Gürkan; “Muhalefet, Kamu Düzeninin Tesisini Engellemek İstiyor”

AK Parti Adana Milletvekili Av. Fatoş Gürkan, “Ülkemizde kaos ve anarşi ortamı yaratmaya çalışanlara karşı önemli tedbirleri içeren ve Kamu düzeninin güçlü bir şekilde tesisine katkı koyacak iç güvenlik paketi, maalesef muhalefet partileri tarafından engellenmek istenmektedir” dedi.

Milletvekili Gürkan,  hafta içinde TBMM gündemine gelen ve Muhalefet Partileri tarafından gündeme alınması engellenen, İç Güvenlik Paketine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ülkemizin son yıllarda yaşadığı güven ve istikrarı baltalamaya yönelik girişimleri engellemek,  kamu düzeni ve vatandaşlarımızın can güvenliğini korumak adına önemli düzenlemeleri içeren tasarıyı, AK Parti Grubu olarak tüm engellemelere rağmen çıkaracaklarını belirten Gürkan,  “Kamu düzeninin tesisi, uyuşturucu ile mücadele gibi hayati konuları içeren böyle önemli bir düzenlemenin muhalefet partileri tarafından engellenmeye çalışılmasını aziz milletimizin takdirine sunuyorum” dedi.

AK Parti Adana Milletvekili Av. Fatoş Gürkan açıklamasında şunları kaydetti;

“Zaman zaman meydana gelen toplumsal olayların olumsuz sonuçlarının önüne geçilmesi, can kayıpları ve yaralanmalarının engellenmesi için insan hakları ve demokratik haklar çerçevesinde, yeni tedbirler alınması zorunludur. Bu amaçla TBMM’ne sunulan ve önemli tedbirler getiren kanun tasarısı, maalesef muhalefet partilerini tarafından engellenmeye çalışılmaktadır. Aziz Milletimizin yararına çalışmak gibi kutsal bir amacı olan TBMM, muhalefet partileri tarafından antidemokratik bir şekilde kilitlenmeye çalışılmakta, hatta kürsü işgaline varan zorbalıklara sahne olmaktadır.

Tüm muhalefet partilerinin bir araya gelerek engellemeye çalıştığı kanun tasarısına şöyle bir bakalım;

Malumunuz üzere bazı gösterilerin, demokratik hak taleplerinin önüne geçerek, terör örgütlerinin propagandasına dönüşmesine, vatandaşlarımızın can güvenliğini tehdit etmesine, kamuya ve özel kişilere ait mallara zarar verilmesine, hatta kimi zaman yağma girişimlerine dönüşmesine, üzülerek şahit olmuşuzdur. Yapılması düşünülen düzenleme ile bu üzücü manzaraların engellenmesi amaçlanmaktadır.

Bu amaçla Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda hâlihazırda var olan bazı yetkiler, toplumsal olayların değişen dinamikleri göz önüne alınarak genişletilmiştir.

Yapılan düzenlemede, mevcut kanunun ruhuna uygun şekilde, vatandaşın canına, konutuna, işyerlerine, araçlarına, molotof ve benzeri maddelerle saldırılması hallerinde kolluğa “saldırıyı etkisiz kılmak amacı ve saldırıyı etkisiz kılacak ölçüde” silah kullanma yetkisi verilmektedir.

Bilindiği üzere, molotof kullanıldığında silahtan daha çok ağır sonuçlar ve mağduriyetler meydana gelmektedir. Örneğin 1991 yılında İstanbul’da bir mağazaya atılan Molotof sonucunda 11 vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve 14 vatandaşımız ciddi şekilde yaralanmıştır.

Yine İstanbul’da 2009 yılında bir belediye otobüsüne atılan molotofla, Serap Eser kızımızın feci şekilde yanması ve vefat etmesinin acısını hala içimizde taşıyoruz.  Sadece son 6 yılda molotofla işlenen suçlara bakıldığında 5.458 olayın meydana geldiği ve bu olaylar sonucunda; 3 polis ve 4 sivil vatandaş olmak üzere 7 insanımızın şehit edildiği, 406 polis, 1 asker ve 127 vatandaşımız olmak üzere; 534 kişinin yaralandığı, 8 ambulans, 163 belediye otobüsü, 1936 polis aracı, 2 askeri araç, 507 özel ve kamuya ait araçlar olmak üzere toplam: 2.616 aracın yakıldığı, 290 okul, 44 sağlık birimi, 5 ibadethane, 161 siyasi parti binası ve 234 emniyet binası ve diğerleriyle birlikte toplam: 2.931 binanın hasar gördüğü tespit edilmiştir.

Bu denli büyük zararlara yol açan bir silahın ve art niyetli kişilerin, vatandaşlarımız yararına engellenmeye çalışılması, muhalefet edilmesi gereken değil alkışlanması gereken bir girişimdir.

Diğer taraftan Hükümetimiz uyuşturucuya karşı adeta savaş açmıştır. Bu amaçla birçok düzenleme hayata geçirilmiştir. Bu Kanun tasarısı ile piyasadan ucuz bir fiyatla elde edildiği için kullanımı daha çok gündeme gelen Bonzai uyuşturucu maddesi, esrar ve eroin gibi değerlendirilmiş ve cezası arttırılmıştır.

Asayişin tesisi için büyük fedakârlıklarla çalışmalarını yürüten emniyet güçlerimize suç ve suçlu ile mücadelesini daha etkin yürütebilmesi için bazı yetkileri arttırılmaktadır. Bu yetki artırımı yapılırken de Avrupa ülkelerindeki uygulamalar örnek alınmış ve Avrupa Birliği müktesebatına da uygun bir şekilde hareket edilmiştir. 

Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunundaki düzenlemeler ile ülkemizde uzun süreden beri tartışılmakta olan bir demokratik talep ve ihtiyaç, yerine getirilmeye çalışılmıştır. 1998 tarihinden itibaren, AB uyum sürecinde öngörüldüğü gibi, jandarmanın sivilleşmesi ve sivil otoriteye tabii kılınması yönündeki öneriler ile daha etkin çalışması amacıyla bu düzenlemeler getirilmiştir. 

Yine bunlarla birlikte Soyadlarının bir defaya mahsus olmak kaydıyla ve mahkeme kararına ihtiyaç duyulmadan düzeltilmesi, boşanmasına rağmen kocasının soyadını kullanan kadının talebi halinde nüfus müdürlüğü tarafından evlenmeden önceki soyadını alabilmesi, Pasaport ve sürücü belgelerinin verilmesinde, Nüfus Genel Müdürlüğünün yetkilendirilmesi, Nüfus kayıtlarının değiştirilmesinde kolaylık sağlanması, Mahalleye dönüştürülen köy muhtarlarına evlendirme yetkisi verilmesi gibi gündelik hayatımızı kolaylaştıracak pek çok düzenleme hayata geçirilecektir.

Tüm bu bilgiler ışığında, yapılması düşünülen düzenlemelerin aziz milletimizin korunması, hayatının kolaylaştırılması amacıyla yapıldığı aşikârdır. Ama maalesef, vatandaşlarımız ve ülke menfaatine olan bu denli önemli bir düzenleme, CHP, MHP ve HDP tarafından engellenmeye çalışılmaktadır.

Yine her zamanki gibi muhalefet sınıfta kalmış, milletimizin yararına olan bir düzenlemeyi, politika malzemesi haline getirmiştir. Her şeyin farkında ve takipçisi olan Aziz Milletimiz, yapılanı, yapılmayanı ve yaptırılmayanı izlemektedir.