Durdu Şahin: Milli Tarihçi-Eğitimci Araştırmacı-Yazar Veli Şirin Üstadım Ve Tarihle İlgili Görüşleri
Milli Tarihçi-Eğitimci Araştırmacı-Yazar Veli Şirin Üstadım Ve Tarihle İlgili Görüşleri
Yazan: Durdu Şahin
“Ecdadımızı iyi tanımak mecburiyetindeyiz”,“milletler daima tarihleri ile övünürler”, “milletinin tarihinden, kültüründen, sanat ve medeniyetinden habersiz bir aydın düşünülemez.” diyen, saygıdeğer Veli Şirin Üstadım; 1952 Sandıklı/Afyon doğumludur. İlkokul (1963), Yunus Emre İlköğretmen Okulu (1968 Eskişehir) Çapa Yüksek Öğretmen Okulu (1977 İstanbul) ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü (1977 ) mezunudur. 1976 yılında Bayrak gazetesinde yazarlığından sonra Milli Eğitim Bakanlığına bağlı liselerde (1977-1986) ve özel liselerde (1986-1989) tarih öğretmenliği ve 1989 yılı sonrasında Özel Güneş Lisesinde müdürlüğü vardır.
- Durdu Şahin: Millî Şair-Gazeteci-Yazar Yetkin Dilek Üstadım
- Durdu Şahin: Milli Tarihçi-Eğitimci Araştırmacı-Yazar Veli Şirin Üstadım Ve Tarihle İlgili Görüşleri
- Durdu Şahin: Millî Hikâyeci-Düşünür-Yazar M. Akif Akif Ak Üstadım
Kuvvetli idealler ve ilkelere, yılmak yorulmak bilmeyen araştırmacı bir ruha, hedefine ulaşana kadar aynı gaye ve gayretle çalışma ahlakına sahip saygıdeğer üstadım, ilk yazılarını, Yunus Emre İlköğretmen Okulunun okurlarına sunduğu Emre dergisinde yazmıştır. Bilahare Pınar (1971-1978), Bayrak ve Bizim Anadolu gazeteleri (1976-1977), (1980 yılından sonra) Sur, Altınoluk, Panel, Doğu Türkistan, Umran, Tarih Bilinci, Türkiye Yazarlar Birliği Yıllığı vb. dergilerde (özellikle) tarihimizle ilgili araştırmalarıyla görünmüş, bugün itibariyle birçok kıymetli eseriyle tanınan, saygı gören bir yazı üstadı kimliğine ulaşmıştır.
Siyasi ve Kültürel Osmanlı Tarihi, Tarih Yazıları, Ana Hatlarıyla Siyasi, Kültürel Avrupa Tarihi, Ana Hatlarıyla Siyasi Kültürel Osmanlı Tarihi gibi kıymetli eserlerini de okurlarına ulaştıran, halen İlim ve Fazilet Vakfı Genel Müdürlüğü görevini deruhte eyleyen, “Milletlerin tarihi onların tecrübesidir”, “işlerini doğru yürütebilmeleri için liderler tarih bilmelidirler” görüşüne sadık, öğrencilik yıllarından itibaren sürekli araştıran, okuyup yazan, milli ve tarihi konuları lâyıkıyla önemseyip önceleyen üstadımızın ilgi ve istifademize sunduğu birbirinden kıymetli tarih konulu araştırma eserleri vardır.
Sabırla, Gayretle Çalışıyor
Kendilerini yazılarından tanıdığım 1976’lı yıllardan itibaren gece -gündüz demeden çalıştığını, yüzlerce bilgi ve belgeye ulaştığını, tarihimizi en doğru şekliyle ilgi ve alakamıza sunduğunu gayet iyi bildiğim üstadım; 1990 yılında Lise Tarih-1 ve Lise Tarih-2, 1991 yılında Lise Tarih-3 kitaplarını hazırlayıp okurlara ulaştırdı. Ders kitaplarını 1993–1994 yıllarında ders geçme ve kredili sisteme göre yeniledi. Bu eserleri 2000 yılına kadar liselerde okutuldu. 1998 yılında Tarih ve Tabiat Vakfı kurucu heyetinde bulundu. 2006 yılına kadar vakfın yönetim kurulu başkanlığı uhdesine tevdi eylenen Veli Şirin üstadım; bu görevi sırasında 30 kadar eserin editörlüğünü en güzel bir şekilde başardı. Yazar Mustafa Çağrı’nın da yazdığı gibi “Tarih konulu eserleri; tarihi, Türk tarihini bir bütün olarak gören bir anlayışın ürünüdür.
