Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Zehir içmek


Kayseri'de, Anadolu'nun göbeğinde, doğrudan halk temsilcilerine şunları söylüyor:

"Terörü bitirmek için ne gerekiyorsa yaparım. 'Terörün bitmesi için zehir içeceksin' deseler içerim. Kanın durması için ne gerekiyorsa yaparım. Siyaset umurumda değil. Siyasi hayatımın biteceğini de bilsem, öleceğimi de bilsem bu zehri içerim. Yeter ki terör bitsin."

Bir daha okuyun lütfen bu sözleri. Bunlar, sıradan bir siyaset söylemi değil çünkü.
Ne anlıyorsunuz bu sözlerden, nasıl bir halet-i ruhiye okuyorsunuz?

Ben, kendini Türkiye'ye adamış, terörün bu ülke için nasıl bir kan kaybına yol açtığını yüreğinde hisseden ve bu memleketi bu illetten kurtarmak için her şeyini ortaya koyan bir insanı anlıyorum.
Ve "Tayyip Erdoğan budur" diyorum.

- Kan dursun. Çünkü akan kan Türkiye'nin kanı, milyarlarca dolar, on binlerce insanın canı ve ülkenin canı. Kardeşliğin katli, duygu ve bilinç yarılmaları, ayrışmaları ve varıp duracağı yer felaket.
Yere düşen bir genç adam. Hangi taraftan olursa olsun.
Bunu yıllarca yaşayacaksınız. Tayyip Erdoğan'ın yüreği dayanmaz buna.
Genç adamın annesi, babası, eşi, çocuğu, bacısı, kardeşi. Gözyaşı, gözyaşı, gözyaşı... Kavrulan yürekler.
Tayyip Erdoğan'ın yüreği dayanmaz buna.

Bu ülke size kendini emanet etmişse, bu kanamayı durduracaksınız ve emaneti sırtınızda taşıdığınız sürece, elinizden geleni yapacaksınız.

Gönül dünyası

Tayyip Erdoğan, bilen bilir, böyle bir memleket hizmetini "Amel defteri" olarak görür. Bir Yüce Huzur'a sunulacak kayıt sistemine tabi olduğuna inanır. Bilir ki, göz kaş işareti bile yazılıyor. Birileri inanmayabilir ama o inanıyor ve her yaptığı şeyin yarın önüne çıkacağını biliyor. Ve biliyor ki, oradaki muhasebe, bu dünyadaki halk değerlendirmelerinden çok daha tayin edicidir. Tamir imkanı olmayandır. Onun için orada yüzünün ak çıkmasını ister.

Nasıl, böyle bir adam, yamuk yapabilir mi?

Türkiye'nin, sahip olduğu idealler açısından hayati değerine inanan bir insan, Türkiye'ye yamuk yapabilir mi?
Bir tek insanın bile, canının haksız yere acımasından hesaba çekileceğini bilen bir insan, tek insana haksızlık sebebi olmak ister mi?

Tayyip Erdoğan, Veda Hutbesi'ndeki Peygamber (s.a.) sözünü nakledip duruyor. "Arap'ın Arap olmayana, beyazın kırmızıya üstünlüğü yoktur." O sözler, evrensel bir barışın özünü oluşturuyor. Erdoğan'ın gönül dokusu o. O sözler, bu ülkedeki barışın da ana dinamiği olamaz mı? Tayyip Erdoğan, on yıllar içinde yaralanmış gönülleri, Peygamber sözüyle onarmak istiyor.

Pozitif katkı lütfen

Bu yazı, asla bir Tayyip Erdoğan güzellemesi değildir. Ben böyle bir şey yapmam. Her zaman eleştirel duruşu tercih etmişimdir.

Ama gök ekini biçmiş gibi genç ölümlerini olağanlaştıran "kanlı sürecin durması" meselesi ve bu iş için tüm siyasi hayatını ortaya koymuş bir adam söz konusu olduğunda, bu adanışı görmek gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Bu adamın yüzde 50'nin üstünde oyu var ve "Zehri içerim" diyor, "Yeter ki kan dursun."
Siyasetin neresinde duruyor olursanız olun, hadi, zehri için ve "yeter ki kan dursun" deyin.

Tayyip Erdoğan'a karşı çıkmak için, "kanın durması"nı sağlayacak bir başka zehri içmeye talip olmak lazım, değil mi?

Hangi zehir olacak o?

MHP'liler, BDP'liler, Öcalan, Kandil, Avrupa ayağı herkes... Tayyip Erdoğan'ı anlayın ve sürece "sadece" pozitif katkıda bulunmak için gayret edin. Pozitif katkı lütfen...

 

Ahmet TAŞGETİREN

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi