Erdoğan'ın 3 büyük hayali gerçekleşiyor

Erdoğan'ın 3 büyük hayali gerçekleşiyor
Başbakan Erdoğan, İstanbul'a belediye başkanı olduğunda hayallerinin bulunduğunu söyleyerek, "Şimdi bu hayalleri tek tek gerçekleştirmenin mutluluğunu...


Başbakan Erdoğan, İstanbul'a belediye başkanı olduğunda hayallerinin bulunduğunu söyleyerek, "Şimdi bu hayalleri tek tek gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum" dedi.

Başbakan Erdoğan, İstanbul'a belediye başkanı olduğunda hayallerinin bulunduğunu söyleyerek, "Şimdi bu hayalleri tek tek gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB Bakanlığı'nın "81 İl, 81 Proje" adlı AB Projeleri Festivali ve AB eğitim programları çerçevesinde 200 öğrencinin Avrupa'ya uğurlanması dolayısıyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen törende konuştu.

Başbakan Erdoğan, konuşması öncesinde, katılımcılara izletilen videoda yer alan Muş Alpaslan Üniversitesi öğrencisinin "Dünyanın sadece Muş'tan ibaret olduğunu sanıyordum ama şimdi Erasmus'la dünyanın ne kadar küçük bir köy olduğunu görüyorum" şeklindeki sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Vaka bu... Okuyan, gezen meselesi. Bizler de dünyayı gezdikçe, gördükçe, çok daha farklı şekilde olayları yorumlamaya başladık" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Ulusal Ajans hakkında şunları söyledi:

"Dile kolay. Kurulduğundan bu yana, 10 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen, Ulusal Ajans aracılığıyla 21 bin 93 projeye 1 milyar 200 milyon liranın üzerinde kaynak aktarıldı. AB fonları sadece Ulusal Ajans aracılığıyla dağıtılmıyor. Bakınız; 2007-2013 döneminde, AB tarafından aday ülkelere sağlanan mali desteğin toplamı, küsuratını söylemiyorum, 10 milyar avrodur. Ülkemiz bu dönemin sonunda, aday ülkelerin tamamına sağlanan mali yardımın yüzde 48'ini almıştır. Yani 2007-2013 döneminde ülkemize, AB'den 5 milyar avro tahsis edilmiştir. Sadece AB fonlarıyla 35 şehrimizde katı atık depolama tesisi hayata geçirildi. Hatta Ankara-İstanbul hızlı tren hattının Köseköy-Gebze kesimine, AB fonlarından 125 milyon avro kaynak aktarıldı. Bu hattın çok büyük bölümü, bu kaynakla yapıldı. Sadece İstanbul'da bu fonlar aracılığıyla gerçekleşen projelerin tutarı, 200 milyon avroyu buluyor. Öte yandan Ulusal Ajans'a döndüğümüzde, ajansın programlarından toplam 300 bin vatandaşımız faydalanma imkanı buldu. Avrupa ülkelerinden de yaklaşık 130 bin kişi bu sayede ülkemize geldi. Tüm bu gelenlerin, ülkemizi görenler tanıyanların, adeta birer misyon şefi olarak kendi ülkelerine dönmesini sağlıyoruz. Sadece bu yıl yine 2013 yılı içinde Ulusal Ajans programlarıyla Avrupa ülkelerine gönderdiğimiz vatandaşlarımızın sayısı 70 bin. Bu ilgi sayesinde Türkiye Ulusal Ajansı, bütçe büyüklüğü bakımından 33 ülke arasında, Almanya ve Fransa'nın ardından üçüncü sıraya ulaştı. Hepsi bir tarafa bu programlar sayesinde, yurt dışına giden her bir kardeşim, Türkiye'nin bir büyükelçisi gibi, ülkemizi oralarda temsil etti, yeni dostluklar kurdu. Kültürlerimiz arasında yeni köprüler inşa ettiler."

29 EKİM?DE MARMARAY?I AÇIYORUZ

Erdoğan, bugün aslında dünyanın ivedilikle ihtiyaç duyduğu diyalog ve barış ikliminin yakalanmasında da bu çabaların çok ciddi katkıları olduğunu düşündüğünü vurgulayarak, "Bir insanın dünyasını değiştirebilirsek, hayallerini gerçeğe dönüştürebilirsek inanın işte o zaman tüm Türkiye değişir, tüm Türkiye'nin hayalleri gerçeğe dönüşür" dedi.

