Dünya ülkeleri, tarihi felaketlerden birini yaşayan Lübnan'ın yardımına koştu
Beyrut
Beyrut, 4 Ağustos'ta 179 kişinin hayatını kaybetmesine, 6 binden fazla kişinin yaralanmasına ve 300 bin kişinin yerinden olmasına yol açan korkunç bir patlamayla sarsıldı.
Lübnanlıların Beyrut Limanı'nda çıkan yangını cep telefonlarıyla görüntülemeye çalıştıkları sırada meydana gelen ikinci bir patlama korkunç bir etkiye yol açtı.
Nükleer bombalarla ilişkilendirilen patlama sonrasındaki mantar bulutu ve patlamanın yol açtığı şok dalgası görüntülere yansıdı.
Ortaya çıkan görüntülerin ardından, felaketin büyüklüğüne ilişkin endişeler de arttı.
Barındırdığı Suriyeli ve Filistinli mültecilerle nüfusu yaklaşık 6 milyona ulaşan Lübnan'ın sahip olduğu tek tahıl siloları da Beyrut Limanı'ndaki felakette yerle bir oldu.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Beyrut'ta meydana gelen büyük patlamanın ülkede yol açtığı maddi hasarın 15 milyar doları aştığını ifade etti.
Ülkeyi sarsan şiddetli patlamanın hemen ardından olağanüstü hal ilan edildi ve dün itibariyle de bir ay daha uzatıldı.
Lübnan'ın büyük bir ekonomik krizin pençesindeyken böyle bir facia yaşaması, ülkede insani felaket yaşanabileceği endişelerini arttırdı.
Patlamanın üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen Türkiye başta olmak üzere dünyanın 40'tan fazla ülkesi, Lübnan'a gönderdikleri tıbbi ve gıda yardımlarını hükümet veya Sağlık Bakanlığı yerine orduya teslim ediyor.
Beyrut'a 13 ülkeden arama kurtarma ekipleri geldi
Lübnan ordusu, patlamanın ardından arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra gelen yardımların ihtiyaçlar doğrultusunda dağıtılması için bir komite oluşturdu ve her türlü yardımı kabul ettiklerini açıkladı.
Olayın üzerinden henüz bir gün geçmeden harekete geçen 13 ülke, Beyrut Limanı'ndaki kayıplar için arama kurtarma ekipleri gönderdi.
Türkiye, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Sağlık Bakanlığı UMKE ve Türk Kızılay'dan oluşan 37 kişilik bir ekiple sahada yerini alan ilk ülkelerden biri oldu.
Beyrut'ta 600'den fazla yatak kapasitesine sahip sahra hastaneleri oluşturuldu
İlk günlerde harakete geçen ülkelerden biri olan Katar da 45 kişilik arama kurtarma ekibinin yanı sıra 500 yatak kapasitesine sahip 2 hastane gönderdi.
Yardımlarını yoğun şekilde sürdüren Fas da 60 yatak kapasiteli bir askeri sahra hastanesini kurdu.
Ürdün de 99 kişilik bir sağlık ekibinin yanı sıra 48 yataklı sahra hastanesiyle Lübnan'ın yanında yer aldı.
İran da tıbbi bazı yardım malzemeleri ile Sağlık Bakanlığına bir sahra hastanesi gönderdi.
Fransa ve BM öncülüğünde toplanan yardımlar beklentileri karşılamıyor
Patlamadan birkaç gün sonra Fransa ve Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde düzenlenen "Uluslararası Beyrut ve Lübnan Halkına Destek Konferansı'nda" Beyrut için 252,7 milyon avro (yaklaşık 300 milyon dolar) yardım taahhüdüne bulunuldu.
Konferansa katılan ülkelerden Katar 50, Kuveyt 40, İsviçre 5 milyon dolarlık yardımda bulunma sözü verdi.
İngiltere'nin de başlangıçta yaptığı 5 milyon poundluk yardımın yanı sıra 20 milyon pound, Danimarka'nın da 20 milyon avro yardım vaadinde bulunduğu aktarıldı.
Ancak söz konusu yardımlar, Lübnan'ın içinde bulunduğu durum karşısında beklentilerin altında kaldı.
Lübnan'a yardımda Fas dünya sıralamasında birinci
Ülke basınında çıkan haberlere göre, Lübnan'ın yaşadığı felaketin ardından Fas, insani yardımda ABD ve Avrupa Birliği'nin (AB) yanı sıra diğer Arap ve Asya ülkelerini geride bıraktı.
Fas Kralı 6. Muhammed, tıbbi ve insani yardım taşıyan 8 uçağı Lübnanlıların yardımına gönderdi.
Şu ana kadar 295 ton temel gıda, 10 ton tıbbi yardım, 11 ton özel ekipmanın yanı sıra Fas'ın ilk yardım malzemesi, tahıl, konserve gıda, süt, şeker, çadır ve battaniyeler gönderdiği belirtildi.
Fas yönetiminin, Beyrut'ta bir askeri sahra hastanesi kurarak, 45'i doktor toplam 150'ye yakın sağlık çalışanıyla yaralılara tedavi hizmeti sağladığı aktarıldı.
Yardımları ordu ve STK'lar teslim alıyor
AA'ya konuşan Lübnan ordusunda görevli üst düzey bir yetkili, ülkeye gelen yardımların ordu veya sivil toplum kuruluşlarınca teslim alındığını söyledi.
Türkiye, Pakistan, Irak, Mısır, Kuveyt, Katar, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, ABD, Ürdün ve daha ismini sayamadığı pek çok ülkeden büyük miktarda yardımların geldiğini aktaran ordu yetkilisi, yardım sevkiyatlarının hava ve deniz yolu üzerinden gerçekleştiğini kaydetti.
Yarımların ülkeye ulaştığı ilk andan itibaren dağıtımlara başladıklarını ve bu dağıtımlar için Beyrut'taki Uluslararası Refik Hariri Havalimanı ile şehirde 2 merkez oluşturduklarını aktaran ordu yetkilisi, şunları söyledi:
"Ordu, gelen tıbbi ve gıda yardımlarını kendi imkanlarıyla dağıtıyor. Tıbbi yardımların bir kısmı askeri hastanelere ve diğer bir kısmı da ordu kontrolündeki sahra hastanelerinin hizmetine sunuldu. Ordu, tıbbi ihtiyaçları Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içinde belirliyor."
Dünya, Lübnan'a yardım elini uzattı
Lübnan ile herhangi bir diplomatik ve resmi teması bulunmayan İsrail, BM ve Fransa üzerinden yardım teklifinde bulundu.
Mısır, Beyrut'ta bir sahra hastanesi açtı ve iki uçak tıbbi malzeme gönderdi.
İngiltere, toplam 25 milyon pound değerindeki yardımın yanı sıra, arama kurtarma ekipleri ve uzman sağlık ekibi ve Kraliyet Donanmasına bağlı bir gözlem gemisini hasar tespiti için bölgeye gönderdi.
Fransa, güvenlik uzmanı ve 6 ton sağlık ekipmanı gönderdi. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron daha fazla insani yardım göndereceği sözü verdi.
Almanya, toplam 20 milyon avro tutarındaki acil yardım paketinin bir bölümünü Lübnan makamlarına teslim etti. Berlin ayrıca Lübnan Kızıl Haçına, patlamadan etkilenen ailelere yardım etmesi için 1 milyon avroluk bir yardım gönderdi.
Lübnan'a acil tıbbi yardım ve yakıt dolu bir uçak gönderen Irak, 800 bin litre yakıt bulunan 22 tankeri de bu ülkeye yolladı.
ABD, ilk aşamada 17 milyon dolarlık acil insani yardımda bulunma sözü verirken, Suudi Arabistan da 120 tonluk ilk yardım paketi, çadır ve gıda yardımı sözünde bulundu.
Bahreyn, Bangladeş, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Çekya, Danimarka, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Ürdün, Kazakistan, Kuveyt, Hollanda, Norveç, Umman, Polonya, Katar, Romanya, Rusya, Güney Kore, İsveç, Tunus, BAE gibi ülkeler de gıda, tıbbi, malzeme, arama-kurtarma ve sağlık ekiplerinin yanı sıra çeşitli insani ve mali yardımlarını Lübnan'a gönderdi.
Uluslararası kuruluşlar Lübnan'dan reform talep ediyor
Patlamanın ardından ortaya çıkan manzara karşısında uluslararası toplum Lübnan'a yardım vaadinde bulunuyor.
Ancak bu yardımların Lübnan siyasi kültüründe "yerleşik" olduğu kabul edilen yolsuzlukla belli bir kesimin eline geçmesi istenmiyor ve bunu önlemek için de bazı reformlar talep ediliyor.
Dünya Bankası, Lübnan'ın yapısal reformları hayata geçirmesi şartıyla 200 milyon doların üzerinde acil durum sosyal koruma programının hazırlıklarını tamamlama sözü verdi.
Birleşmiş Milletler (BM) ve yardım ortakları, Lübnan'daki acil ihtiyaçları karşılamak için 565 milyon dolarlık yardım çağrısı yaparken, BM ilk etapta Lübnan İnsani Yardım Fonundan 9 milyon dolar ve Merkezi Acil Durum Müdahale Fonundan ek fon sağladı.
Dünya Gıda Programının (WFP) da Lübnan'a 50 bin ton buğday unu göndereceği bildirildi.
Türkiye, Lübnan'ın yardımına koştu
Türkiye de bu zor zamanlarında farklı alanlarındaki imkanlarını seferber ederek, Lübnan'ın yardımına koştu. AFAD, Sağlık Bakanlığı UMKE ve Türk Kızılay ekipleri, şiddetli patlamanın yaşandığı Beyrut Limanı'ndaki arama kurtarma çalışmalarına katılmak üzere olayın hemen ardından Lübnan'a hareket etti.
Türkiye, patlamadan hemen bir gün sonra 3 gün üst üste 5-6-7 Ağustos tarihlerinde 3 askeri uçakla Lübnan'a tonlarca tıbbi malzeme yardımında bulundu.
Türkiye'den birçok sivil toplum kuruluşu da patlamayla sarsılan Beyrut'a gelerek arama kurtarma, enkaz kaldırma ve insani yardım faaliyetlerine destekte bulundu.
TİKA'nın da şiddetli patlamada tahıl silolarının zarar görmesi nedeniyle oluşan acil gıda ihtiyacını karşılamak üzere yaklaşık 400 ton buğday yardımını ilerleyen günlerde Lübnan'a ulaştırması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda, Beyrut'un yaklaşık 70 kilometre güneyinde yer alan Türkiye'nin inşaatını 2010 yılında tamamladığı ancak bürokratik engellere takılarak henüz açılamayan Sayda Türk Hastanesi'ni açılması için Türkiye'den gelen üst düzey bir sağlık heyeti Lübnan Sağlık Bakanı Hamad Hasan ile görüştü ve hastanede incelemelerde bulundu.
Sayda Türk Hastanesi'nin, imzalanan eylem planı kapsamında 15 gün ile 3 ay arasında geçecek bir süre zarfında eksikleri tamamlanarak bir an önce açılması planlanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.