Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Ah şu Kürt çocukları


Ah şu canları ucuz Kürt çocukları...

Dağlara çıkarıldılar ve kafile kafile ölümün kucağına yollandılar.

Üzerlerine bombalar bağlandı ve sokaklara, okulların önüne, caddelere gönderildiler, ellerini bir düğmeye bastırıp kendi kendilerini parçalattılar.

Ah şu canları ucuz Kürt çocukları...

Ellerine molotofkokteyli tutuşturulup, sokaklara salındılar, sokaklarda ateşler içinde büyüdüler, eğitimden koparıldılar, kolay harcanacak kitleler haline getirildiler...

Ah şu Kürt çocukları...

Suça yöneltildiler, cezaevlerine sürüklendiler ve şimdi...

Ölüme yatırıldılar.

Açlık grevlerinde eriyor Kürt çocukları...

Niye?

Bakın, açlık grevinin gerekçelerinden birisi şu:

- Öcalan'a yönelik tecridin sona ermesi...

Güler misiniz ağlar mısınız?

"Kürtçülük" adına siyaset yapan, deyim yerindeyse mangalda kül bırakmayan siyasetçi, yazar, şu bu, bir tane Allah kulu çıkıp da, "Yahu çocuklar ne yapıyorsunuz, Öcalan yaşıyor siz ölüyorsunuz, canınızı koruyun" diye seslenmiyor.

Çocuklar ölecek ve Öcalan'ın tecridini kaldıracaklar...

Kandil'den bir ses var mı?

- Bırakın şu açlık grevini diye...

İmralı'ya gidip gelen kardeşler, "Çocuklar benim için ölmesin" diye bir mesaj getirmişler mi?

Çocuklar ölümün kıyısına gelsinler, belki iktidarın iradesi çözülür.

Açlık grevi olsun ki

Çocuklar dağda, onar, yirmişer, yüzer, iki yüzer sayılarla can versinler, belki iktidar Öcalan'ı ev hapsine çıkarır?
Ölü sevicilik denen şey bu işte.

Ama ölümler, gariban Kürt çocuklarından ise...

Açlık grevi olsun ki, dava ayakta kalsın.

Dağda çatışma olsun ki, siyaset güç kazansın.

Bunlar, gençlerin canı pahasına olan şeyler.

Ve bunlar, gençlerin, "Siz kahramansınız, Kürtler'in geleceğini siz yazacaksınız" söylemiyle uyutulduğu şeyler.
Siyasetçiler tıkır tıkır Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden maaşlarını alıyorlar.

Siyasetçilerin çocukları, büyük şehirlerde eğitimlerini sürdürüyorlar.

Doğu'nun Güneydoğu'nun ya da fakir fukaranın çocuklarının payına, molotofkokteyli ile otobüs yakmak veya elini kolunu parçalamak ya da canlı bomba olmak düşüyor.

Van bir yıl önce bir depremle yıkıldı.

Hükümet bir yıl içinde Van'ı yeniden inşa etti.

Ne dersiniz, ellerine molotofkokteyli tutuşturulan ya da canlı bomba haline getirilen Kürt çocukları görmeli mi, bu olayı? Kardeşlik denen şeyden haberleri olmalı mı? Yoksa kardeşlik denen şey, canlı bomba olmaya ya da açlık grevinde erimeye mani mi?

Açlık grevini BDP'liler durdursun

Çıksa da dese ya Doğu-Güneydoğu'da siyasetin aktörleri, "Bravo hükümete, Van'ın yarasını bir yılda sardı" dese ya...

Demez, çünkü açlık grevini kırmış olur.

Demez, çünkü çocukların sokak coşkusunu söndürmüş olur.

Alabildiğine öfke, alabildiğine kin enjekte edilmeli ki, sokaklar şenlensin.

Yazık, harcanan nesle yazık.

Sırrı Sakık'ın oğlu intihar etti. Yazık oldu. Sırrı Sakık evlat acısı ile yandı. "Elimden uçtu gitti çocuğum, o sahneyi unutamam" dedi.

Şu canlı bomba haline getirilen ve sokak ortasında intihara sürüklenen çocuklar da ana kuzusu, onlar da bir annenin-babanın elinden uçup gidiyorlar... Tek farkları, anne-babadan çoktan koparılmış olmaları... Gene de Sırrı Sakık'ın oğlu, kendi ailesinin yanındaydı, ya ötekiler? Onlar çoktan koparıldılar anne-babalarından...
Bilmem, belki de onun için kolayca gönderiliyorlar, ölümün kucağına.

Açlık grevi bir başka intihar biçimi. Yavaş yavaş, eriye eriye intihar... Kim tutacak onların elinden, nerede anne-babaları?

Söyleyin, ölmeleri mi faydalı Öcalan için, yaşamaları mı?

Ne kötü, ne kıyıcı, ne insanlık dışı bir soru değil mi?

Ama Kürt çocukları üzerinden böylesine kötü, kıyıcı ve insanlık dışı bir siyaset yapılmıyor mu?

Son söz: BDP'liler gitsin, açlık grevlerini sona erdirsin, bir insanlık hamlesi yapsınlar.

 

Ahmet TAŞGETİREN

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi