Hamas Sözcüsü AbuZuhri: İsrail'e karşı intifada ve isyan seçeneği
İsrail'in Batı Şeria'yı işgal etme planı ABD desteğiyle yürürlüğe sokulmaya çalışılıyor. Tel Aviv yönetiminin hukuksuzca Filistin'i ve haklarını hiçe sayarak Batı Şeria'yı ilhak etme girişimi karşısında Filistinliler yeni bir intifadaya hazırlanıyor. Filistin'i yok etme planına karşı bir araya gelen direniş hareketleri “İlhak Planına ve Yüzyılın Anlaşması”na karşı 1 Temmuz gününü Öfke Günü ilan etti.
ABD'nin "yüzyılın anlaşması" olarak duyurduğu sözde barış planı, Filistin topraklarını parsel parsel yok ediyor. Önce Kudüs'ü işgalin sözde başkenti ilan eden İsrail yönetimi, sonrasında Golan tepelerini sınırlarına dahil etmişti. İsrail'in şimdiki hedefiyse Filistin'in en önemli bölgelerinden olan Batı Şeria'yı ilhak etme. Yani Filistin'i açıkça yok etme planı.
Filistin'i ve halklarını yok etme planını tüm dünyaya duyuran İsrail yönetimi Batı Şeria'yı işgale hazırlanırken, bölgedeki halk da bu hukuksuzluğa karşı harekete geçmeye hazırlanıyor. Bu duruma karşı bir araya gelen Filsitinli direniş hareketleri “İlhak Planına ve Yüzyılın Anlaşması”na karşı 1 Temmuz gününü Öfke Günü ilan etti.
- Filistin Dışişleri Bakanlığı: İsrail askerleri Filistinlileri öldürme talimatı alıyor
- Hamas liderinden Arap ve İslam ülkelerine 'İsrail'in ilhak planıyla mücadele' çağrısı
- İİT'den 'İsrail sömürgeci politikalarının sonuçlarından tamamen sorumludur' mesajı
- Fanatik Yahudilerden Mescid-i Aksa'ya baskın
- Birleşmiş Milletler: İsrail’in ilhak planı Filistin Devleti hayalini sona erdiriyor
- Filistin Devlet Başkanı Abbas: Filistin topraklarının bir karışının dahi ilhakını kabul etmeyiz
- 5 soruda İsrail’in Batı Şeria’daki bazı bölgeleri 'ilhak' planı
Hamas Sözcüsü Dr. Sami AbuZuhri konuya ilişkin Haber7.com'a değerlendirmelerde bulundu. Filistin halkının bu işgal planına karşı bir direniş göstereceğini belirtti.
İSRAİL'İN İŞGAL PLANI
Batı Şeria Filistin için oldukça önemli bir bölge. Ekonomik kaynaklarının büyük bir çoğunluğu burada bulunurken, yerleşim yeri olarak da Filistinlilerin can damarı konumunda.
Filistin'in dünyaya açılan tek kapısı olan Batı Şeria'nın ilhak edilmesi, bölgeyi hem bir cendereye almak hem de Filistin'i yok etmek olarak görülüyor. Hamas sözcüsü Dr. Sami AbuZuhri , ilhak planına ilişkin "hırsızlık ve işgal planıdır. Bir toprak hırsızlığıdır" dedi.
"Batı Şeria'nın ilhakı, Filistin topraklarının yeniden işgali ve hırsızlık yoluyla çalınması planıdır. Bu planla Batı Şeria'da yüzde 30 oranında işgal edilmiş olacak. İlhak edilen bölgelerde yaşayan Filistinlilerin de kendi topraklarında bir yabancı olarak yaşaması isteniyor işgalci İsrail tarafından. O bölgedeki topraklar, dünyanın en verimli topraklarından birisidir. Zirai projeler açısından oldukça önemli topraklara sahip buralar. İlhak planıyla bu topraklar artık işgal altına alınmış olacak. Burası hem Filistin hem de Ürdün arasındaki sınırları içeren bölgedir. Bu bölge işgalci İsrail devleti tarafından ilhak edildikten sonra Filistin için dünyaya açılan bir kapı kalmamış olacak. Sınırlar ortadan kaldırılmış ve adeta Filistin bir kutu içerisine hapsedilmiş olacak. Biz Filistinliler olarak yeni bir işgali de yeni bir ilhakı da, karşılığı ne olursa olsun kabul etmeyeceğiz."
FİLİSTİN'İN CAN DAMARI
Batı Şeria hem konumu hem de yapısı itibarıyla Filistinliler için bir can damarı konumunda. Pek çok ekonomik getiri Flistinlilere buradan gelirken, verimli topraklara sahip olan Batı Şeria aynı zamanda bölgenin tarım üretiminin kalbi.
Hamas Sözcüsü AbuZuhri Batı Şeria'nın önemi için "Bu topraklar üzerinde Filistinliler için can damarı. Halk burada zirai projelerde, yetiştiriciliklerde çalışıyorlar. Ama ilhak planı sonrasında hem bu zirai projeler hem de bu alandaki ekonomik kaynaklar işgal rejiminin eline geçmiş olacak. Bu tehlikeyle karşı karşıya Filistin" ifadelerini kullandı.
YENİ İNTİFADA KAPIDA
Filistin'in bu noktada işgal planını engellemek için her şeyin yapılacağını belirten Hamas sözcüsü, bu bağlamda diplomasi yolunun da kullanılarak diğer ülkeler, birlikler ve oluşumlarla İsrail ve ilhak planınına karşı neler yapıldığını anlattı.
"Filistinliler olarak bu plan karşısında, bütün halklar ve direniş hareketleri bir araya gelecek. Bugün Öfke Günü ilan edildi ilhak planına karşı. Bugünden itibaren kesinlikle sesiz kalmayacağız. Bu plana engel olmak, İsrail ile yüzleşmek için ne gerekiyorsa yapılacaktır. Filistinliler ve Filistinli direnişçiler tarafından halk devrimleri, yeni intifada, yeni isyan ne gerekiyorsa yapılacak. Bu projenin durdurulabilmesi için askeri çatışmalara dahi hazırız. Bu noktada kesinlikle korkmuyoruz. Cevabımızı vermek için hazırız. Bu konuda HAMAS lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere 40'tan fazla Arap, İslam dünyası, uluslararası makamlar, kurumlar, liderler ile görüşmeler gerçekleştirildik. Arap-İslam dünyasının yanı sıra batı toplumlarıyla da temasımızı sürdürdük. BM ile ve Rusya ile görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde İsrail'in ilhak planına karşı "Uluslararası hukuk açısında yapılabilecekler nedir, İsrail'e verbilebilecek organize tepkiler nelerdir" konuları üzerinde konuştuk."
"DİRENİŞ TEK BİR ÇATI ALTINDA"
Bunun yanı sıra öfke Günü kapsamında direnişin tek bir çatı altında yapılacağını ve tek amacın bu planın engellenmesi olduğunu ifade etti:
"Filistinli direniş örgütleri tek bir çatı altında toplanarak bu planın hayata geçirilmemesi için çalışacak, çaba gösterecek. Yeni bir işgal, yeni bir çalma girişimi yaşanmaması için elimizden geleni yapacağız. Kudüs'ten, Filistin'den Müslümanların ilk kıblesi olan bu topraklar, yeni bir işgal planı karşısında dur diyecek, planın hayata geçirilmemesi için mücadele verecek. Bu noktada işgalin önüne geçmek için bizler Filistinliler olarak ne gerekirse yapacağız. Halk intifadasının da dahil olacağı her seçeneği yürürlüğe sokacağız."
AbuZuhri aynı zamanda planın uygulanmaması için her seçeneğin hazırda tutulduğunu belirtirken, yeni bir işgalin yaşanmaması için gereken neyse yapılacaktır dedi.
"Bizler kesinlikle direniş hareketleri olarak zaten İsrail'in bu planını savaş kararı olarak algılıyoruz. Filistin'e, Filistin halklarına, Filistin egemenliğine yönelik bir hareket olarak görüyoruz. Buna göre elbette İsrail'e karşı gelme planımız bulunuyor. Yeni bir intifada kuvvetli ihtimalle olabilir. Bu plana karşı bütün yolları, bütün imkanları kullanmaya hazırız. Topraklarımızı savunacağız. Bu toprakları koruyabilmek, Filistin ve Kudüs'ün özgürlüğü için ne gerekiyorsa yapacağız, yapmaya hazırız. Söz konusu tüm direniş yolları bizler için açıktır."
"ABD KULLANIYOR"
İsrail'in bu hukuksuzluğuna en büyük desteği veren ABD oluyor. Özellikle Trump döneminde Kudüs'ün hukuksuzca başkent ilan edilmesi, Golan Tepeleri'nin gasbedilmesi gibi pek çok eyleme adeta çanak tutan Trump yönetiminin bu kadar esnek bir profil çizmesi Hamas sözcüsü tarafından "seçim yatırımı" olarak tanımlanıyor:
"ABD'nin yaptıkları artık işgalci rejime sahip çıkmaya döndü. İsrail'in işgal planlarını gerçekleştirmeye yarım etmeye çalışıyor. Özellikle Trump'ın gelişinden bu yana "Sözde yüzyılın anlaşması" uygulanmaya çalışılıyor. O planın bir parçası da işte bu ilhaktır. Bu işgal planı da Filistin toprakları ve Filistinlilere yönelik alçak bir saldırıdır. Trump'ın bununla ilgili seçimler için kullandığını düşünüyoruz. Burada ABD'deki Yahudi lobilerinden bahsedebiliriz. Bu lobiler Siyonist projeyi gerçekleştirmek için çalışıyor. Hükümetin alacağı kararlar hep İsrail'e destek olsun, işgal gerçekleşsin diye lobi faaliyetleri yürütüyorlar. Trump geldiğinden beri zaten açıkça savunuyor. İsraille bir olup Filistin halklarına, topraklarına saldırıyor. Başlangıç olarak Kudüs işgalin başkenti ilan edildi. Sonrasında Golan tepelerinin sınırlara dahil edilmesi. Şimdiyse sırada Batı Şeria'nın ilhakı var. ABD'nin desteğiyle İsrail bunu kullanıyor."
"ÖNCELİĞİMİZ DİPLOMASİ"
ABD işle İsrail'in tavrına karşı Hamas ve Filistin'in de tavrını özetleyen AbuZuhri, önceliklerinin diplomasi dili olduğunu belirtirken, diplomatik yolları sonuna kadar sürdüreceklerini, bir verim alınmaması durumundaysa, intifada ve isyanın da hazırda bekletildiğini ifade etti.
"Siyasi, diplomatik, uluslararası görüşmeler yapıldı, yapılmaya devam edilecek. Hamas başkanlığı düzeyinde de bu görüşmeleri sürdürmeye devam edeceğiz. Bu İsrail ve ABD'nin el birliğiyle yapmak istediği plana karşı biz de faaliyetlerimizi devam ettireceğiz. Umarız bu diplomatik faaliyetlerimiz işgal ve ilhak planını durdurur. Bu noktada gereken her şeyi yapmaya hazırız. Diplomatik yollar başarılı olmazsa, biz direniş ihtimaline de açık kapı bırakıyor, hazırlanıyoruz. Elimizden gelen her şeyi yapmak için hazırız."
BATI ŞERİA'NIN İLHAKI PLANI
İsrail yönetimi, işgal altındaki Batı Şeria’da yer alan Filistin toprakları üzerindeki yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve Ürdün Vadisi’ni “ilhak” etmeyi planlıyor.
Söz konusu plana göre, “ilhak” edilecek bölgeler, Batı Şeria’nın yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor.
“İlhak” edilecek bölgelerde yaşayan Filistinlilere İsrail vatandaşlığı mı verileceği yoksa işgal altındaki Doğu Kudüs’te olduğu gibi sadece oturum izni mi tahsis edileceği konusunda farklı görüşler dile getiriliyor.
İsrail, Ürdün Vadisi’nin “kendi güvenliği için önemli olduğu” iddiasıyla “ilhak” etmeyi istediğini öne sürüyor. Yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin ise boşaltılmayacağını ve bu yerlerin “İsrail’e bağlanması gerektiğini” savunuyor.
Batı Şeria’da 250’den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor ve buralarda 400 binden fazla Yahudi yerleşimci ikamet ediyor.
Filistin toprakları üzerine kurulan bu yerleşim birimleri, Filistin kentlerini, beldelerini, köylerini birbirinden ayırıyor.
Buralarda ikamet eden Yahudi yerleşimciler, toprakları zorla ellerinden alınan Filistinlilere ait beldelere, köylere ırkçı saldırılar düzenliyor.
Saldırılarda, araçları yakan, evlerin duvarlarına ırkçı sloganlar yazan Yahudi yerleşimciler, sık sık Filistinli çiftçilerin en önemli geçim kaynağı olan zeytin ağaçlarını kesiyor.
Kaynak: HABER 7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.