İnsanın azmetmesi, hayallerinin peşinden kararlılıkla koşması, girişimde bulunması halinde hayallerini gerçeğe dönüştürebileceğine ve bütün hedeflerine ulaşacağına inandığını ifade eden Erdoğan, "Ben bugün burada hayallerinin peşinden koşup, onları gerçekleştirmenin yollarını arayan kardeşlerimi özellikle tebrik ediyor, takdir ediyorum. Ben de bu hayalleri kuranlardan birisiyim. İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman, hayallerim vardı. Şimdi bu hayalleri tek tek gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bunların en önemlilerinden bir tanesi Marmaray'ı gerçekleştiremediler ama biz 'Gerçekleştireceğiz" dedik ve inşallah 29 Ekim'de Marmaray'ı açıyoruz" ifadelerini kullandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Marmaray projesinin yüzyıllardır konuşulduğunu hatırlatarak, "Ecdadımız konuşmuş bu projeyi... Ama gelenlerin hiçbirisi bunu gerçekleştirememiş. Bizi yargı engellememiş olmasaydı, biz 4 yıl evvel bunu açıyorduk" diye konuştu.

İSTANBULLA İLGİLİ AŞKI: 3. BOĞAZ KÖPRÜSÜ

Başbakan Erdoğan, AB Bakanlığının "81 İl, 81 Proje" adlı AB Projeleri Festivali ve AB eğitim programları çerçevesinde 200 öğrencinin Avrupa'ya uğurlanması dolayısıyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen törende konuştu.

Boğazın altından, otomobil geçişi olan çift tüplü bir geçit daha yapacaklarını aktaran Erdoğan, "2015'te onu açacağız, şu anda inşaat yürüyor" diye konuştu.

Erdoğan, İstanbul ile ilgili bir aşkının daha bulunduğunu, onun da Boğaza üçüncü köprü kurmak olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Şimdi üçüncü köprünün temelini atmaya hazırlanıyoruz. Çalışmalar devam ediyor. 29 Mayıs'ta üçüncü köprünün temelini atıyoruz. Ancak yine bitmedi. Bu salon şahit, yine ne dedik? '100 milyon/yıl kapasiteli dünyanın belki de bir numarası olacak havalimanını yapacağız' demiştik. Herkes bize gülüyordu, o medyada gülüyordu. İşte, buyurun... Biz para da vermiyoruz, üstelik para alıyoruz ve şu anda KDV'siyle beraber buranın bize sağlayacağı 25 yıldaki getirisi yaklaşık 30 milyar avro. Bu kira bedeli. Yapacakları yatırımın bedeli ne? 10 milyar avro da yatırımın bedeli var."

KANAL İSTANBUL

Başbakan Erdoğan, Kanal İstanbul projesine de değinerek, bazı dostlarının bile "Sayın Başbakanım bunu nereden yapacaksınız, bu nasıl olacak" dediğini aktardı.

Şu ana kadar birçok "yapılmaz" denileni nasıl yaptılarsa bunu da öyle yapacaklarını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şu anda talepler gelmeye başladı. Kanal İstanbul'u da yapacağız, hem de 42 kilometre uzunluğunda inşallah 500 metre civarında eniyle. Şimdiden çok fazla da teferruata girmiyorum. Çünkü ihalenin öncesinde ve sonrasında çok güzel bir animasyonla bunu tanıtacağız. O zaman inanıyorum ki tüm milletim, 76 milyon böyle bir kanala sahip olacağımız için ayrı bir mutluluğu yaşayacak. Dünyada çok daha farklı bir gururla yürüyecekler. Artık Panama Kanalı varsa, Süveyş varsa hepsinin ötesinde Kanal İstanbul var diye yürüyecekler. Bu millet yapar mı yapar."

Erdoğan, 100 milyon/yıl kapasiteli havalimanını yabancıların değil, 5 Türk firmasının yaptığını dile getirerek, "Nerelerden nereye geldi. Artık Atatürk Havalimanı, Sabiha Gökçen bunlar İstanbul'a cevap vermiyor. Onun için bu bu ihtiyaç bizi buralara getirdi, bunu hallettik. Tabii hepsinden öte çok önemli bir adım daha var; o da Yaslıada'yı, Sivriada'yı her şey hazır, inşallah demokrasi ve özgürlükler adasına dönüştürüyoruz. Orada demokrasi aşığı bir Başbakanın ve iki bakan arkadaşının idam kararı veriliyor. Böyle bir mekanı müze haline getireceğiz. Orada oteller, çeşitli villalar vesaire alışveriş yerleri... Sivriada'da da bin 500 kişilik bir kongre merkezi yapmak suretiyle bu toplantıları buna benzer toplantıları, sempozyumlar vesaireler varsa orada bu toplantıları yapabilecek şekilde denizin, Marmara'nın ortasında iki adada böyle bir sembol kongre merkezini inşallah inşa edeceğiz. Onun da bütün proje hazırlıkları tamam, ihalesi yakında" diye konuştu.

GALATAPORT'U DA YAPACAĞIZ

Başbakan Erdoğan, Galataport ihalesine de değinerek, "Galataport'u engellediler. Engelledikleri için yapamadık,bugüne sarktı. Ancak şimdi onu da yapacağız" dedi.

Yapacakları çok şey olduğunu anlatan Erdoğan, İstanbul'un her şeye layık olduğunu söyledi.

