Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: İsveç kelime oyunlarıyla bizi oyaladığını düşünüyorsa kendini aldattığını bilmesini isterim
Ankara
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından ortak basın toplantısında konuştu.
Mevkidaşıyla görüşmesinde Suriye konusunu genişçe ele aldıklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Gerek Türkiye gerek İran olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini güçlü şekilde destekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Suriye'de savaşın 11 yıldan fazla süredir devam ettiğini, çok kan aktığını, zulüm ve sefaletin sürdüğünü belirterek, bu doğrultuda Astana formatı çerçevesinde de özellikle esir takası ve anayasa komisyonunun kurulması gibi önemli adımlar attıklarını belirtti.
Artık kalıcı bir istikrar ve barış için sonuç odaklı adımların atılması gerekliliğine vurgu yapan Çavuşoğlu, bu doğrultuda rejimle de bir angajman sürecinin başladığını, istihbarat kurumları düzeyinde görüşmeler ve Moskova'da üçlü bir toplantı gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Şimdi önümüzdeki süreçte dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantı yapılması da planlanıyor." bilgisini verdi.
Yapılan toplantılar konusunda İran'ı bilgilendirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Çünkü Astana formatında 3'lü bir şekilde devam ediyoruz. Bugünkü görüşmelerimizde İran'ın da bu sürece katkısının çok önemli olduğunu vurguladık. Bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) vurguladı. Önümüzdeki süreçte bu atılacak adımların netice getirmesi konusunda İran'la da yakın işbirliği içinde çalışacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, burada siyasi süreç, terörle mücadele, Suriyelilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde dönmesi ve dönen insanlara gerekli desteklerin verilmesi gibi önemli konuların olduğuna işaret ederek, "Astana formatında da İran'la yakın işbirliğimiz devam edecek." dedi.
İsveç konusu
Stockholm'de YPG/PKK'nın provokasyonuna ilişkin savcılığın kararına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Savcılığın 'soruşturmaya gerek yoktur' kararı son derece absürddür." ifadesini kullandı.
Herkesin hukukun üstünlüğünün ne demek olduğunu bildiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Şimdi bu eylem bir kere kimler tarafından yapılıyor? Teröristler, terör propagandası ile birlikte yapılıyor. İsveç'in ahitnameye baktığınız zaman bunlarla mücadele sözü var mı? Var. İkincisi ifade özgürlüğünden bahsediyorlar. Bu saldırı, bu provokasyon ırkçı bir saldırı mı? Evet. Irkçılık içeriyor mu? Evet. Peki Irkçılık İsveç'te suç mu değil mi onun cevabını versinler. Peki nefret suçu içeriyor mu? Evet içeriyor. Peki nefret suçu işlemek İsveç'te serbest mi değil mi? Bunun cevabını versinler." dedi.
Çavuşoğlu, kimsenin "İsveç'te ifade özgürlüğü var, dolayısıyla bu herhangi bir suç değildir" diye Türkiye'yi kandırmaya kalkışmaması uyarısında bulunarak, şöyle devam etti:
"(PKK'nın İsveç'teki provokasyonu) Bu, ırkçı ve nefret içeren, nefret suçu içeren bir eylemdir. Dolayısıyla bu, evrensel değerlere de karşıdır, uluslararası hukuka göre de suçtur. Yani, İsveç kelime oyunlarıyla bizi oyaladığını düşünüyorsa, bunda aldandığını, kendisini aldattığını bilmesini isterim. Ya teröristlerin döşediği bu mayınlara kurban olacaklar ya da herkes, hepimizin güvenliğini düşünerek imzaladığımız ahitnameyi uygulayarak ileriye doğru yürüyeceğiz. Burada da tercih İsveç'indir."
Türkiye ile İran arasındaki düzenli görüşmelerin ilişkilerde sağladığı verime işaret eden Çavuşoğlu, "İran, yaklaşık dört asırdır değişmeyen, ortak sınırı paylaştığımız kadim komşumuz, kardeş ülke." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, İranlı mevkidaşıyla görüşmesinde ticari ilişkilerden enerjiye, terörle mücadeleden bölgesel gelişmelere kadar önemli meseleleri masaya yatırdıklarını belirterek, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ertelenen Türkiye ziyaretinin gerçekleştirilmesi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda çalışmalara başlayacaklarını dile getirdi.
Baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kabulünde ikili ilişkileri tüm boyutlarıyla değerlendirdiklerini belirten Çavuşoğlu, ikili ticaret hacminde pandemi döneminde kazanılan ivmeye rağmen 30 milyar dolar hedefinden halen uzak olduklarını kaydetti.
Çavuşoğlu, bu doğrultuda hangi adımların atılacağına ilişkin istişareler doğrultusunda ortak çalışmaları sürdüreceklerini, 29. Karma Ekonomik Komisyon toplantısının da bir an önce yapılması gerektiğini ifade etti.
Karşılıklı yatırımların artırılması için çalışma konusunda mutabık olduklarını ifade eden Çavuşoğlu, "İran'da 200'e yakın firmamız yatırım yapıyor. Bazı sorunlarla karşılaşıyorlar. Bu sorunların aşılması konusunda da her zaman işbirliği yapıyoruz, doğrudan temaslarımız var." şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, İran'dan doğal gaz tedarikini artırmak için çalışmaları olduğunu anımsatarak, "Fakat geçen sene ve bu sene kış aylarında azalma oldu. 30 milyar metreküpten 6 milyar metreküp kapasiteye düştük. Sonuçta teknik arıza varsa, giderilmesi için biz de katkıya hazırız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da İranlı Bakanı kabulünde, doğal gaz kesintilerinin sonlandırılması ricasını Reisi'ye iletmesini istediğini aktaran Çavuşoğlu, İran'da üretim kapasitesinin artırılması konusunun da gündemlerinde olduğunu dile getirdi.
Çavuşoğlu, turizm konusunda da pandemi öncesi döneme döndüklerine dikkati çekerek, "2,2 milyon civarında turist geldi. Havayollarımız haftada karşılıklı 200 sefer gerçekleştiriyor. Turist sayısının artmasına destek oluyor." dedi.
İran'da PKK varlığı
Türkiye ve İran'ın terör tehdidiyle yüz yüze olan ülkeler olduğuna değinen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"PKK tehdidinin ortadan kaldırılması için Türkiye olarak gerekli tedbirleri alıyoruz, gereken adımları atıyoruz. Maalesef İran tarafında da PKK'nın bir mevcudiyeti var. Bu konuda da İçişleri Bakanlığımız, güvenlik birimlerimiz, istihbaratımız geçmişte gereken bilgileri paylaştılar. Bizim teröristlerle Kürt kardeşlerimizi ayırt edip, teröristlerle mücadele etmemiz gerekiyor."
Çavuşoğlu, İran'a yönelik yaptırımların faydalı olmadığı görüşünü sürekli yinelediklerini anımsatarak, bu konuda tavırlarının net olduğunun altını çizdi.
Irak
Irak meselesinde bölgesel sahiplenmenin önemine işaret eden Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Irak ile ilgili başka ülkelerin gelip de burada yönlendirmesiyle adım atmamıza gerek yok. Irak'ta bir sorun varsa, bizim sorunumuzdur. İran, Suriye'nin sorunu da bizim sorunumuz. Batı'dan oradan buradan ülkelerin gelip de burada ahkam keserek bizi bir araya getirmeye çalışması aslında bize hakarettir. Bizim gidip Batı'da iki ülkeyi bir araya getirmeye çalışmamız ne kadar absürt ise Irak ile ilgili bir toplantıda da başka bir ülkenin gelip burada bizi bir araya getirmeye çalışması ya da 'getirdim' edasında bulunması doğru bir yaklaşım değil. Doğrusu biz Türkiye olarak bunu kendimize yediremiyoruz."
Çavuşoğlu, Suriye'de 11 yıldır süren durumun etkisiyle bölgenin teröristler için adeta "bulunmaz fırsat" haline geldiğine dikkati çekerek, "Suriye'de YPG ve PKK'nın amacı belli. Bazı ülkelerin desteğiyle Suriye'yi bölmek amacındalar, yani bir terör devleti kurmak niyetindeler. Bizim sınırımızın ötesinde bir terör koridoru oluşturmak istediler." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin önce DEAŞ ve sonra PKK'ya yönelik operasyonlarıyla bu planları önlediğini söyleyen Çavuşoğlu, "Bazı bölgeleri teröristlerden temizlememize ve Suriyelilerin buralara dönüşlerini desteklememize rağmen Fırat'ın batısında, Suriye'nin kuzeydoğusunda PKK/YPG mevcudiyeti artarak devam ediyor. Biz bunları hedef alıyoruz." dedi.
Irak'ın kuzeyinde de ciddi bir YPG/PKK mevcudiyeti bulunduğunu aktaran Çavuşoğlu, bu durumun İran'a yönelik de ciddi bir tehdit olduğunu ifade etti.
Abdullahiyan: Terörle mücadele konusundaki işbirliğimiz en üst düzeyde
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ise mevkidaşı Çavuşoğlu ile ikili ve heyetler arası görüşmelerde bölgesel ve uluslararası konular hakkında çok önemli istişarelerde bulunduklarını belirten Abdullahiyan, "En önemli başlıklardan biri de iki ülke arasında yapılan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısıydı. Konseyin yedinci toplantısı Tahran'da gerçekleşti. İnşallah Sayın (İran Cumhurbaşkanı İbrahim) Reisi'nin yakın zamanda Türkiye ziyaretinde de sekizinci toplantı yapılacak." dedi.
Abdullahiyan, Çavuşoğlu ile görüşmelerinde özellikle enerji, ticaret, kültür, turizm, mali ve çevre işbirliğini görüşmek üzere istişarelerde bulunduklarını ve görüşülen konularda mutabık kaldıklarını dile getirdi.
Türkiye ve İran arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin iyi seviyede ancak iki ülkenin kapasitesinin altında olduğunu ifade eden Abdullahiyan, "Sayın Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan ile görüşmemizde kendileri de iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin istenilen düzeyde olmadığını vurguladılar ve ticari ilişkilerin tavanına ulaşmak için bazı önerilerde bulundular." diye konuştu.
İran Dışişleri Bakanı, iki ülke arasındaki sınırlardaki ticaretin geliştirilmesinin önemini vurgulayarak, bu kapsamda iki ülke arasındaki üç sınır pazarının geliştirilmesi için harekete geçileceğini kaydetti.
Türkiye ile güvenlik konusunda da istişarelerde bulunduklarını aktaran Abdullahiyan, "Türkiye ile terörle mücadele konusundaki işbirliğimiz, en üst düzeyde işbirliğimizin olduğu alandır." ifadesini kullandı.
Abdullahiyan, Türkiye-Suriye arasındaki görüşmelere dair İran'ın yaklaşımına değinerek, şöyle devam etti:
"Bölgesel konularda her zaman Türk kardeşlerimizle düzenli istişare içindeyiz ve hemfikiriz. Şimdi Ankara ve Şam arasındaki ilişkilerin değişime uğramasından da büyük memnuniyet duyuyoruz. İran'ın geçmişten bugüne kadar bu doğrultuda gösterdiği çabanın bugün neticeye vardığını görmek bizi de memnun etmektedir. Biz Ankara ve Şam arasındaki herhangi bir olumlu gelişmenin hem iki ülkeye hem de bölgemizin yararına olduğunu düşünüyoruz. İran, bu iki ülkeyle olan yakın ilişkisini göz önüne bulundurarak bu amaca ulaşmak için elinden geleni yapacaktır."
Abdullahiyan, İran'ın Ukrayna savaşında kullanılmak üzere Rusya'ya silah gönderdiğine dair batı ülkelerinden gelen suçlamalara da değinerek, ülkesinin Ukrayna savaşının sona ermesi yönündeki tutumunu en üst düzeyde bir çok kez ifade ettiğini ve bazı batılı ülkelerin bu konuda İran'a yönelik suçlamalarını kabul etmediklerini söyledi.
Afganistan'daki Taliban hükümetinin Afgan kadınlarının üniversite eğitim hakkını askıya almasına da işaret eden Abdullahiyan, "Afganistan'ın geçici hükümetinin kadınların eğitimini yasaklamasını İslam dinine aykırı kabul ediyoruz. Afganistan'daki durumun düzelmesi için kapsayıcı bir hükümetin oluşturulması gereğini vurguluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Abdullahiyan, Kafkasya bölgesindeki gelişmeler konusunda da istişarelerde bulunduklarını, bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünün korunması ve ülkeler arasındaki ticari ilişkiler ve refahın kalıcı hale getirilmesi için ulaşım yollarının açık tutulmasının önemini vurguladıklarını anlattı.
İran Dışişleri Bakanı, geçen yıl eylülde kesintiye uğrayan nükleer görüşmeler konusuna da değindi.
Abdullahiyan, ABD tarafının "çelişkili" söylemlerini bir kenara bırakarak, nükleer görüşmelerde gereken adımları atması halinde nükleer anlaşmaya varılabileceğini dile getirdi.
İran'da Mahsa Emini adlı genç bir kadının polis nezaretinde hayatını kaybetmesi ve sonrasındaki protestolarda dile getirilen reform taleplerine dair bir soruya ise Abdullahiyan, "İran'da kadınlar çok yüksek bir özgürlüğe ve haklara sahip. İranlı bir kızın doğal ölümü bizi üzüntüye boğdu." dedi.
İranlı Bakan, Emini'nin ölümü sonrasında başlayan protestoları, "yabancı güçlerin sosyal medyayı kullanarak İran aleyhinde başlattığı komplo" olarak değerlendirdi.
İsrail güçleri tarafından Mayıs 2022'de öldürülen Filistinli kadın gazeteci Şirin Ebu Akle'yi hatırlatan Abdullahiyan, "Batı, kadın hakları savunucusu olduğunu iddia ediyorsa Filistinli gazeteci kadının ölümünde neden tepki vermedi? Neden Irak'ta, Afganistan'da Suriye'de ve hatta Yemen'de ölen birçok kadın ve çocuğun hakları için bir tepki göstermediler? İran ve Türkiye bölgemizde en güçlü demokrasiye sahip olan iki ülkedir." ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.