
Ahmet Taşgetiren
Suruç'taki cinayet ve Kürt temsili
Haber şu:
"Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde Dına aşireti mensubu olan, birbirine akraba Şahin ve Pesen ailelerinin fertleri, birkaç gün önce çocuklarının oyun oynarken kavga etmesinden dolayı tartıştı. Komşularının araya girmesiyle yatıştırılan aileler, dün öğle saatlerinde ilçe merkezinde karşılaşınca aynı nedenden dolayı yeniden tartışmaya başladı. Alevlenen kavgada taraflar birbirine Kaleşnikof, av tüfeği ve tabanca ile ateş etmeye başladı. Dakikalarca süren ve ortalığın savaş alanına döndüğü çatışmada iki aileden 5 kişi hayatını kaybetti 7 kişi de yaralandı."
Bu bir üçüncü sayfa haberi. Şimdi sizi bu haberden yola çıkıp bambaşka bir soru ile baş başa bırakmak istiyorum:
-Acaba bu iki Kürt aileden hangisi Kürt meselesinde sözcü olmalı?
"Böyle bir olaydan böyle bir soru çıkarmak ne alaka" diye sorabilirsiniz.
Ben bu soruyu, vaktiyle Bilge köyü katliamında da sormuştum. Orada da tamamı Kürt akraba köylülerden bir grup, ötekini katliama tabi tutmuştu. Ben de, "Hangi Kürt" diye sormuştum.
Bu soru, böyle aşiretler bazında sorulmuyor belki ama ortada bir "Kürt meselesi"nin konuşulması gereken taraf kim sorusu olduğu açık ve PKK-KCK-BDP-İmralı, bu sözcülüğü elde edebilmek için cinayet dahil her yöntemi kullanıyor.
Bizde bazı çevreler de, cinayet işleyebilme özgürlüğünü kullanabildikleri için, Kürtler'in temsilini PKK'ya vermekte tereddüt göstermiyor, hatta hükümet, böyle bir dayatmaya boyun eğmediği için "gerçeği kabul etmemek"le suçlanıyor.
Ben bunu, "Kürtler'in temsili" noktasında sıklıkla gündeme getiriyorum.
Doğrusu AK Parti, Kürtler'den aldığı yüzde 52'lik oya rağmen, "Kürt temsili" noktasında BDP'nin yüzde 25-30'luk temsilini geçemiyor. Kimi aydınlarımız ısrarla, BDP'nin, PKK'nın, Öcalan'ın temsiliyetini hükümete dayatmaya çalışıyorlar.
"Kürt siyaseti" dendiğinde, BDP-PKK eksenli siyaset anlaşılıyor.
Kemal Burkay, Bayram Bozyel, Orhan Miroğlu, "Kürtler adına" konuşabilirler mi?
AK Parti'deki Kürt milletvekilleri Kürtler adına konuşabilir mi?
Bizzat Başbakan, Kürtler'in büyük oranda oy verdiği bir insan olarak "Kürt sorunu" üzerine konuşabilir mi?
Yoksa onu da "Türkler'in Başbakanı", "Kürt sorunu"nu görüşmek üzere masaya "Türkler'i temsilen" oturmuş gibi mi görmemiz gerekiyor?
Gerçekte iş, zihniyet planında bir katakulliye oturtulmak isteniyor.
Kabul etmemiz isteniyor ki, mono-blok bir Kürtlük var, onlar oturdular, PKK'yı temsilci seçtiler vs...
"Siyasi Kürtçülük" böyle bir idealizasyonu gerekli görebilir.
Benzeri bir şeyi "Türkçülük" adına da yapabilirsiniz.
Oysa böyle idealize edilecek etnisite bulmak mümkün değildir.
Türkler söz konusu olduğunda da bulmak mümkün değildir, Kürtler söz konusu olduğunda da...
Kürtler'in temsilini, uyuşturucu kaçakçısı Kürt mafya gruplarına vermeye ne dersiniz?
PKK, hangi hüviyeti ile "Kürt temsili"ni hak etmiş oluyor? Kürtlük adına cinayetleri uzunca yıllar sürdürebildiği için mi?
Türkler de kendi içlerinden PKK türü bir cinayet şebekesi çıkarmış olsalardı, devlet bu defa da "Türkler'i temsilen" o çete ile mi masaya oturacaktı?
PKK diyor ki:
"-Beni siyasal temsilci olarak kabul edinceye kadar cinayet işlemeye devam edeceğim."
Öcalan da, "Benim temsil gücümü artırmazsanız, memleket yanar" türünden yine tehdit yüklü mesajlar veriyor.
Hükümet, bir anlamda "yersen" üslubunda bir dayatma ile karşı karşıya.
Aslında böyle bir "blok temsil"e yol açtığınızda, etnik siyaset adına en önemli hamle gerçekleşmiş olmaktadır.
"Kürt sorunu" adına konuşmak gerektiğinde, Kürtler adına bile, çok daha çoğulcu bir sözcülüğe ihtiyaç bulunduğu kesindir.
Kaldı ki, Türkiye'de "Kürt sorunu" üzerine konuşmak, sadece Kürtler'e ait bir iş olamaz.
Aynı şekilde "Türk sorunu" veya bir başka etnik aidiyet üzerine konuşmanın da sadece Türkler'e ve herhangi etnik gruba ait bir iş olmayacağı gibi. "Alevi sorunu" üzerine konuşmanın sadece Aleviler'i ilgilendiren bir mesele olmaması gibi.
Yani Kürt sorunu üzerindeki PKK tekelini kırmak ya da boyun eğmek gibi bir tercih noktasındayız.
Ahmet TAŞGETİREN
Halkta panik iktidarda çaresizlik
10 Mart 2022 Perşembe 08:06Biraz tarafsızlığı konuşsak...
08 Mart 2022 Salı 23:07Ukdeleri çözmeye gelirsek...
07 Mart 2022 Pazartesi 08:08İlk adımlar ve sonrası
05 Mart 2022 Cumartesi 10:02Putin türü ‘önleyici vuruş’
03 Mart 2022 Perşembe 09:23Kadirov mankurtluğu
03 Mart 2022 Perşembe 09:22Farklı bir Mirac hassasiyeti
27 Şubat 2022 Pazar 00:59Putin’in aşk cinayeti
25 Şubat 2022 Cuma 07:37Rusya -Ukrayna vahşi yaşam
25 Şubat 2022 Cuma 00:36Bugün vicdanın günü olsun
22 Şubat 2022 Salı 23:06




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.