Erdoğan: Gezen 'Mübarek' yüzünü görür?

Erdoğan: Gezen 'Mübarek' yüzünü görür?
Başbakan Erdoğan grup konuşmasında Kıbrıs'ta açılan pankart üzerinden siyaset yapanları eleştirdi. Müjdat Gezen'e 'aynaya bak Mübarek yüzünü görürsün'...



Başbakan Erdoğan grup konuşmasında Kıbrıs'ta açılan pankart üzerinden siyaset yapanları eleştirdi. Müjdat Gezen'e 'aynaya bak Mübarek yüzünü görürsün' diyen Erdoğan "CHP darbe şakşakçılığı yapıyor" diye çıkıştı.

Tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen'in Uğur Dündar'ın Arena programında, AK Parti'ye oy veren seçmen için salak imasında bulunmasına Başbakan Erdoğan bir kez daha tepki gösterdi. Erdoğan, "Millete 'göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı, yüzde 60'ı aptal diyenler' aynaya eğer bakarlarsa orada kendi mübarek yüzlerini görür'' diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de halkın değerlerini, halkın iradesini küçümseyenlerin her zaman ''darbe şakşakçılığı yaptıklarını, vesayetçi anlayışları savunduklarını'' belirterek, ''İşte anamuhalefet partisinin içine düştüğü durum... Anamuhalefet partisi geçmişinden bugüne darbe şakşakçılığından vazgeçmedi, ne yazık ki bugün de vazgeçmiyor'' dedi.

Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, geçen hafta yaptığı Kırgızistan ziyareti hakkında bilgi verdi. Ziyaretin, Türkiye-Kırgızistan ilişkileri noktasında tarihi dönüm noktası olacağı inancını dile getiren Erdoğan, Kırgızistan'da istikrarın devamı noktasında her türlü desteği sağlamaya devam edeceklerini, maddi ve manevi olarak hem ülkenin yeniden yapılanması hem de huzur ve istikrar içinde büyümesi için kardeş ülke olarak her zaman yanlarında olacağını söyledi. Erdoğan, ''Hatta Rusya Federasyonu ile birlikte, üçlü olarak da Kırgızistan'a yönelik bazı projelerimizin olması noktasında, önümüzdeki ay Moskova'ya yapacağımız ziyarette gündeme getireceğiz'' diye konuştu.

Tarihe tanıklık ettikleri bir başka gelişmenin, Türkiye-Suriye sınırında, Asi nehrinin kenarında gerçekleştirildiğini, bunun çok önemli bir adım olduğunu belirten Erdoğan, Asi nehri üzerinde bir baraj inşa etmenin, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın hedefleri arasında bulunduğunu, ancak bu hayalin o dönemde gerçekleşmediğini, hükümet olarak bunun peşine düştüklerini anlattı.

Gerekli girişimlerin sonuç verdiğine işaret eden Erdoğan, barajın temellerinin atıldığını, törenin tarihi bir nitelik arz ettiğini vurguladı. Erdoğan, ''Türkiye ile Suriye arasında sınırı çizen Asi nehri, artık bizi birbirimizden ayıran bir nehir olmaktan çıkıyor, tam tersine bizi birbirimize kavuşturan, kucaklaştıran bir nehir hüviyetine bürünüyor. Dostluk barajı tamamlandığında üretilen elektriği paylaşacak, topraklarımızı bu barajdan ortak olarak sulayacak, tarım arazilerini taşkınlardan korumuş olacağız'' dedi.

Erdoğan, gelecek yıl 6 Şubatta gövdeyi bitireceklerini ve barajın su tutmaya başlamış olacağını, ondan sonraki bir yıl içinde, 6 Şubat 2013'de elektrik ve sulama aşaması sözünü aldıklarını bildirdi.

''ÖYLE BİR COĞRAFYADA YAŞIYORUZ Kİ...''

Temel atma töreninin ardından Halep'te Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüştüğünü hatırlatan Erdoğan, bölgesel konuları tüm boyutlarıyla masaya yatırdıklarını, görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. Esad ile birçok konuda fikir birliği içinde olduklarını görmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, görüşmenin ana gündem maddelerinden birini, Mısır ve Tunus'taki olayların oluşturduğunu bildirdi.

''Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki bölgede meydana gelen her bir olay, doğrudan ya da dolaylı olarak bölgenin tamamını etkiliyor'' diyen Erdoğan, binlerce yıl bir arada yaşamış, kültürleri, gelenekleri inançları bir olan bölge halklarından birinin başı ağrısa, birinin burnu kanasa bunun diğer ülke ve halklarda hissedildiğine işaret etti. Filistin'in bunun en somut ve en acı örneği olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

