'Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı Türkiye düşmanlığına dönüşmüş durumda'
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı, Türkiye düşmanlığına dönüşmüş durumda. Bunun için her türlü işbirliğine girebiliyorlar" dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çözüm Süreci'ne her türlü kötülüğü yapanların, sürecin düşmanı olan bir yapıyla kol kola girmiş durumda olduklarını belirterek, "Bu bir ihanet işbirliği. 'Türkiye'ye nasıl zarar verebiliriz' diye düşünmeye başladığınızda yılanla aynı çuvala girebiliyorsunuz, şeytana da ruhunuzu satabiliyorsunuz. Bunu önce Erdoğan karşıtlığı, AK Parti düşmanlığı gibi bir kampanya var, algı operasyonu var. Şimdi Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı Türkiye düşmanlığına dönüşmüş durumda. Bunun için her türlü işbirliğine girebiliyorlar" dedi.
TVNET'deki canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akdoğan, tüm terör saldırılarının Türkiye'deki huzuru, istikrarı, kardeşliği, demokrasiyi ve sandığı hedef aldığını bildirdi.
Yalçın Akdoğan, terörün, siyaseti baskılamak için bir enstrüman olarak kullanıldığını ifade ederek, bu durumun AK Parti iktidarında zayıflatıldığını söyledi.
Suriye'nin bataklığa dönüşmesi ve bölgeyi zehirlemeye başlamasının Türkiye'deki terör olaylarını tekrar ortaya çıkardığını kaydeden Akdoğan, çevrede yaşanan tüm olumsuzlukları halka en az şekilde hissettirmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, bölgede yaşanan tüm olumsuzluklara karşın Türkiye'nin büyüdüğünü ve istikrarını korumaya devam ettiğini, bu durumdan rahatsız olan bazı çevrelerin olduğunu dile getirdi.
Türkiye'yi yeni bir eksene oturtmak isteyen karanlık odakların AK Parti'den kurtulmayı kendilerine hedef koyduklarını vurgulayan Yalçın Akdoğan, şöyle konuştu:
"İç siyaseti, dış siyaseti dizayn etmek için kullanılan bir enstrüman olmaktan terörü çıkarmamız lazım. Bu konuda da epey mesafe almıştık ama şu anda çok terör örgütü eş zamanlı olarak Türkiye saldırıyor. PKK, MLKP'yi de DHKP-C'yi de kullanıyor, bunları kamplarında eğitiyor. Örgütler arasında farklı angajmanlar da gelişebiliyor. Bir kişiyi bir örgütün üyesi sanıyorsunuz, başka bir örgüt adına çalışıp, hedef saptırıyor. Bütün bunlar bir paravan. Bütün bu örgütler, daha başka bir üst akıla hizmet ediyor, başka bir amaca hizmet ediyor."
"Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı Türkiye düşmanlığına dönüştü"
Akdoğan, Suriye'de birbiriyle savaşan örgütlerin başka bir bölgede 3'üncü bir kişiye karşı birleşebildiğini, "düşmanımın düşmanı, dostumdur" mantığıyla hareket edilebildiğini ifade etti.
Bu örneğin Türkiye'de görüldüğüne işaret eden Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Çözüm Süreci'ne her türlü kötülüğü yapanlar, sürecin düşmanı olan bir yapıyla kol kola girmiş durumdalar. Bu bir ihanet işbirliği. 'Türkiye'ye nasıl zarar verebiliriz' diye düşünmeye başladığınızda yılanla aynı çuvala girebiliyorsunuz, şeytana da ruhunuzu satabiliyorsunuz. Bunu önce Erdoğan karşıtlığı, AK Parti düşmanlığı gibi bir kampanya var, algı operasyonu var. Şimdi Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı Türkiye düşmanlığına dönüşmüş durumda. Bunun için her türlü işbirliğine girebiliyorlar" diye konuştu.
"Ortaya koyduğu bir politika yok"
"Ankara'daki terör saldırısından sonra siyasi partilerin tavrını nasıl buluyorsunuz?" sorusuna Akdoğan, terörle mücadelede başarılı olabilmek için tüm parti ve kurumların ortak bir duruş sergilenmesi gerektiği yanıtını verdi.
Yalçın Akdoğan, muhalefet partilerinin terör üzerinden birçok yorum getirdiğini, ancak ortaya net bir şey çıkaramadıklarını belirterek, "MHP sürekli terör üzerinden konuşuyor, ortada bir projesi yok. Böyle baktığımızda, yani sürekli bunun istismarını yapıyorsun, ortaya koyduğu bir politika yok. Gün, acıyı paylaşma, birlik olma, hep birlikte bunu kınama, meselenin soruşturulması günüdür" şeklinde konuştu.
Bu tür acı günlerinde suçlayıcı ifadelerden kaçınılması gerektiğini vurgulayan Akdoğan, "Olay olduğu an gidip orada 'Devlet katildir, halkımızı öldürüyor.' Sanki ayrı bir halk var Türkiye'de, bu halkın sahibi de bunlar, devlet de bunları öldürüyor. Bu kadar sorumsuz bir dil olabilir mi?" ifadesini kullandı.
HDP'nin aynı tavrı Diyarbakır saldırısında da yaptığına işaret eden Başbakan Yardımcısı Akdoğan, bu olayın siyasi olarak HDP'nin işine yaradığını ve amaçlarının AK Parti'yi baraj altında bırakmak olduğunu aktardı.
Yalçın Akdoğan, bu eylemlerin siyasi bir amaca hizmet ettiğini kaydederek, "HDP daha önce üretmek istediği imajdan farklı bir yere düştü. Çünkü şu an tamamen Kandil'in kumandası altında, esareti altında ve kendilerinin de kıvrandığını tahmin ediyorum. Çünkü daha önce bir imaj vardı, şimdi bambaşka bir yerde. Böyle bir dil demokratik siyasette kabul edilebilir bir yaklaşım değildi. Sen kendi devletini suçluyorsun" dedi.
"Devlet operasyonlarla oyunu bozdu"
Örgütün son dönemde yeni bir proje uygulamaya çalıştığını anlatan Akdoğan, "Seçimden sonra örgüt 'eylemsizliği bitirdiğini' açıkladı. Arkasından 'devrimci halk savaşı ilan ediyorum' dedi ve uyuyan polislerimizi şehit ederek, terör saldırılarına başladı. Burada buna karşılık bir sonuç olarak devlet de operasyonlara başladı. Devlet o operasyonlara başlamasaydı, Türkiye'de bir kaos bekliyorlardı. 'Türkiye artık yönetilemiyor, otorite boşluğu var, bir kaos var', buradan başka bir yere varmaya çalışacaktı" ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, devletin operasyonlarla tüm bu algı oyunlarını bozduğunu dile getirerek, planları tutmayan örgütün canlı bomba talimatları vermeye başladığına dikkati çekti.
PKK tarafından ilan edilen eylemsizlik karalarının tamamen yalan olduğunu vurgulayan Yalçın Akdoğan, "Bu tür eylemler olduğunda diyecekler ki 'Bunu falanca örgüt yaptı, biz yapmadık.' PKK bir taraftan 'HDP'ye yarasın' diye 'eylemsizlik ilan ettiğini' söylüyor, öbür taraftan da devleti baskılamak için yine birtakım terör eylemlerini sürdürecek. Böyle baktığımda Selahattin Demirtaş'ın kullandığı bu ayrımcı dil, aslında özerkliğe doğru giden yoldaki siyasi projenin bir karşılığı" değerlendirmesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.