Erdoğan, işin başında İstanbul aşığı bir ekibin olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunları başaracağız. Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştıracak olan fotoğraf aslında bu. Ülkemizi önce 2023 ardından 2053 hedeflerine, hatta 2071 hedeflerine taşıyacak olan o azim ve kararlılık işte budur. Buradaki gençliği, ben 2053 yılının Türkiye'sinin mimarları olarak görüyorum. Biz belki göremeyeceğiz büyük ihtimalle ama buradaki gençlik inşallah ben inanıyorum ki bunu görecek. Ben inanıyorum ki bugün 40 yaşındaki genç o zaman 60 yaşında inşallah bu ülkenin mimarı olan insanlar olacak."

Antalya'da yaşayan 92 yaşındaki Fatma Cenan Yaşargil'in Ulusal Ajans projesinde yer alarak reçel ve turşu yapımını öğretmek üzere iki defa Avrupa'ya gittiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Niye güldünüz? Demek ki oluyor. Hatta şu anda da İtalya'da bu faaliyetini sürdürdüğü bilgisini aldım. Düşünün bunu yapan 92 yaşında bir teyzemiz. Bu milletin annesi her şeyi yapar. Bu milletin anası, Çanakkale'yi fethedenleri doğurdu. Keza Bingöl'den Ahmet Katkısız kardeşimiz 27 yaşında. 1 Mayıs 2003'te Bingöl'de deprem oluyor. İl Halk Kütüphanesi depremden zarar görüyor. Ahmet kardeşimiz bu duruma kayıtsız kalmıyor. Neler yapabileceğini araştırırken Ulusal Ajans aracılığıyla bir fon buluyor. Proje yapıyor, başvuruyor ve projesi kabul ediliyor. Ahmet kardeşimin bu projesi aynı zamanda Bingöl'deki ilk Ulusal Ajans gençlik projesi. Ahmet kardeşimiz bu projeyle ilk defa yurt dışına İspanya'ya gidiyor. Talihi o andan itibaren değişiyor. Hatta bir süre sonra proje eğitmeni unvanını elde ediyor. Yeni yapılacak projelere rehberlik yapmaya başlıyor. 30'un üzerinde ülkede eğitimlere toplantılara katılıyor. GAP İdaresinde Türkiye'nin en büyük gençlik festivali olan GAP Genç Festivali genel koordinatörlüğünü 3 yıl boyunca sürdürüyor. En son damadı olduğum Siirt'te... Egemen (Bağış), orada bir torpil yapmadın değil mi? Kendisi de Siirtli de onun için söylüyorum. Siirt de 1500 kişiyi festival kapsamında misafir ediyor. Şu anda GAP İdaresinde proje ve fon geliştirme koordinatörü olarak çalışıyor ve 'İnsan Yaşamına Dokunmak' ismiyle de bir kitabı bulunuyor."

Erdoğan, Muş'tan Salih Yüce'nin de liseyi bitirdikten sonra yumuşak doku kanserine yakalandığını, ancak hayata küsmediğini söyledi.

Yüce'nin 1999-2002 yıllarında kemoterapi ve radyoterapi tedavisi gördüğünü anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"2004 yılına kadar sık aralıklarla kontrol altında tutuluyor. 2004'te Ulusal Ajans Gençlik Programlarıyla tanışarak Avrupa Birliği projeleri konusunda profesyonel deneyim elde etmeye başlıyor. 2005'te ilk yurt dışı deneyimini yaşıyor. Bu programla birlikte hayatı değişen Salih kardeşimiz 2006 yılında Genç Birikim Derneği'ni kurarak gençlerle kanseri anlatmaya ve toplumu bilinçlendirmeye çalışıyor. Muş'tan her yıl ortalama 100 gencin Avrupa'ya gitmesine öncülük ediyor. Ulusal Ajans aracılığıyla Avrupa'da da ilk kez kanser alanında proje gerçekleştiren bu kardeşimiz mobil tarama aracının temini gibi önemli projeler yürütüyor. Bu çalışmaları nedeniyle kendisine 2011 yılında Sağlık Bakanlığımız tarafından da ödül veriliyor. 2011 yılında AB Komisyonu tarafından Avrupa Kanser Haftasında kansere karşı sivil toplumun önemi konulu konuşma yapmak üzere Brüksel'e davet ediliyor. Bu gönüllülük çalışmalarına da halen devam ediyor. Kendisini kutluyorum, tebrik ediyorum işte olay budur. Ufkunu vizyonunu geliştirmek, farklı kültürle iletişime geçmek, medeniyetler arasında köprüler kurmak budur."

Erdoğan, bu ve bunun gibi daha nice hikayenin, Türkiye'nin ve Avrupa'nın geleceğine, dünyanın ve insanlığın gelecekten duyduğu ümit bahçesine atılmış birer tohum olduğuna işaret ederek, bu tohumların büyüyerek bir barış ve kardeşlik çınarına dönüşmesinin samimi dilekleri olduğunu ifade etti.

(AA), Bugün

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.