Prof. Dr. Tarhan: "Şiddetin ana sebebi kötülüğü yaygınlaştıran nemelazımcılıktır"
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonuna katıldı. Komisyonda konuşan Prof. Dr. Tarhan, 1994-2016 arasında tek kişilik hanelerin hızla arttığını, 5 kişilik hanelerin ise hızla azaldığına dikkat çekti. “2024 yılında erkekler tarafından en az 394 kadın öldürüldü, 259 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.” diyen Tarhan, boşanma sorunu çözülmediği müddetçe şiddetin önüne geçilemeyeceğinin altını çizdi. Tarhan, şiddetin ana sebebinin kötülüğü yaygınlaştıran nemelazımcılık olduğunu da kaydetti.
TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu Başkanlığında toplandı. Komisyon üyeleri, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Aylin Görgün Baran’ın sunumlarını dinledi.
“2024 yılında 394 kadın öldürüldü, 259 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.”
Türkiye’nin Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında yakın partner şiddeti sıralamasında 1’inci sırada olduğuna vurgu yapan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Kadın Cinayetlerini Durduracağız platformunun şiddetle ilgili 2024 raporu var. Bunun doğrulanması gerekiyor ama ben doğru olduğunu düşünüyorum. Bu raporu Dergipark’taki bir yayından aldım. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun 2024 yılı raporuna göre; 2024 yılında erkekler tarafından en az 394 kadın öldürüldü, 259 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu evli olduğu erkeklerle, birlikte olduğu erkekler arasında yüzde 54 rakamı dikkat çekiyor. Ayrıca burada Türkiye grafisinde kadına yönelik şiddetteki bu koyu renkler en çok olan yerler ve daha sonra başka bir istatistik olan boşanma istatistiği var ve orada da aynı koyu renklerin olması da anlamlı yani burada yüzde 54 oranında kadına yönelik şiddette partner şiddeti var. Burada da evlilikle ilgili istatistik var; hane kırılganlığı hızla artıyor. Tek kişilik haneler 1994-2016 arasında hızla artıyor, 5 kişilik haneler hızla azalıyor. Aile yapısındaki bu çarpıcı değişimler, tek ebeveynli ailelerin artışı, hane büyüklüğünün küçülmesi ve hane kırılganlığının artışına sebep oluyor. Bu durumda 2001-2018 arasında evlilik yüzde 1,6 artarken, boşanma yüzde 54,8 artıyor” diye konuştu.
“Boşanmaları yönetmezsek şiddet olaylarının önüne geçemeyiz”
Boşanma sorununun çözülmediği müddetçe şiddetin önüne geçilemeyeceğini, şiddetin ana sebebinin kötülüğü yaygınlaştıran nemelazımcılık olduğunu belirten Tarhan; “Türkiye’de koruma altına alınan çocuk sayısı 14 bin civarında ve tedbirlerin alınmaması durumunda artış devam edecek. Boşanmanın çok olduğu illerle, ölümle sonuçlanan kadına yönelik şiddet illerinin aynı olması, evlilik sorunlarıyla şiddet sorunu arasındaki neden-sonuç ilişkisini çok iyi gösteriyor. Bu nedenle boşanmaları, evlilik problemlerini yönetemezsek bu şiddet olaylarının önüne geçemeyiz. Kelepçe takılması, uzaklaştırma kararının alınması kısa vadeli çözümlerdir, çok sınırlı etkisi var. Onunla ilgili istatistikler de var. Eğitime, cinsiyete göre boşanma oranları var. Yüksek öğrenim ve lise öğrenimi gören kişiler, düşük öğrenim görenlere göre daha yüksek çıkmış…” ifadelerini kullandı.
“Evliliğe karşı bir korku uyandı”
6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hakkında değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şöyle devam etti:
“Bazı konularda aşırı önlemler karşıtını besliyor. Aşırı önlemler ortaya çıktı ve o aşırı önlemler nedeniyle şu anda gençler evlenmekten korkuyorlar. Evliliğe karşı bir korku uyandı. Bununla ilgili 6284’ün özellikle toplumda şiddete karşı duyarlılık oluştururken, şiddeti kötüye kullanma örnekleri de var. Ben bu kanunun ilk çıktığı zaman öğrendim. 2014 yılında toplumda tartışılmadan da çıkmıştı tabii. Bir hâkim geldi bana, hâkim ciddi bir depresyon yaşıyor. Depresyonun sebebini araştırdım. Görevden uzaklaştırılmış. Uzaklaştırma sebebi bir avukat hanım geliyor hâkime bir istediğini yaptırmak istiyor, hâkim bu isteği yerine getirmiyor. Avukat hanım sonra gidiyor ve hâkimin kendisini taciz ettiğini söylüyor, şikâyette bulunuyor. Kadının beyanı esastır, kuralı nedeniyle uzaklaştırılıyor. Bu benim psikiyatri ofisinde yaşadığım bir örnektir.”
Kaynak:Adanapost
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.