''Hiç kimse Filistin meselesine iç mesele olarak bakma lüksüne sahip değil. Filistin, tüm bu coğrafyanın yüreğinde kanayan bir yaradır. Filistin'de bir halka yönelik baskı, sindirme, zulüm ve insanlık dışı muamele, her an, her saniye bütün coğrafyada hissedilmiş, Filistin meselesi Filistinlilerin meselesi olmaktan çıkmıştır, bir insanlık meselesi haline dönüşmüştür. Açıkçası Filistin meselesi insani boyutuyla bütün Ortadoğu'da siyasi ve ekonomik her denklemin merkezinde, parantezinde yer almaktadır. Filistin meselesi nasıl bir iç mesele değilse, nasıl insanlığın, nasıl her birimizin ortak meselesiyse aynı şekilde tüm bu bölgede halkların arzuları, talepleri, beklentileri, insanca yaşam haykırışları da hepimizin ortak meselesidir. Biz meseleye ilkesel bakıyoruz. Biz meseleye insanlık merceğinden, kardeşlik zaviyesinden, dostluk, komşuluk penceresinden bakıyoruz. Kalp gözümüzle bakıyoruz. Biz ne kimsenin içişlerine karışmak isteriz ne durumdan vazife çıkarırız ne de kendi kendimize gelin güvey oluruz. Biz istiyoruz ki bölgemizde huzur, barış, istikrar, güven, refah olsun. Ortadoğu savaşlardan, çatışmalardan, iç karışıklıklardan, istikrarsızlıktan, halkın sesine kulak vermeyen anlayıştan çok çekti. Ortadoğu'daki halklar da her şeyin en iyisine, en güzeline layıktır. Ortadoğu'daki milletlerin de iradeleri muteberdir, kıymetlidir.''

''MISIR'A GÖNÜL BAĞLARIMIZI UZATTIK''

Mısır'da gelişmeler olurken, bir açık hava hapishanesinde yaşayan Gazze ve Hamas'ın bütün zor şartlara rağmen Mısır'daki kardeşlerine ekmek ve su ulaştırdığına dikkati çeken Erdoğan, bunun çok önemli olduğunu vurguladı. Kendileriyle iletişimin olmadığı bir zeminde Gazzeli Hamas'ın bunu yaptığını, bu bağın çok önemli olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Biz siyaseten, ekonomiden, çıkar kaygısından tamamen azade olarak Mısır'a ve Mısır halkına tamamen kardeşlik hukuku içinde gönül bağlarımızı uzattık, uzatıyoruz'' dedi.

Erdoğan, halka rağmen, halka karşı hiçbir iktidarın ayakta kalamayacağını belirterek, iktidarların görevinin halkın sesine, haykırışına, taleplerine kulak vermek, gönlünü ve gözünü açmak olduğunu ifade etti. Bu süreçte ABD Başkanı Barack Obama ile 6 gün içinde 2 görüşmesi olduğunu hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Burada tekrar tekrar ifade etmekte fayda görüyorum; Mısır'da uluslararası gözlemcilerin denetiminde düzenlenecek serbest ve adil seçimler yoluyla evrensel, demokratik ilkelere uygun yeni bir hükümete düzenli geçiş sağlanmalıdır. Geçiş süreci derhal başlamalı ve kısa olmalıdır. Geçici hükümet ittifakla belirlenmeli ve tüm taraflar açısından kabul edilebilir ve muteber olmalıdır. Mevcut gösteriler sırasında şiddete başvuranlar, adalete sevk edilmelidir. Geçiş sürecinin bir yol haritası ve takvimi olmalıdır. Geçiş sürecinde evrensel ilkelerle uyumlu yeni bir seçim yasası benimsenmelidir. Mısır'ın geleceği, sadece Mısırlılar tarafından sahiplenip yönlendirilebilir. Ama oylama yapıldıktan sonra da haftalarca, aylarca bir seçim neticesi açıklanmamalı. Tam aksine 24 saat, bilemediniz 1 hafta içinde seçim neticelendirilmelidir. Mısır'da yaşanabilecek açlık gibi insani sıkıntıların, ekonomik sorunların halka ciddi bir dram yaşatmaması için bir donörler konferansı toplanmalıdır. Mısır'ın geleceği adına, bölgemizin huzur ve istikrarı adına acilen bu adımlar atılmalıdır.''

MÜJDAT GEZEN'E GÖNDERME: AYNAYA BAKARSA KENDİ MÜBAREK YÜZÜNÜ GÖRÜR

Mısır konusunu iç siyasette malzeme olarak kullanma gayretlerinin son derece çarpık şekilde devam ettiğini ifade eden Erdoğan, ''Adeta elma ile armudu birbirine karıştıranlar var. Mısır'daki olaylardan asıl ders alması, asıl ders çıkarması gerekenler her zaman olduğu gibi almaza yatıyorlar, anlamazdan geliyorlar. On yıllardır bu ülkede statükoyu, vesayeti, elitizmi savunanlar, millete 'göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı, yüzde 60'ı aptal diyenler' aynaya eğer bakarlarsa orada kendi mübarek yüzlerini görür'' diye konuştu. (Erdoğan'ın bu sözleri grupta dakikalarca alkışlandı)

CHP DARBE ŞAKŞAKÇILIĞINDAN VAZGEÇMEDİ

Erdoğan, milletin, ''1950, 3 Kasım 2002 seçimleri ve özellikle de 12 Eylül 2010'da statükoya, vesayetçi anlayışa, seçkinlere, kendisini tahkir edenlere en güzel cevabı, en güzel mesajı verdiğini'' belirterek, şöyle dedi:  ''Bu mesajı almayanların, almamakta direnenlerin, en azından uluslararası denklemde nereye tekabül ettiklerini, hangi isimlerle yan yana anıldıklarını artık görmelerini temenni ediyoruz. Türkiye'de halkın değerlerini, halkın iradesini küçümseyenler her zaman darbe şakşakçılığı yapmışlar, vesayetçi anlayışları savunmuşlardır. İşte anamuhalefet partisinin içine düştüğü durum... Anamuhalefet partisi geçmişinden bugüne darbe şakşakçılığından vazgeçmedi, ne yazık ki bugün de vazgeçmiyor.''

Haber 7

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.