Dr. Öztanrıöver: "Sosyal Paylaşım Sitelerine Olan Bağımlılık, Uyuşturucu Bağımlılığından Farksız"
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Öztanrıöver: "Sanal Bağımlılık Hem Depresyon Gibi Ruhsal Hem De Bedensel Hastalıklara Davetiye Çıkarıyor"
"İnsanlarla Doğrudan İlişki Kuranlar Kendini Daha İyi Hissediyor"
Son yıllarda birçok kişinin adeta vazgeçilmezleri arasına giren sosyal paylaşım sitelerinin kişilerde bağımlılığa neden olduğu, bu bağımlılığının uyuşturucu madde bağımlılığından farksız olduğu bildirildi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Sümer Öztanrıöver, yaptığı açıklamada, facebook, twitter, whatsApp, Foursquare gibi sosyal paylaşım sitelerinin bağımlılık yoluyla kişileri ele geçirip hayatlarını adeta cehenneme çevirebildiğini söyledi.
Sosyal paylaşım sitelerine olan bağımlılığın uyuşturucu madde bağımlılığından farksız olduğunu söyleyen Öztanrıöver, "İkisi de beynimizin aynı bölgelerini uyarıyor. Bilinçli ve kontrollü kullandığımızda yaşam kalitemizi artıran sosyal paylaşım sitelerinin kontrolünü yitirdiğimizde, uyuşturucu kullanımındaki gibi hayatımızı altüst edecektir" dedi. Öztanrıöver, şunları kaydetti:
"Sanal ortamda da olsa hakkımızda olumlu şeyler söylenmesi, iltifat ve beğenme aldığımızda beynimizin ödül sistemi harekete geçer. Tıpkı uyuşturucu-uyarıcı madde kullanmış gibi coşku ve heyecan hissederiz. Hissettiğimiz bu anlık mutluluğa, ne yazık ki madde bağımlılığında olduğu gibi tolerans gelişir. Yani aynı etkiyi yaratmak için çevrimiçi olmanın dozunu giderek artırmamız gerekir. Uyuşturucu kullanımındaki gibi sosyal paylaşım siteleri bağımlılığında da amaç, zihni oyalamaktır. Böylece sorunlar geçici de olsa ötelenebilir. Bağımlılık geliştiğinde işte aksamalar, okul başarısında düşme, hatta günlük aktiviteler bile bozulmaktadır. Bu durum da bağımlıların ailesi, arkadaşlarıyla sorunlar yaşamasına yol açmaktadır."
Öztanrıöver, yapılan araştırmaların, uzun sürelerle Facebook kullananların zamanla kendilerini daha kötü hissettikleri ve yaşamlarından memnun olmadıklarını gösterdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"İnsanlarla doğrudan iletişimde bulunanlar ise zamanla kendilerini daha iyi hissediyor ve yaşamlarından daha çok keyif alıyorlarmış. Sanal bağımlılıkta kaçınılmaz olarak yaşamın diğer aktivitelerine karşı ilgi ve istek kaybı gelişmektedir. Buna fiziksel hareket azlığını da eklersek hem depresyon gibi ruhsal hem de bedensel hastalıklara davetiye çıkmaktadır."
"Kızılderili bilge Don Juan der ki; 'İyi bir avcı, avının alışkanlıklarını bilir, onu iyi tanır. Davranışlarını kestirebilir ve tuzaklarını ona göre hazırlar.' Sanal medyada paylaşılanlar ve beğenilenler üzerinden yapılan istatistiksel bir araştırma ile kullanıcının cinsiyeti, siyah mı beyaz mı olduğu, cinsel yönelimi, siyasi tercihi yüzde 85-95 doğrulukla belirlenebilmektedir" diyen Öztanrıöver, "Tüketim sektörünün ağzının suyunu akıtan ve tepe tepe kullandıkları bu durum, bizleri açık bir av konumuna getirmektedir. Aynı zamanda radikal örgütlerin, rakiplerin, siyasi karşıtların da zahmetsizce yararlanacağı açık bir hedef haline getirecektir. Yakın zamanda paylaşımlar üzerinden açılan davalarda bunun örneğine hepimiz tanık olduk" ifadelerini kullandı.
Öztanrıöver, diğer bağımlılıklarda olduğu gibi sosyal paylaşım siteleri bağımlılığının profesyonel destek ile üstesinden gelinebileceğini sözlerine ekledi.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.