Eserlerinde Yüzlerce Konuya Değindi
Eserlerinde, yazılarında yüzlerce konuya değinen milli tarihçi, araştırmacı yazarımız, aynı zamanda usta bir eğitimci kimliğine de sahiptir, öğretmenlik, müdürlük görevlerinde inanç, gayret ve samimiyetle başarılı bir şekilde, üstün bir performansla çalışmıştır.
İnançlı, bilgili, kültürlü, güzel ahlak ve davranışlarla bezenmiş, necip milletimiz ve şanlı devletimize şeksiz, şüphesiz bağlı, cümle milli ve manevi değerlerimize saygılı yazarımız, her ne kadar onlarca, yüzlerce konuyu dillendirmiş ve vuzuha kavuşturmuşsa da biz bu yazımızda üstadımızın “Tarih, Tarihin Konusu, Tarihe Yardımcı Bilimler, Tarih Öğretiminin Önemi, Tarihimizi Öğretmenin Önemi, Tarihin Önemi, Tarih ve Millet, Tarihimizin İncelenmesi ve Tarih Kongrelerinin Önemi” konusundaki kıymetli görüşlerini bir nevi özet şeklinde siz saygıdeğer okurlarımıza aktaracağız.
Tarih Nedir?
İlk yazılarından itibaren tarihin tanımı, konusu, tarihe yardımcı bilimler ve tarih öğretiminin önemi konusunda görüşlerini yazıp okurlarının ilgi ve alakasına sunan yazarımıza göre; “İnsanlar zamanı genellikle, geçmiş zaman, gelecek zaman ve şimdiki zaman diye algılamaktadırlar”. Tarihin açıklamaya çalıştığı hususlar, genellikle mazi ile ilgilidir ve mazide insanların yaşadığı olaylarla ilgilidir.
Tarih konusundaki tanımların zorluğunu da bilen üstadımızın bu konudaki ilme, akla, mantığa, realiteye tereddütsüz uygun diyebileceğimiz tanımı özetle şöyledir:
Tarih; insanların zaman ve mekânda, maddi ve manevi sebeplerle gerçekleştirdikleri olayları, değişimleri araştıran, inceleyen, belirleyen, sebep-sonuç ilişkileriyle ve doğru bilgiler halinde sunan bir ilimdir.
Tarihin Konusu:
Yazarımıza göre; insanların gerçekleştirdiği kültür ve medeniyetler, savaşlar, yönetim şekilleri, kurdukları devletler, şehirler, ticaret, tarım, sanat, bilim, teknik ve edebiyat gibi sahalardaki başarıları, örf ve adetleri, görenekleri, kısaca insan ve toplumların geçmişlerindeki her türlü çalışma, başarı, zafer ve mağlubiyetleri tarihin konusu dâhilindedir.
Tarihe Yardımcı Bilimler
Milli tarihçi ve yazarımızın bu konudaki kıymetli görüşlerinin özeti şudur:
Tarihi ilmiyle, insanları ve toplumları incelemeleri bakımından sosyoloji, iktisat, sosyal psikoloji ve hukuk bilimleri birbirleriyle ilgilidir. Bu bilimler konularını incelerken, birbirlerinin neticelerinden faydalanırlar. Felsefe de tarihle kuvvetli bağları bulunan bilimlerdendir. Tarih felsefesi bu bağın neticesidir.
Bunlardan başka, doğrudan doğruya tarihe yardımcı bilimler ve bilgiler de vardır ve bunlar şunlardır: Coğrafya, arkeoloji, kronoloji (takvim bilgisi), nümizmatik (eski paralar bilgisi), paleografya (eski yazılar bilgisi), epigrafya (kitabeler bilgisi), diplomatik (eski belgeler bilgisi), antropoloji, etnografya vb.
Tarih Öğretiminin Önemi
Elbette, maziyi bilmeden atiye hazırlanmak mümkün değildir. Bugün yaşadığımız her olayın mutlaka tarihi kökleri ve sebepleri vardır ve tarih insanlara mazileri ile ilgili bilgiler sunar. Bizler bu denenmiş, sınanmış menfi veya müspet neticeleri görülmüş bilgilere göre rotamızı, yönümüzü belirler, hedeflerimize doğru ilerleriz.
Tarih öğretimi sayesinde fikirlerimiz derinliğe ve deruni düşünüş örneklerine kavuşur. Olgunlaşırız, özgüvenimiz kuvvetlenir, zihni kabiliyetlerimiz gelişir, insanları, kâinatı, kendimizi daha iyi tanır tanımlar ve anlarız.
Yazarımızın demiyle; bir insan kalabalığının millet kimliğine kavuşabilmesinin en önemli öğelerinden birisi tarihtir ve tarihsiz kalabalıklar millet kimliğine hiçbir zaman ulaşamazlar.
Tarihin Önemi
Bir kere insanı da milleti de kuvvetli eyleyen önemli değerlerden birisi de tarih bilmek ve bu bilginin gereklerini uygulamaktır. Tarihlerini unutan insan ve cemiyetlerin iflahı mümkün değildir.
Üstadın özetle söylediği gibi “ Bugünü bilebilmek, dünü bilmekle doğrudan ilgilidir.” Tarih bizlere adeta ileriyi gösteren bir projektör ve gördüğümüz noktalara sayesinde ulaştığımız bir pusuladır. Tarih ağaçta kök gibidir. Kökü sağlam ağaçlar nasıl fırtınalara, kasırgalara mukavemet gösterirse, zararlarından korunursa, tarihi kaynaklarından usulüne uygun beslenen insan ve milletler de, milli tarihlerinin öğrettiği kıymetli bilgi ve tecrübelerden faydalanarak düşmanlarının menfi tesirlerinden, tehlikelerinden öyle korunurlar.
Özellikle biz ve necip milletimiz; bu kıymetli değer ve vazgeçilmez tecrübe kaynağı, tertemiz ve pırıl pırıl tarihimizle her insan ve cemiyetten daha çok şanslıyız. Övünerek ve sevinerek söylemeliyiz ki; her dönemi insanlığın gıptayla karşıladığı şanlı zaferlerle, sıra dışı örnek yaşayış ve insanlığın emrine sunulmuş faydalı ve doğru bilgilerle adeta bir gülistanı andıran bir tarihe sahibiz.
Tarihin “hiç unutmayınız” deyip özellikle tembihlediği öğüt şudur:
Tarihini bilmeyen milletler, tarihini bilen milletlerin oyuncağı ve eğlencesidir. Tarihsiz milletlerin sınırlarını düşmanları çizer. Tarihsizlik en tehlikeli talihsizliktir.
Tarih ve Millet
Üstadın anlayışına göre, milletlerin milli bünyelerini menfi manada etkilemeye çalışan siyasi, sosyal, kültürel mikropların bilinip zararlarından korunabilmek, tarihin bizlere gösterdiği ve çoğunlukla kurtuluşa ulaştırdığı denenmiş, tecrübe eylenmiş reçetelerle mümkündür.
Tarih ezberlenmesi gerekli bir- iki rakam, isim ve olay değildir. Tarihi bu şekilde anlamak ve algılamaktan, insan ve mensubu bulunduğu millete bir fayda beklemek abesle iştigal eylemektir. Önemlisi, tarihi olayları sebep sonuç ilişkileriyle en doğru bir şekilde kavramak, bu kavrayışın gereğine uygun davranıp milletin tarihi idealleri ve hayati menfaatlerine uygun en faziletli hedeflere ulaşabilmektir.
Binlerce yıllık köklü ve görkemli bir tarihe sahip haysiyetli, mazlumlardan taraf, zalimlere karşı, özgür ve hep ileri hedeflere yürümesini bilen şerefli bir millet kimliğimizle varız. Varlığımız ve vakarımızın tarihi kaynaklarda kayıtları mevcuttur ve bugün de bu varlık, vakar ve ahlakımızı daha da kuvvetlendirmeye çalışıyoruz.
Hepimiz bilmeliyiz ki, insanlığın genellikle karanlık çağ diye bildiği Orta Çağda; Avrupa’daki zifiri karanlığın aksine bizler pırıl pırıl bir aydınlığı zevkle ve sevinçle doyasıya yaşıyor, insanlığa ilim, hikmet, adalet ve fazilet örneklerini karşılıksız cömertçe sunuyorduk.
Üstadın deyimiyle, tarih, sadece milletlerin manevi kuvvet kayaklarından biri değil, aynı zamanda ders aldığımız ibret vesikasıdır da. İnsanımızın ve milletimizin en değerli görevlerinden biri de, kahramanlık, cesaret, fedakârlık ve güzel ahlak örnekleriyle bugünlere ulaşmış devlet ve millet hayatımızı, aynı iman, ilim ve ahlaktan beslenen cümle erdemlerle kıyamete kadar korumaktır.
“ Tarih insanlara ve cemiyetlere hedef gösteren bir bilgidir” tespitini ilgi ve alakamıza sunan üstada uyup, milli tarihimizin öğrettiği tecrübelerle yine tarihimizin işaretlediği, gösterdiği hedeflere doğru şahlanmalıyız.
Tarihin ve Tarihimizin İncelenmesi Şarttır
“Milletlerin varlıkları, ya milletlerin tarihlerinin, milli varlıklarının varlığına sebep özellikleri incelenerek bilinmiş korunmuştur, ya da incelenememiş, bilinememiş korunmamıştır.” diyen üstadımız, ciddi şekildeki tarih incelemelerini önemsemiş, gereğini sürekli meraklıların ilgisine sunmuştur.
Şerefiyle, merhamet, izzet, iffet ve kuvvetiyle, ilim, ahlak ve adaletiyle, milli birliği ve varlığı ile bu coğrafyada yüzerce yıldır mazlumları sevindiren, düşmanları mağlup eyleyen şanlı milletimiz; tarihte kurulan ve bugün milletler arenasında görünmeyen birçok milletin ve devletin aksine milli tarihine, milli ahlakına, benzersiz medeniyetine bağlılığı ile kendini her türlü tehlikeden korumuş ve bugünlere ulaşmıştır.
Tarihin hakkaniyetle, objektif ve insaflı incelenmesi; tarihî tutarlılığa, ezelî düşmanlarımızı da, ebedî dostlarımızı da tanımaya, devlet ve millet hayatındaki sürekliliğin korunabilmesinin şartlarına da ulaştırır bizleri.
Dün neydik, ne durumdaydık? Bugün neyiz, ne durumdayız? Dün karşılaştığımız türlü zorluklardan hangi gayret ve yöntemlerle, çalışma disiplini, cesaret ve gayretle kurtulduk? Bugünkü türlü problem ve zor durumlardan hangi çaba, gayret, çalışma, ilke, inanç ve irade ile kurtulabiliriz? Bütün bunlar ve bunlara benzeyen soruların cevabını; düzgün, dikkatli, milli ve manevi bir ruhla, samimi ve kararlı, dürüst çalışmalarla yürüttüğümüz bir milli tarih incelemesiyle bulabiliriz. Dikkatli bir gözlemle, birçok milletin kendi tarihlerini inceledikleri kadar, başka milletlerin tarihini de incelediklerini görürüz.
Üstadın tespitiyle konuyu daha net dillendirirsek denilmesi gerekenleri şöylece sıralayabiliriz:
: “Osmanlı imparatorluğunun tarihini günü gününe yazan vakanüvisler vardı. Gazneli Mahmut’un yanında meşhur El-Birunî vardı. Ecdadımız, matbaanın henüz ülkemize ulaşmadığı dönemlerde bile elleriyle tarihimizle ilgili binlerce yazma eser yazmışlardı. Bugün bu eserler özellikle de kendi aydın, yazar, tarihçi ve düşünürlerimiz tarafından incelenmeyi beklemektedirler.
Öyleyse, tarihi ve özellikle de milli tarihimizi, milli ve ilmi bir üslup, incelik ve anlayışla, yüzde yüz milli aydınlarımız, yazar, tarihçi ve düşünürlerimiz eliyle inceleyip ulaştığımız hakikatlere uygun davranarak varlık, dirlik ve birlimizi daha da kuvvetlendirmeliyiz. Başka tarihçilerin incelemesinde başka başka niyet ve hedefler de bulunması mümkündür ve bizler her daim kendi işimizi kendimiz görerek şerefli, şanlı milletimize Orta Afrika’nın bir kabilesine bakar gibi bakan başkalarının hakkımızdaki düşündüğü menfi emelleri de bertaraf eylemeliyiz.
Tarihimizi Öğrenmenin Önemi
Bilelim ve hiçbir zaman unutmayalım ki, tarih bilmek fevkalade önemlidir lakin kendi tarihimizi bilmek en önemlisidir.
Tarihini bilmeyen milletler, bilmedikleri bir coğrafyada pusulasız ilerlemeye çalışan kalabalıklar gibidir. Tarih bilmeyen insanlarsa, karanlıkta ilerlemeye çalışan farsız arabalardan farksızdırlar. Bu sebeple hem millet planında hem de insan planında tarihimizi en doğru ve güzel bir şekilde bilmeli, tarih bilmenin avantajı ve özgüveniyle maziden atiye umutla, sevinçle, kararlılıkla ilerlemeliyiz.
Bu konuda en kıymetli ve faydalı kaynağımız; her şeyiyle tertemiz, iman, ahlak ve cesaretten beslenerek hak ve adaletin hükümranlığını kurduğumuz, övünç ve kıvanç kaynağımız bildiğimiz zaferlerimiz ve şanlı tarihimizdir.
Görevimiz, tarihimiz öğrenmeyi, bilmeyi ve bildiklerimize uygun davranmayı önemsemek, öncelemek ve sabırla bıkıp usanmadan çalışmaktır.
Türkoloji ve Tarih Kongreleri
Milli tarihimizin bilinmesi, necip milletimizin tarihindeki başarılarının, karşılaştığı türlü hal ve vaziyetlerinin öğrenilmesi, maziden atiye sağlıklı, mutlu ve kuvvetli bir şekilde ulaşabilmemizde, Türkoloji ve tarih kongreleri her daim önemlidir.
Biz de saygıdeğer Veli Şirin üstadımızın 1976’lı yıllarda dediği gibi diyoruz:
Türk kültürü, medeniyeti ve tarihi araştırmacılarının, bilginlerinin bu önemli vazifeyi yaşanılır eylemek, milli tarih kongrelerini tarihine hayran bu necip milletin istifadesine sunmak gibi yüce ve şerefli bir görevleri vardır.
Netice
1) Saygıdeğer Veli Şirin üstadım, öncelikle hakiki manada milli bir tarihçidir. Bir tarihçide, özellikle de milli bir tarihçide bulunması gereken en önemli özelliklerin hepsine de sahiptir. Tarihi konulara ve milli tarihimize bakışı necip milletimizin tarihi idealleri ve hayati menfaatlerine bütünüyle uygundur. Gereksiz, ilgisiz bilgi kökleri zayıf yorumlardan sakınan, yalan ve noksan tanıtmalara heveslenmeyen bütüncü bir anlayış ve tavrın günümüzdeki temsilcisidir.
2) Eğitim konusunda donanımlı ve bilgilidir. Eğitim psikolojisi, eğitim ahlakı, bir eğitimci de bulunması zaruri bilgi ve bildiklerini öğrencilere aktarabilme kabiliyeti, konulara yerli ve mili bir perspektiften bakışı, izahları alkışlanır düzeydedir. Bir eğitimci kimliği ile öğretmenlik, idarecilik, okul müdürlüğü gibi görevlerini yıllarca başarıyla yürütmüştür. Sakin ve kendine hâkim bir öz ve özlenen güzelliklerle ecdadımıza saygı ve sevgiyi, özümüze fideleyen samimi ve sağduyulu, gayretli bir usta eğitimcidir.
3) Tarihi konuları usulüne uygun bir şekilde araştıran, inceleyen, ulaştığı neticeleri dürüstçe sunma erdemini gösteren, araştırma dilinin anlaşılır ve sadeliğini önemseyen, araştırma konularını en temel meselelerden ve en lüzumlu görülenlerden belirleyen, etkili ve titiz bir araştırmacıdır.
Kültür ve medeniyetimizin özellikleri ve binlerce yıldır eskimeyen pörsümez güzellikleri, devlet yönetimimiz, din, bilim, eğitim ve öğretim, sanat, dil ve edebiyat anlayışımız, sosyal yaşantımız, ordu-millet birlikteliğimiz; araştırma konularının odak noktalarıdır.
4) Bildiklerini, başkalarının da bilmesi gerekenleri, Türk ve İslam tarihinin izahı gereken yönlerini seçkin bir üslup ve etkili, kaliteli cümlelerle yazabilen bir usta yazardır. Yazdıkları yıllardır beğenilerek okunur. Yazılarının milli ve manevi kökleri sahiden görkemlidir.
Adil ve kerim devlet anlayışımızı, şanlı devletimizin kendine özgü zalimleri korkutan, mazlumları sevindiren temel yapısını, yöneticilerini, zaferlerini, kültür ve medeniyet hamlelerini, istikrarlı bir şekilde istikbale şanla, şerefle yürüyüşünü övünüp gurur duyacağımız bir güzellikte yazmıştır.
5 “Dünyanın en eski ve köklü milletlerinden biridir. Görkemli değerler bütünüdür.” dediği necip milletimizin Hakka bağlılık, millet fertlerine saygı, vatanseverlik, dürüstlük, ilim, insaf, mertlik, yiğitlik, hayırhah düşünme, terbiye, tefekkür, tevekkül, cesaret, azamet, adalet, temizlik, vefa, edep, nezaket, kalenderlik, kıymet bilirlik gibi her daim övünebileceğimiz değerlerini sürekli koruyup besleyemeye çalışan bir erdemlilik hâlidir.
6) Din ve dil anlayışı, özü, sözleri, yüzü ve yüreği tertemizdir. Her türlü kinden, kibirden arınmış, prensipli, gayretli, tutarlı, kararlı bir fikir ve gönül adamıdır.
7) Düşündükleri ve yazdıklarıyla; örf ve adetlerimize, göreneklerimize, ahlak ve adalet anlayışımıza, izzet ve iffetimize mugayir davranışlara çelik gibi bir engeldir. Kuvvetli iradesiyle istikbaldeki güzellikleri müjdeleyen, istiklâle hayran bir şahsiyet örneğidir.
Her okuyucunun severek, beğenerek okuyup anlayabileceği bir Osmanlı tarihi yazmayı başaran, akademik kaygılara yönelmeden sadece doğru, faydalı ve gerekli bilgilerle konuyla ilgilenenlere ulaşan, dünümüzü en güzel özellikleri ve hayran kaldığımız güzellikleriyle bizlere hediye eyleyen bir vefakâr ve fedakâr bilgi cömerdidir.
9) En lüzumlu hususlara, bugün itibariyle bilmemiz gereken en elzem bilgilere, yüreğinin ve aklının gör dediği temel konulara değinen, tarihi şahsiyetlerimizin teferruatlı biyografilerinden daha ziyade örnek karakter özelliklerini aşikâr eyleyen, tarihin derin girift dehlizlerini adeta bir projektör gibi ışıtan gurur kaynağımızdır.
Bizlerin en birinci görevi; tarihimizi saygıdeğer Veli Şirin gibi usta tarihçilerin yazdıkları eserlerden öğrenmek, öğrendiklerimize uygun tavır ve davranışlar geliştirip iman, özgüven, ahlak, cesaret ve gayretle milletimize ve insanlığa faydalı çalışmalar, ahlak ve fedakârlık örnekleri, his ve düşünüş şekilleri, örnek yaşantılar ve prensipler sunmaktır.
Tıpkı tarihimizdeki gibi haşmetli, dostun da düşmanın da hayran kaldığı, insanlığın alkışladığı, imrendiği medeni hamleler, eserler, âlimler, sanatkârlar, din adamları, gönül insanları, korkusuz cengâverler, kale gibi sağlam nesiller, erenler yetiştirmektir.
Bugünümüzü en güzel bir şekilde yaşamak, tarihimizi en güzel bir şekilde bilip cümle güzelliklerini zamanımızda yaşanır eylemektir. Bütün bir tarihimizi bütüncü bir anlayışla değerlendirmek, ecdadımızı bütün özellikleriyle tanımak, tarihin öğrettikleri ve kültürümüzün, medeniyetimizin şekillendirdikleriyle ufuklarımızı aydınlık, umutlarımızı diri, milletimizi daha mutlu, devletimizi daha kuvvetli eylemektir.
Faydalandığım Kaynaklar:
Veli Şirin, Tarihten Yaprak Pınar Yazıları. Biyografi Net, Haziran 2010
Hüdavendigâr Onur, Bir tarihçi: Veli Şirin. http://www.dokuzsutun.com.tr/bir-tarihci-veli-sirin...
https://www.bilgiler.gen.tr/veli-sirin.html
Veli Şirin, Tarih Lise 1 Ders Kitabı. Sayfa: 9,10,11,12, Milsan Anonim Şirketi. İstanbul 1990.
Veli Şirin, Tarih ve Millet. Pınar Dergisi, Sayı 2, Yıl: 1972
Veli Şirin, Tarihimizin İncelenmesi Üzerine. Pınar Dergisi, Sayı:13, Yıl: 1973
Veli Şirin, Türkoloji ve Tarih Kongreleri. Pınar Dergisi, Sayı:59,Yıl: 1976
Veli Şirin, Tarih Lise 2 Ders Kitabı. Milsan Anonim Şirketi. İstanbul 1990.
Veli Şirin, Tarih Lise 3 Ders Kitabı. Gendaş Web Ofset, İstanbul 1991
Veli Şirin, Ana Hatlarıyla Siyasi Kültürel Osmanlı Tarihi. İstanbul 2020
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.