Dr. Şakir Diclehan: Buruk Geçen Bir Bayramın Ardından

Dr. Şakir Diclehan: Buruk Geçen Bir Bayramın Ardından
Bayramların büyük önemi vardır bir Müslümanın hayatında… Her fert, Kur’an-i Kerim’den bir ayet gibi kalbini öbür Müslümanlara götürecek ve böylece büyük bit mutluluk duyacaktır..

sakir-diclehan.jpg

Git gide amacından uzaklaştırılan bayramlarımızı bize bıraksalardı keşke… Ah ne olurdu? Bugün yeryüzündeki şehirler, köyler kasabalar ve yerleşim birimlerinde yaşayan Müslümanlar, bütün ulaştırma araçlarıyla birbirine uğramaları ya da haberleşmeleri mümkün olmasa da Kâbe-yi muazzama etrafında dönerek adeta bu ibadet aracılığıyla haberdardırlar birbirlerinden…

Bir Müslümanın eli, öbür Müslümanın eline, onun eli de bir başka Müslümanın eline, böylece bütün Müslüman eller birbirine kenetlenecek ve bütün İslam dünyası, kopmaz, yıkılmaz bir bina, sarsılmaz bir yapı haline gelecektir.

Aslında bayram, taştan ve topraktan, rüzgâr esintilerinden ve yaprak hışırtısından değil, bir medeniyetten, hem de izleri ve eylemleri duraklamış gibi görünen köklü bir tarih ilhamından, Müslümanların aydınlık günlerinden, derin köklerle beslenmiş bir inançtan ve bir bilinç hafifliğinden gelerek bize ulaşmaktadır.

Aslına bakılırsa hutbeyi okuyan İmam, bir çağrıda bulunsa da çelik ve beton arasında boğulan insana bir özgürlük çağrısı yapmakta ve evrensel bir bildiri sunmaktadır. Hürriyetin ancak kurtuluş içinde bir anlam ifade edeceğini ilan eden evrensel bir bildiridir bu...

Bu hutbe, vücuda olan tutsaklıktan, maddi olan eşyaya bağlılıktan ve putlar korusuna olan eğilimden kurtuluşa açılan bir çağrı manifestosudur bu hutbe…

Evlerden evlere taşınan armağanlar, evleri doldurup taşan armağanlar, bayramların en büyük hediye ve armağanıdır…

İşte o ulu ve eşsiz geçmişten elimizde kala kala bu ulu bayramlar kaldı… Onlara sıkı sarılmamız ve hiç olmazsa İslam’ın son peygamberinin bu armağanını elden kaçırmamamız gerekir…

İdarecilerin turizm ve maddi gelir anlayışıyla bir tatil aracı olarak gördükleri bayramın ruh ve felsefesine aykırı düşüncenin son bulması, evlerden evlere bir armağan gibi taşınan, evlerde çileli hayat arkadaşı eşlerin ve evlerin bin bir renkli çiçekleri çocukların bayramı olması, en büyük dileğimizdir…

Bu bayramı biraz buruk geçirdik. Çünkü her bayram, Yüce Diriliş Partisi’ni Haseki semtindeki hacım olarak küçük fakat anlam olarak büyük İstanbul il merkezi binasında iki elin on parmağını geçemeyecek diriliş erlerinin katılımıyla kutladık. Üstad Karakoç’la aynı fotoğraf karesinde görünmek isteyenler ya da merak nedeniyle neleri konuşacak şeklinde bir düşünce içinde olanlar yoktu… Aydınlık şahsiyetlerin fikir gücü ve bazusuyla kutlamak gerek bayramları…

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum