Koca: “Hayat Sürekli Bir İniş Değil, Gözden Kalbe Doğru Bir Yükseliştir.”
Cumartesi Yazıları - 64
“...sevgiliyi içinde taşımanın hatrına, kendi kalbine tahammül eder insan.” ( Tarık Tufan)
“Hayat Sürekli Bir İniş Değil, Gözden Kalbe Doğru Bir Yükseliştir.”
- kabristandan da kalbistana uçanlar vardır -
Vücudumuzdan en çok çıkarılan organdır, kalp.
Çıkarılan, resmi çizilen, bazen tek bazen de çifte ok saplanan, renkten renge boyanan...
Çok ince olanların elinde bir otomobilin ön camına, en kalın olanların elinde bile bir kamyonun arka kapağına yerleştirilen; ama vazgeçilmeyen kalp...
Gözyaşı hep süzülürken,
iç kanamalar damlarken en çok korunması gereken yerlere; aşkın diyarı kalbistandan bir hakikat yükselir göğe... İnandım ki gecici olan her şeyin yönü aşağı iken, kalıcılık yükseğe adanmıştır. Hiç düşmeyecek, hiç ulaşılmayacak yere. Birgün bitecek, yok olacak, sonlanacak şeyler için kavga, hep aşağılıkken; kalıcılığın ve silinmeyecek şeylerin kavgası hep yücelik olmuştur.
Bazen hayat, en korunaklı yerlerden acıtır. Ve herkes kendi acısının tek sahibidir. Aynı acının sahibinden bile kıskanır, saklar acısını. Acı yalnızdır; ama kalp kardeşlik, birlik ister; onu bile umursamaz. Acısına sebep başka bir kalp olsa bile, yok sayarak devam eder yoluna. Acısıyla ölmek böyle bir şey olsa gerek, tek başına.
Acının kalbe ait olması, insanı yüceltirken; kalbe ait olmayanların neden bayağılaştırdığını sanırım herkes anlamıştır. Başlangıçtan beri kalbinde taşıdıklarını düşünerek, beklediği her durakta unuttuklarını da hatırlayarak daha kısa bir karşılaştırma yapabiliriz. Bir şeyler neden hep yanımızdayken, bazı şeyler sadece hatıralarda kalmıştır.
İnsan, kalbinin gücü kadar güçlüdür. Kalpsiz nice devlerin bu kadar cüce, kalbi olan bir bülbülün ise nasıl bir efsane olduğunu hepimiz biliriz.
Şimdi düşünelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.