Doç. Dr. Özbolat: 6. Din Şûrasının Ardından

Doç. Dr. Özbolat: 6. Din Şûrasının Ardından
6. Din Şûrası, “Sosyokültürel Değişim ve Diyanet Hizmetleri” gündemiyle 25-28 Kasım 2019 tarihlerinde Ankara’da toplanmıştır..

vi.-din-surasi-1-001.jpg

Doç. Dr. Özbolat: 6. Din Şûrasının Ardından

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Abdullah Özbolat, 6. Din Şûrası, “Sosyokültürel Değişim ve Diyanet Hizmetleri” gündemiyle 25-28 Kasım 2019 tarihlerinde Ankara’da toplandı.

Doç. Dr. Abdullah Özbolat:

"Diyanet’in bünyesinde yürütülen hizmetlerle ilgili yeni stratejiler belirleme amacıyla 6. Din Şûrası, “Sosyokültürel Değişim ve Diyanet Hizmetleri” gündemiyle 25-28 Kasım 2019 tarihlerinde Ankara’da toplanmıştır. Şûra, İlahiyat Fakülteleri başta olmak üzere akademiden ve Diyanet’in her kademesinden alan uzmanı ilim adamları, yöneticiler ve eski ve yeni teşkilat mensuplarından oluşan üye ve davetliler ile ilgili kurum temsilcilerinden oluşan 353 katılımcı ile güçlü bir istişare ve ortak aklı işleterek, 6. Din Şûrasında, sosyokültürel değişimin din anlayışı, din-hayat ilişkisi, din-gelecek tasavvuru üzerindeki etkisini müzakere ederek, 37 maddelik karar almıştır.

Şûrada, Diyanet’in, yaşanan hızlı değişim ile hangi alanlarda ve nasıl sahih dini bilgi üreteceğini, din hizmetlerinde ne gibi yenilikler ve değişimler gerçekleştireceğini, din hizmetlerine nasıl bir perspektif ve stratejiyle yaklaşacağını, basılı, dijital ve TV, Radyo yayınlarında nasıl bir yol izleyeceğini, kitlelere nasıl ulaşacağını, yurtdışındaki millet varlığımıza ve gönül coğrafyamıza ne tür hizmetler götüreceğini ve nasıl bir vizyonla hareket edeceğine yönelik kapsamlı istişareler ve müzakereler yapılmıştır.

 

sura.jpg

Bilindiği gibi, beş yılda bir düzenlenen Din Şûrasında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yürüttüğü hizmetlerin geliştirilmesine yönelik müzakerelerle tespitlerin yapılır ve kurumun gelecek projeksiyonuna ışık tutacak biçimde teklif niteliğinde kararlar alınır. Diyanet’in hizmet politikalarının belirlenmesinde önemli bir referans kaynağı olabilecek Şûra Kararları, ülkemizdeki din hizmetlerini verimliliğini hedeflerken, Şûra suresinin 38. ayetindeki “Onların işleri aralarında şûra iledir” emri çerçevesinde bir faaliyet olarak değerlendirilebilir.

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Şûraya “davetli” olarak katılan biri olarak gözlemlediğim, Diyanet, 6. Din Şûrasında “özgür” bir tartışma ortamında görüşleri, tecrübeleri, hizmetlere katkı sağlayacak eleştirileri, tavsiyeleri bütün içtenliğiyle almayı amaçladığını beyan etmiştir. Şûrayı değerlendirmeyi amaçlayan bu yazı, 2. Komisyonda bulunan benim gözlemlerim ve 1. Komisyonda bulunan Prof.Dr. Asım YAPICI’nın görüşlerini, gözlemlerini temel alarak oluşturulmuştur. VI. Din Şûrası’nın komisyonlarında üç gün boyunca yoğun müzakerelerde kamuoyu ile de paylaşılan tespit ve teklifler Şûra Sonuç Bildirisinde görülecektir. Elbette asıl önemli olanın, şûra ile ulaşılan kararların uygulamaya dökülmesi kanaatindeyim.

Şûrada, insanımızı din ve değer anlayışından, gündelik hayatına, geleneklerinden kavramları yorumlayış biçimine kadar pek çok yönden etkisi altına alan sosyokültürel değişimin çok boyutlu ve derin etkileri, Diyanet teşkilatının üst yönetimi tarafından da Diyanet hizmetlerinde yenilenme ihtiyacını ortaya çıkardığı belirtilmiştir.

Komisyonlardaki sunum ve müzakerelerde, Diyanet teşkilatının pek çok hizmetini kamuoyuna duyuramadığı dile getirilmiş, teşkilata yönelik eleştirilerin belirli ölçüde önüne geçilebilmesinin hizmetleri anlatmakla mümkün olacağı dile getirilmiştir.

Şûra’nın oturumlarında, bir taraftan, İslam’ın değişmeyen, zaman ve zemine göre değişmesine ihtiyaç olmayan temel iman, ibadet ve ahlak esaslarını ve insanın can, mal, nesil, inanç ve aklını korumaya yönelik sabiteleri ile İslam’ın muhafaza yönü ile diğer taraftan İslam’ın zaman ve zemine göre değişime açık olan yönlerinin, “ezmanın tağayyürü ile ahkâmın teğayyuru inkâr olunamaz” şeklinde ifade edilen Mecelle kuralınca İslam’ın sürekli kendini yenileyebilen özelliğine işaret edilerek, İslam’ın asırların idrakine hitap edebilecek dinamik potansiyeline yapılan vurguyu değerli buluyorum.

19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında modernleşme sürecinin etkisiyle, hakikatin sadece bilimsel yolla keşfedilebileceği şeklindeki kanaatin, günümüzdeki yapay zekâ başta olmak üzere yeni gelişmeler sonucunda bilimin dinin yerini alacağı, dinleri dönüştüreceği şeklinde bir kabulü hızla popülerlik kazandırması, İslamî ilimler alanında akademik ve entelektüel faaliyet yürüten kişi ve kuruluşların bu yeni gelişmelerle yüzleşmesinin zaruretini doğurmaktadır. Felsefe, sosyal bilimler ve İslami ilimler alanlarında kuramsal çözümleme ve uygulamaya dönük toplumsal araştırmalar yaparak çağın ihtiyaçları ve şartlarıyla uyumlu cevaplar üretecek mekanizmaların geliştirilmesi önem taşımaktadır.

Köklerini Meşihat Teşkilatından alan ve bugün özgün bir Türkiye deneyimi örneği sunan Diyanet teşkilatının tartışmaların odağında olduğu bilindiği için, Diyanet’e pek çok eleştiri yöneltilmektedir. Bu eleştirilerden, Diyanet, “zamanın ruhunu yakalayamıyor”, “hayattaki değişimin parametrelerine uygun çözüm üretemiyor”, “geçmiş mirasımızı doğru bir şekilde anlayıp güncelleyemiyor”, “geleneğimizde mevcut ihya ve tecdit kavramlarını asrın idrakine sunamıyor”, “dinamizm için mekasıt, maslahat ve istihsan düşüncesini geliştiremiyor”, “dini anlarken ve anlatırken doğru ve uygulanabilir yöntemler ortaya koyamıyor”, “zaman ve mekânüstü sabiteler ile zamanın ve dönemin şartlarına bağlı değişkenleri ayırt edemiyor”, “İslam’ı, çağdaş zihinlere geçerli argümanlar üzerinden anlatamıyor” ve “yeterli sahih bilgiyle donatılmayan insanların, bir taraftan hakikati kendi tekeline alan, üstünlük iddiasıyla kutsal değerleri sömüren kişi ve gruplarca istismar edilmesi, diğer taraftan bazı kişiler seküler ve hazcı bir anlayışla dinden kopup kendini daha rahat ve özgür hissedeceği inanç karşıtı akımlara yönelmenin önüne geçemeyip, bunlar karşısında savunmacı söylemlere yöneliyor” gibi eleştirileri, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı “özeleştiri” olarak ifade etmiş ve 6. Din Şûrasının tebliğ ve müzakerelerinin yol gösterici açılımlara imkân sağlayacağını belirtmiştir.

Bu eleştirilerin çok boyutlu sebepleri bulunduğu ve problemlerin Diyanet’le sınırlı olmadığı düşünüldüğünde, devletin ve milletin hayrına olan bu “özeleştiri” söylemini çok değerli bulduğumu ve 6. Din Şûrasında “dinleyen, dikkate alan ve uygulama için yol arayan” bir Diyanet gördüğümü belirtmeliyim.." dedi.

 

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum