Ey İncirlik'in pençesindeki Adana

Ey İncirlik'in pençesindeki Adana
Kur'a Şiirleri - 9 / Ey İncirlik'in pençesindeki Adana’Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği akrabalık bağlarını koparanlar ve yeryüzünde fesat...

‘Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği akrabalık bağlarını koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun en kötüsü cehennem de onlaradır.’ Ra'd Suresi, Ayet: 25.

adana-baraji.jpg

Sağ ayağım toprağına basar basmaz 

Hemen tanıdın sevgili Adana yıllar sonra 

Bir mavi parçayım ben 

Uğradığın en büyük hayal kırıklığından 

Toprağındadır 

Ana sütüyle yıkanmış çocukluğum 

Ana teriyle yoğrulmuş gençliğim 

Ve ana gözyaşlarıyla 

Seyhan’ın kıyılarında baba bakışı rüzgar altı 

Coşkuları ruhu kanatlandırır 

O ılık o kadim rüzgar

Az kitap sayfası çevirmedi 

Kalemimin altında az defter sayfası 

Uykusuz acılı gecelerde 

Geldi kanlı bakışım sana 

Kısılmış sesim 

Ama kalmaya değil 

Darılma sakın arsız deme 

Kederimle bırak beni 



Oğlum dedin bana hep 

Ey İncirlik’in pençesindeki Adana 

Ekmek verdin su verdin 

Sırtımı sıvazladın Ramazanlarda 

Saçımı okşadın Kur’an okurken ve namazlarda 

Bile bile şair olacağımı 

Niyet ettim Allah rızası için devrim yapaya

Fransızlar Ermenileri de alıp gitti ama 

Büyük bozgundur başımızdaki 

Yıllarca Akif’le feryat ettim 

Düş kurdum Yahya Kemal’le 

Ve Necip Fazıl’la çile çektim 

Diriliş dersleri aldım Sezai Karakoç’tan 

Baharı karşılamayı öğrendim kelimelerle 

Yola çıkarmayı bir halkı 

Sadaka taşları dikmeye hayata 

Kuş evleri yapmaya 

Milyonlarca rahle bilgi çeşmesi 



Atalarımın mezarları var toprağında 

Kimini ellerimle verdim sonsuzluğa 

Benim için meçhul mezarlar da var 

Söylemez Fakı dedeminki mesela aramaya geldim 

Babam yirmi sekiz ocak iki bin yediden beri 

Kabasakal Mezarlığı’nda gül ağaçları altında

Gönül dağımın güney yamacında 

En mahcup tebessümü çiçeklenecek en sevecen bakışı 

Ben toprağını sulayınca 

Son dersini ölümünle verdin 

Ey Hadimü’l Kuran Ziya Hoca 

Biz vefasız öğrencilerine 

Eyup Sultan’dan selam getirdim sana 

Fatih Sultan Mehmet ve Hüdayi’den 

Başucunda Yasin okuyacağım 

Ayak ucunda Fatiha 

Gülleri söküldü mü acaba 

Sarmaşıklar mı dikildi yerine

Toroslara çıkacağım dedemden kalma topraklara 

Mustafa Çavuş’un tarlalarında ne arayacağım ne bulacağım 

Bağdan sepet sepet üzüm ve murt vereceksin avuç avuç 

Filikli’de İncirli Bahçe’de 

Kara dut ağacının tepesinde tek ayak duran o leylek 

Bekliyor mu beni hala 

Yuvasına sahip çıkan her yıl göçse de 

Göçerlerden bir o mu kaldı 



Göçe isyan edenlerden değilim ben 

O leylekten öğrendim sıla-i rahimi 

Allah’ın kanunlarına boynum incedir 

O leylek kadar olamıyorsam 

Bu darbeler yüzündendir

Perişanlığımız paşalardandır ağalardandır 

Sahip çıkamadım topraklarımıza utancım oldu 

Adana bir süre daha esirsin kızma bana 

Utancımla bırak beni



Mustafa Yürekli - İstanbul, 2010

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.