Geçmişte yapılan düzenlemeler ve sistem değişiklikleri..
"...Medeniyet olarak, İslam ülkeleri, düşüş dönemine girdi gireli, yeni bir atılımı dört başı mamur düşünüp ele almayı bir türlü gerçekleştiremiyor. Hemen kolay tarafından, kestirmeden ve kısa dönemde varılmak isteniyor sonuca ve başarıya.
Cephelerde yenilen atalarımız, kabahati askeri düzende buldu. Orduda düzenleme yapılırsa, savaşlarda başarıya ulaşacaklarını sandılar. Yeniçeri ocağını yıktılar, nizam-ı cedidi getirmek istediler. Sonuç hüsranla bitti.
Bu kez, suç idari düzenlemede bulundu. Tanzimat dönemine girdik. Netice değişmedi.
Bu sefer suç, rejimde bulundu. Meşrutiyet ilan edildi. Birinci kere ilan edildi, olmadı. İkinci kere sözde daha temelden ilan edildi, hiç olmadı. Devlet yıkıldı. Toplum sarsıldı.
Sonra umutlar cumhuriyet rejimine bağlandı. Meşrutiyet, sonuna kadar gidilmemiş bir rejim değişikliği gibi görüldü. Fakat ilk heyecanlar çabuk söndü. Ülke yine bir değişiklik bekler oldu.
İkinci Dünya Savaşının bitmesiyle bizde yeni umut, demokrasi, yani çok partililik oldu. Böylece yine umut, rejim dolayında aranıyordu. O da 1960’da bir ihtilalle umut olma niteliğini yitirdi.
Sonra, çare ekonomide dendi, olmadı. Kimileri anarşiye, kimileri teröre girişti. Kimileri de bu kez sosyalizm ve komünizme gönül bağladı.
Kimsenin düşünmediği nokta, bir toplumun hayatının tek boyuta, tek unsura, tek faktöre bağlanamayacağı noktasıdır.
Bir toplum, hem askeri bakımdan hem idari yönden, hem toplumsal düzeni açısından, hem rejimi itibariyle, hem ekonomisi çerçevesinde, hem kültür ve sanat alanında, hem ruh, inanç ve ahlak planında, kısacası bütün boyutlarda, bütün alanlarda güçlü, yeni ve sağlam olmak için bütüncül bir idealin sahibi olmak ve bu ideali gerçekleştirmek üzere makro plan ve programlar yapmak, bunları da en dolaylı noktalara kadar detaylandırmak zorundadır."
Sezai Karakoç / Gün Saati
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.