Festival Kenti Olmak...

 
17.Altın Koza geride kaldı.
? Bu organizasyon başarılı mı-değil mi? ?tartışmasına girmeyeceğim.
Ben, 8 kez Altın Koza Festivali projesi hazırlayıp koordinasyonunu üstlendim. Bu sebeple eleştiri yapmam şık olmaz. Bu yazıyla amacım, ? Altın Koza?nın vizyonu ne olmalıdır? Adana?nın eksikleri nelerdir? ? sorularına katkı getirmektir. Amacı bağcı dövmek değil üzüm yemek olanlara yardımcı olmaya çalışmaktır:
 
Altın Koza ?Altın Portakal
Altın Koza Film Festivali, Adana Belediyesi, Sinematek ve Film Arşivi işbirliğinde, Sapmaz ailesi desteğinde 1969? da başladı. Dönemin Belediye Başkanı CHP?li Erdoğan Özlüşen?di.
Altın Koza bu yıl (2010) 41.yaşını doldurdu. Ne var ki, 41 yılda sadece 17 kez yapılabildi...
................
 
Altın Film Portakal Festivali, Antalya Belediyesi tarafından 1964 yılında başlatıldı, başkan Dr.Avni Tolunay?dı. Altın Portakal bu yıl 46 yaşını dolduruyor, uzun dönemli erteleme yaşamadı...
Adana Altın Koza ile Altın Portakal arasındaki en önemli ayrıcalıklardan biri işte budur; Antalya, iki eli kanda bile olsa, festivalini yapmış...
Bir başka önemli fark, Antalya?nın bir Festival Sarayı / Kültür Merkezi?ne sahiptir ve hemen yakınındaki Kongre Merkezi *Cam Piramit?i etkinliklerinde kullanabiliyor...Bir başka ayrıcalık, Antalya?nın turizm potansiyelini kullanabiliyor olmasının getirdiği dünya kenti konumudur; herkes ve elbette medya ve sinema dünyası mensupları da, kentin bu çekiciliğinden dolayı Antalya?ya davet edilmek ve gitmek isterler; bu da Festival?in bilinirliğini artırmada önemli işlev görmektedir. (Adana?nın da turizm potansiyeli vardır, ne var ki gereği gibi değerlendirilmiyor!)
..................
 
Altın Portakal Festivali ile Altın Koza arasındaki içerik farkı sadece bir kalemdir: Altın Portakal?ın Dünya Sineması Uzun Film Yarışması?dır. Yani, Altın Portakal?da ne varsa, Altın Koza?da da bir eksiğiyle mevcut. Hangi bakımdan, sinema sanatı kaynaklı bir film festivali olarak...
Bu hususun altını çizdim çünkü Adana?da bu sorun yaşanıyor:
Kamuoyu, ? karnaval mı film festivali mi ? istediğinin ayırdında değil henüz: Popüler kültürün şartlanmasıyla hareket edilmesini isteyenlerle- sinema sanatının evrensel boyutunu dikkate alanlar arasında yıllardır bu polemik yaşanıyor.
Bu polemiğin tarafları arasında içtenlikli olanların yanı sıra, hesapçı unsurlar da vardır...Onlardan bazıları, Altın Koza ekranında görünmek isteyenlerdir. Bir kısmı da, festival bütçesinden bol kazanç (!) hesabı yapanlardır. ( Konumuz, festival rantı kovalayanları ve bu ranttan yararlananları tartışmak değildir. Bu tartışmayı kamuoyu odakları yapar...)
Demek oluyor ki, Adana, kısa süre içinde karnaval mı-film festivali mi tartışmasını sonlandırmalı, boş çekişme ve eleştirilerle enerjisini ve parasını harcamayı bırakmalıdır.
Hatırlatıyorum: Bir kent tanınmak istiyorsa, turizm potansiyelini harekete geçirme ihtiyacındaysa, tercihini bir film festivalinden yana yapmalıdır; müzik, destek unsur olarak algılanmalıdır; çağımızın evrensel gerçeği böyledir...
Ve en önemlisi: Adana, Festival Sarayı işlevi görecek KÜLTÜR MERKEZİ?ni yapmaya yarın değil, hemen koyulmalıdır! Bu yapılmadığı sürece, emektar Belediye Şehir Tiyatrosu Salonu kapasitesine sıkışan bir Film Festivali olmaya mahkumuz.
 
İmkan var, harekete geçilmeli!
Festival Sarayı için Büyükşehir Belediyesi?nin elinde uygun arazi imkan var; ASKİ Şantiyesi?nin bulunduğu alana  (Zilli Dede Mevkii) Kültür Merkezi, Açık Hava Tiyatrosu, Kent Meydanı ve otopark yapılabilir; isteniyorsa, meydanın yanına bir de çok yıldızlı otel projelendirilir... Hükümet, oluşturulacak böyle bir projeye uzun vadeli  kredi temininde yardımcı olabilir. ..Bunun için başta AKP?liler olmak üzere Adana milletvekilleri hareket geçmelidir.
Haydi Adanalıler el ele verelim,. Kentimizin bu önemli açığını elbirliğiyle kapatalım...
...........................................................
Cam Piramit: Bu yapı, kare şeklinde bir salondur. Bodrum katında idari birimler sahne arkasında kulis imkanları barındıran bir tesistir. Adana Fuar Merkezi?nin bu yerden farkı ; dikdörtgen biçimi, daha geniş kapasiteli salonu ile demonte oturma gruplarına ve sert akustiği ortadan kaldıracak düzenlemelere sahip bulunmamasından ibarettir. Bu düzenlemeler yapılırsa, orada sosyal kültürel etkinlikler düzenlenmesi kolaylaşacaktır.
...........................................................
 
 
Fevzi Acevit
(Ekspres Gazetesi 29.09.2010 Köşe Yazısı)
Adana Kent Konseyi Genel Sekreteri