Göçerler yeni doğan kuzuları şefkatle büyütüyor
Tunceli
Yaz aylarında hayvanlarıyla Munzur, Mercan, Zel, Sülbüs, Tağar ve Yılan dağlarındaki yaylalara çıkan göçerler, havaların soğumasıyla döndükleri kışlaklarda ise yaşamlarını köy evlerinde ya da ağaç ve brandadan hazırladıkları yapılarda sürdürüyor.
Yılın her döneminde hayvanlarının ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan göçerler, çetin geçen kış aylarında da havaların daha sıcak ve kar yağışının az olduğu Pertek ve Çemişgezek ilçelerindeki köylerde konaklamayı tercih ediyor.
Göçerler, yılın ilk üç ayında gerçekleşen kuzu doğumları sebebiyle de şu sıralar ağıllarda zorlu mesai yapıyor.
Doğum sırasında koyunların yanında olan ve geceleri ağıllarda nöbet tutan göçerler, hayvanlarına bir veteriner gibi yardımcı oluyor. Böylece kuzuların sağlıklı doğmasını sağlayan göçerler, bazen de yaklaşık 50 koyunun aynı anda doğum yapması nedeniyle gece geç saatlere kadar uyumuyor.
Doğum sonrası kuzuları soğuktan korumak için örtülere saran ve ağız sütü vererek kuzuların bağışıklık kazanmasını sağlayan yetiştiriciler, sütle beslenmelerini sağladıkları kuzuları günde iki kez anneleriyle buluşturuyor.
Kuzuların şefkatle bakımını sağlayan göçerler, yeteri kadar beslenemeyen bazılarını da farklı koyunlara emzirterek hayatta tutmaya çalışıyor.
Mayıs başında sütten kesilecek kuzular, su içme ve ot yeme alışkanlığı kazandıktan sonra yemyeşil yaylalarda otlatılacak.
Göçerlerden Hayri Acim, AA muhabirine, Pertek ilçesine bağlı Çakırbahçe köyünde yaşadığını ve 25 yıldır hayvancılıkla uğraştığını söyledi.
Koyunların kuzulamaya başlamasıyla mesailerinin arttığını belirten Acim, yaz aylarında çıktıkları yaylalarda 5 ay kaldıktan sonra köylerine döndüklerini dile getirdi.
"Kuzuların sağlıklı doğması için günde 2-3 saat uyuyabiliyoruz"
Koyunlarının son bir aydır peş peşe doğum yaptığını anlatan Acim, "Kuzuların sağlıklı doğması için günde 2-3 saat uyuyabiliyoruz. İki saatte bir ağıla gidip doğumu yaklaşan hayvanları kontrol ediyoruz. İkiz doğan kuzuları sağlıklı beslensinler diye ayırıyoruz. Kuzu sayısı fazla olunca tanımak için bazılarını boyayla numaralandırıyoruz." dedi.
Acim, hayvancılığın zor yanlarının yanı sıra keyifli taraflarının da olduğunu dile getirerek, "Sürüde ilk doğan kuzuları birkaç gün annelerine emzirdikten sonra serbest bırakıyoruz. Ardından yeni doğan diğer kuzuları annelerine emzirmeye başlıyoruz ve bir çocuğa bakar gibi hayvanlara emek veriyoruz." ifadelerini kullandı.
Göçer Günay Acim ise koyunlarının ocak, şubat ve mart ayı aralığında doğum yapmaya başladığını belirtti.
Bu dönemlerde sürekli koyunların içerisinde nöbet tuttuklarını aktaran Acim, "Gecesi gündüzü olmayan bir meslek. Yaklaşık 30 senedir bu mesleği yapıyorum. Biz de geçimimizi koyunculuktan kazanıyoruz. Çilesi çok ama bu işi yapmaktan dolayı mutlu oluyoruz ve biz hayvanı doğurttuğumuz zaman o hayvanı annesine emdiriyoruz. Öyle zaman oluyor ki kuzu emmiyor ve emmediği zaman da biz sanki yemeden içmeden kesiliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.