Gösteri yapacaklarsa bırakın yapsınlar
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı odaklı olayların yıldönümününe ilişkin hükümete çağrıda bulunarak, "Eğer gençler bir yerde gösteri yapacaklarsa bırakın yapsınlar" dedi.
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'u ziyaret etti.
Basına kapalı görüşme sonrası ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Türkiye Kamu-Sen'in yeni binasının hayırlı olması temennisinde bulundu.
Koncuk'un cumhurbaşkanlığı ile ilgili söylediği herşeyin altına imzasını atacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Sevgiden yana, barıştan yana, hoşgörüden yana, kamplaşmaya karşı, herkesi kucaklayan, geçmişi temiz, toplumun rahatlıkla 'bu benim cumhurbaşkanım olabilir' dediği bir aday elbette olmalı. Bütün özlemimiz de bunun üzerine inşa ediliyor" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Başkanla yaptığımız görüşmede, elbette ki size ifade ettiği görüşleri bize de aktardılar. Türkiye Kamu-Sen çok önemli bir memur sendikamız, onların görüşlerini almak bizim için çok önemliydi, cumhurbaşkanı adayını belirlerken bu çerçevede yola çıkmak, görüşlerini almak bizim için önemliydi kendilerine teşekkür ediyorum. Soma faciasına değindiler, şu ana kadar hiçbir siyasal sorumlu ortaya çıkmış değil Soma faciası dolayısıyla. 301 insanımız hayatını kaybetti, bir tek siyasi sorumlu ortada yok. Hiçbir vatandaşımızın bunu unutmasını istemiyorum. Geride yetimler var, eşler var, 'Size yardım yapacağız', yapacağınız yardımın hiçbirisi onların babasını geri getirmez, birisinin kalkıp cesaretle siyasi sorumluluğu alması gerek. Türkiye artık bu çıtayı aşmak zorundadır. '301 kişi öldü ne yapalım, onlara ev vereceğiz, bu işi de çözmüş olacağız.' İnsan hayatı bu kadar ucuz değildir, olmamalıdır. Her yurttaşın bunu düşünmesi gerekiyor. Bir siyasal sorumlu bekliyoruz ve şu ana kadar da gelmedi. Daha da önemlisi kendi vatandaşını tokatlayan bir başbakanın olduğu bir ülkede huzur olmaz. Başbakanın çıkıp o vatandaştan, Somalılardan ve bütün Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor. Kendi vatandaşını tokatlayan başbakan olur mu? En acılı gününde. Bunları kabul etmek mümkün değil."
Cumhurbaşkanlığı sürecinin çok önemli olduğunu ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmelerini devam ettireceğini de bildiren Kılıçdaroğlu, "Sonra elbette ki kendi kararımızı alacağımız görüşler ışığında vermeye çalışacağız. Olabildiğince herkesin görüşlerine uygun, sağlıklı, tutarlı bir politika izlemek istiyoruz" ifadesini kullandı.
-Gezi Parkı odaklı olayların 1. yılı
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı odaklı olayların yarın 1. yılı olduğu hatırlatılarak, "Hem vatandaşlara hem polise hem de hükümete yarın için bir çağrınız olacak mı?" sorusu üzerine, "Hükümetin insanları tahrik etmek için provokasyonlara başvuracağını bütün yurttaşlarımızın bilmesini isterim. En son taziyeye giden bir yurttaşımızın bir polis kurşunuyla öldüğünü, dün öğrendik. Bu çok önemli bir gelişmedir. Kendi vatandaşını öldürüyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bu işin birinci cephesi. İşin ikinci cephesi şu; eli silahlı, yüzü maskeli insanlardan kaçının, bunlar provakasyon yapıyorlar. Biz kendi ülkemizde, kendi insınmıza karşı yüzünü gizleyip, elinde tüfeklerle ya da başka öldürücü aletlerle gezen insanları istemiyoruz. Biz ülkemizde huzur istiyoruz, bu provokasyonlara karşı her yurttaşımızın dikkatli olmasını isterim. Hükümet yapıyor bu provokasyonları. Bu konuda hiç kimse hükümetin provakasyonlarına, oyunlarına gelmemeli. Herkesin dikkatli olması lazım. Hükümete çağrım da şu; gencecik çocuklarımızı tomayla, biber gazıyla, polis copuyla dövmeyin. Yazık günahtır. Bu çocukların tamamı bizim çocuklarımız. Ayrım yapmayalım. Eğer onlar bir yerde gösteri yapacaklarsa bırakın yapsınlar. Ne yapacaklar gösteride? Ellerinde kitap, ellerinde karanfil başka bir şey yok zaten bunların elinde. Anayasa'da özel hüküm var, 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri izin almadan yapılabilir' diye bir anayasal hüküm. Gösterisini yapsın ne olacak? Polise karanfil verecek, versin karanfilini. Bu suç değil ki. Bir yere 5 kişi, 10 kişi, 500 kişi gelecek, gelsinler bir araya bu suç değil ki. Şiddete başvururlarsa o ayrı şiddeti istemeyiz, kabul etmeyiz. Demokratik ülkelerde nasıl gösteriler yapılıyorsa onlar da kendi gösterilerini yaparlar. Yani Gezi eylemleri nedeniyle bir araya gelecekse gelsinler, ne olacak. Kıyamet kopmaz ki bu ülkede."
"Kafanızda bir isim ve tarih netleşmeye başladı mı?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Daha bitmedi bittikten sonra hem isim hem tarih konusunda sizin bütün meraklarınızı gidereceğiz" yanıtını verdi.
-İstanbul-Ankara uçağının rötar yapması
Dün İstanbul dönüşü sırasında THY seferindeki aksamaya ilişkin bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Özel bir değerlendirmem yok. Ama THY gibi bir markanın bu konuma düşmesini içime sindiremedim, doğrusunu söylemek gerekirse" dedi.
-İsmail Koncuk
Koncuk da ziyaretinden dolayı Kılıçdaroğlu'na teşekkür etti.
Türkiye Kamu-Sen'in 450 bin üyesiyle Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütlerinden birisi olduğunu dile getiren Koncuk, "Siyasi partilerin sivil toplum örgütleri ile yürümesi gerekiyor, bu anlayıştan bu hassasiyetten dolayı kendisine teşekkür ediyorum" dedi.
"Türkiye'de maalesef sendikacılık her geçen gün sarı sendikacılık anlayışına dönüşüyor, çalışanlar üzerinde ciddi tehditler oluşturularak sözde sendikacılık yapılmaya çalışılıyor" görüşünü savunan Koncuk, Soma'daki faciaya da dikkati çekti.
Koncuk, şunları söyledi:
"Türkiye'de çalışanlara vadedilen karanlık bir gelecek ve ölüm olmaktadır. Böyle bir ortamda Türkiye Kamu Sen'e göre, cumhurbaşkanlığı seçimi çok daha önemli hale gelmiştir. Çalışma hayatı tehlike altındadır. 2,5 milyon taşeron çalışan oluşmuştur. Bunlar son 11 yılda oluşmuştur. Bu ülkenin kaderi bu olmamalıdır, böyle bir ortamda cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak, bütün milletimizin kararını verirken, çalışma hayatını, adil olmayan gelir dağılımını, ülkemizin içinde bulunduğu kamplaşmaları değerlendirerek, bir cumhurbaşkanı seçmek farz haline gelmiştir. Biz Türkiye'de kamplaşma istemiyoruz, insanların etnik kökenlerine göre ayrıma tabii tutulmasını istemiyoruz, bütün insanların ideolijisi, inancı ne olursa olsun bu ülkeyi yönetenler tarafından kucaklanmasını istiyoruz, Türkiye'de yeniden bir sevgi ortamının oluşmasını istiyoruz, kim bu şartları sağlayacaksa cumhurbaşkanı olması kabulümüzdür. Türkiye Kamu-Sen olarak bu doğrultudaki kanaatlerimizi bütün siyasi partilerle paylaşacağız."
Kılıçdaroğlu'na, Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Genel Başkan Yardımcıları Erdoğan Toprak ve Aytun Çıray da eşlik etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.