Hakkı Bulut?un büyük acısı...
Ünlü türkücü Hakkı Bulut, Türkiye genelinde referandumda 'Evet' sonuçlarını olumlu bulurken BUGÜN'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bulut, "Toplumun çoğu 'Evet' istedi. Bundan önce, 12 Eylül'deki anayasada yüzde 92 ile kabul edilmişti. O zaman yüzde 92 oy verenlerle şimdiki yüzde 58'de oy verenler aynı insanlardır. Birini kötülemek, birini baş tacı etmek doğru değildir" diyerek düşüncelerini açıklarken 12 Eylül'ün en büyük acısını çeken sanatçının kendisi olduğunu söyledi.
Az kalsın boğuluyorduk
Ünlü sanatçı şöyle konuştu: "Bir türkü yapmıştım. 'Gidin görün Doğu'da ne dert ne çileler var.' O yıllarda gerçekleri anlatmıştım. Masumane bir şekilde, 'Okul yok, doktor yok, yol yok' demiştim. O şarkıyı da Lüleburgaz'da beni sevenler dinliyormuş. O sırada sıkıyönetim çıkmış. O zaman polisler gitmişler, 'Ne dinliyorsunuz bu şarkıyı? Siz siyaset yapıyorsunuz' diyerek adamları içeri atıyorlar. Adamlar içeri girince, benim onların tahliye olması için gitmem lazım. Tanıdık sivil polisler, "Gitme, teslim olma; gidersen şubede işkence görürsün diyerek" uyardılar. O sırada yurtdışına çıktım. Konserler verdim. İstanbul'u aradığımda, 'Aman Hakkı abi gelme' diye beni uyarıyorlar. Nasıl gelmem. Ben bu ülkenin sanatçısıyım. Milyonlar dinliyor beni. Evim, çocuklarım, malım var. Nasıl gelmem. Korkak gibi neden kaçayım atladım geldim. Direk Selimiye'de savcılığa teslim oldum. Binbaşı orada iyi davrandı. Beraber simit yedik. "Hakkı Bey size daha önce tebligatlar yapılmış, şuanda tutuklusun" dedi. İki jandarma gelince simit boğazımda yuvarlanmaz oldu."
Tek kişilik bir hücreye konduğunu söyleyen Bulut şöyle devam etti: "Tabut gibi bir şeyin içinde yatıyoruz. Duvarda bir isim yazmışlar. Yanımdaki tutuklu 7 kere idama mahkûm olmuş. Ona soruyorum, 'Bu kişilere ne olmuş" "Abi onları astılar" diyor. Her zaman ölüm korkusu yaşıyordum. Daha sonra bizi Alemdağ cezaevine naklettiler. Orada çırılçıplak soyuyorlar. Savcı, "Sağcı mısın, solcu musun?" diye soruyordu. Bir şarkı sözü yüzünden geldiğimi anlatıyorum. Buna rağmen içeri atıyorlar. Alemdağ'a 70 kişi bir otobüse bindiriyorlar. Az kalsın yolda boğuluyorduk. Arabanın camlarını yumrukladık. Yine baygınlıklar geçiren vardı. Bütün koğuştaki insanlar beni sanatçı olduğum için sevdiklerinden sahiplenmeye çalışıyorlardı. Tutuklular bana ilgi gösterince, subaylar benim lider olduğumu sanıyorlarmış. Beni yukarı çağırdılar. "Hangi teşkilattan lidersin" diye sordular. Ben sanatçı olduğumu, lider olmadığımı anlattım. Bir dergi vardı. Müzik listesinin başındaydım, birinci olmuştum onu gösterdim. "Radyolarda, filmlerde yer alıyorum. Halk beni seviyor." İki subay doğru söylediğimi söylese de kar etmedi."
İşkence gördüğünü coplarla dayak yediğni anlatan Bulut, "Bombalar atıldı koğuşun penceresinden içeri. Öyle bir acı ki tarif etmeye imkan yok. Patlayınca mavi bir gaz alevi çıkıyor. Sonra bir duman geliyor. Soluyunca ölüyorsun" dedi.
"12 Eylül'de işkence gören, hapishanelerde yatan tek sanatçı benim" diyen Bulut sözlerini şöyle sürdürdü: "Yanımda, kollarımın arasında iki arkadaşımı kaybettim. Birisi Hakan diğeri Şerif'di. Allah rahmet eylesin. Hakan'ın ayaklarında benim terliklerim vardı. 30 kişiye yakın insanın ciğerleri patladı. Her taraf kan revan içersinde. Benim yatağım pencereye yakındı.O pencereye nasıl tırmandım bilmiyorum. Sanki kanatlanıp uçtum. Hava aldım. Tek sıra coplana coplana dışarı atıldık. Tahliye olup çıktıktan sonra bile bedenime sinmiş olan zehirli gazı üzerimden gitmedi. Eve gittiğimde çocuklarım beni tanımadılar bile. Şöhretli bir insanken işkenceler yaşıyorsun, zehirli gaz bombaları yiyorsun bütün psikolojim bozulmuştu."
Her şeye rağmen ülkemi seviyorum
Bütün bunlara rağmen ülkesini çok sevdiğini belirten ünlü sanatçı, "Bu ülkenin bir karış toprağının herhangi birisi tarafından parçalanmasına milyon kere ölmem gerekiyorsa canımı veririm" diye konuştu.
AJDA PEKKAN YAPMACIK DAVRANIYOR
Hakkı bulut konserlerinde Kürtçe şarkı söyleyen Ajda Pekkan'ın yapmacık olduğunu da söyledi.
Ünlü türkücü şöyle konuştu: "Benim ana dilim Kürtçe. Türkçeyi ilkokulda öğrendim. Bugüne kadar hiç Kürtçe şarkı söylemedim. Şu anda da Kürtçe şarkı okumam. Okursam iki yüzlülük riyakârlık, sahtekârlık yapmış olacağım. Şimdi tabular yakılıyor Eskiden 'Kürt' kelimesini ağıza alamazdık. Şimdi 'Kürt kardeşlerimiz' diyoruz. Kürtçe kanalımız var. Şimdi konserlerinde Kürtçe şarkı söyleyenlerin hepsi yapmacıktır, hepsi rol yapıyorlar. Bu rolü yıllardan beri herkes yapıyor. Millet bunların gerçek değerlerini de biliyor. Bunları yıllar önce yapsalardı. Ben gaz bombaları yerken işkence görürken, ölürken, bu isimler neredeydi. Hapishaneye düşmemiş insanlar bile övünüyor. Ahmet Kaya bile karakollara gidiyordu. Ben işkence görüyordum Alemdağ Cezaevi'nde. Cenabı Allah bir daha toplumumuza bu acıları yaşatmasın. Bunun haklısı, suçlusu kim, bunu tarih yargılıyor."
HABER: Okan IŞIK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.